Cumhuriyet, Halk ve Başörtüsü
Doksan yıl önce kurulan Cumhuriyet rejiminin temel ilkelerini oluşturan partinin CHP olduğu herkesçe malumdur. Bu sebeple CHP mensupları, kendilerini Cumhuriyet’in gerçek sahipleri olarak görürler.
Hatta onlar, kendilerini bir parti mensubu olmaktan çok, bir devlet mensubu olarak kabul ederler. Çünkü, onlara göre devlet; kendileridir. Devleti yönetenler kim olursa olun, iktidara kim gelirse gelsin, devletin bütün kurumlarında hep onların ilkeleri ve düşünceleri hâkim olmuş, yıllarca bu böyle devam edegelmiştir.
Cevabı merak edilen soru şudur: Cumhuriyet halk için mi vardır, yoksa halk cumhuriyet için mi?
CHP’ye göre, halk cumhuriyet için vardır! Peki, cumhuriyet kimin için vardır? Bunun cevabı bellidir: Cumhuriyet, CHP zihniyetinde olanlar için vardır!.. Devletin bütün kurumları, bu zihniyetle idare edilecektir ve edilmelidir!..
Yıllarca sürdürülen ve dayatılan anlayış budur.
***
“Yok öyle şey” diyenler, “milli şef” döneminden bu yana CHP’nin savunduğu ve karşı çıktığı konulara bakıversinler yeter!.. Halkın değerleriyle çatışan, inanç, kültür ve gelenekleriyle ters düşen yüzlerce örnek görürler.
İşte son örnek:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, hacdan dönen AK Partili kadın milletvekillerinin Meclis'e türbanla gelecek olmalarına ilişkin ne demiş bakın:
"Yasalar kadar güçlü olan, Tüzük hükümlerinden de daha güçlü olan TBMM'nin siyasi kültürünün, siyasi geleneklerinin korunmasının biz önemli olduğunu düşünüyoruz.”
Loğoğlu’nun niyet ve maksadı gayet açıktır: “TBMM’nin siyasi kültüründe ve geleneğinde CHP’nin ilkeleri vardır, bunu koruyacağız” demek istiyor. Çünkü CHP’ye göre, halkın seçtiği iktidarın hiç mi hiç gücü ve iradesi yoktur!.. Orada ancak CHP’nin borusu öter!...
Görüyorsunuz ya, bunlar hâlâ Cumhuriyet’i kendi çiftlikleri gibi görmektedirler!
***
Toprağı bol olsun Ecevit, Merve Kavakçı olayında ne demişti hatırlayın: “Burası Cumhuriyete meydan okunacak yer değildir, bu kadına haddini bildirin!...”
Aynı zihniyetin şimdiki temsilcisi Loğoğlu da benzer şeyler söylüyor. Bakın ne diyor :
“Biz, özellikle TBMM'nin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir arka bahçesi olmadığını, olamayacağını ve buna asla müsaade etmeyeceğimizi burada halkımızın huzurunda altını kalın çizgilerle çizerek vurgulamak istiyorum. Buna izin vermeyeceğiz. Biz, TBMM'ye sahip çıkacağız. TBMM'nin geleneklerine, duruşuna sahip çıkacağız. Bunun gereğini CHP yine İçtüzüğün verdiği bütün imkânları kullanarak bu gereği yerine getirecektir."
Bu ifadeler, halka ve halkın iradesine meydan okumak değil de, nedir? Ama artık, ne halk eski haktır, ne de Meclis eski Meclis!..
Cumhuriyet’in halk için var olduğu günler, gelmiştir.
***
Çankaya Köşkü’nde, Başbakanlık Konutu’nda, Beyaz Saray’da ve Kremlin’de ve daha pek çok diplomatik merkezde saygı duyularak onurla temsil edilen” başörtüsü”ne Meclis’te hâlâ karşı çıkan Faruk Loğoğlu ve Kamer Genç gibi CHP’lilere artık geçmiş olsun.
Onları, Allah Teâlâ’nın şu hitabıyla baş başa bırakırken, hâlâ bu zihniyeti tanıyamayan Müslümanlara da bu ayet ibret vesikası olsun diyoruz:
“İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz; (onlar ise) kitabların tamâmına îmân ettiğiniz hâlde sizi sevmezler. Hâlbuki sizinle karşılaştıkları zamân: 'Îmân ettik!' derler. Kendi başlarına kalınca da, size olan öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: 'Öfkenizle geberin!' Muhakkak ki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.”(Âlu İmran,119).
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.