Kendi vatanımızda hür Müslümanlar olarak yaşamak istiyoruz
BİZ İngiltere diyoruz ama resmî adı Birleşik Krallık'tır. Bence, dünyada en fazla demokrasi, insan hakları ve adalet olan ülkedir. Bu Birleşik Krallığın bir parçası olan İskoçya'nın ayrı parlamentosu bulunmaktadır Orada, bağımsızlık isteyen çok güçlü bir parti vardır. İngiltere'de çok rahat bir şekilde İskoçya'nın günün birinde, hattâ yakın bir zamanda bağımsız olabileceği serbestçe konuşulup yazılmaktadır.
Türkiye İngiltere'ye benzemez. ülkemizin bir bölgesinde bağımsız bir devlet kurulmasını istemeyiz.
İngiltere'nin eski Başbakanı Blair, millî Anglikan kilisesini bıraktı, Katolik oldu. Bu orada çok tabiî karşılandı. Bizde böyle bir şey mümkün değildir
ülkelerin siyasî, sosyal, kültürel yapıları vardır. İngiltere bir kuzey ülkesidir, biz ise bir Akdeniz-Latin havzası ülkesiyiz. Türkiye, İslâm dünyasının bir parçasıdır. Bizde sadece Osmanlı sisteminin mirası değil, ülkemizde hüküm sürmüş düzinelerle devletin, yirmiye yakın medeniyet ve kültürün kalıtımı bulunmaktadır.
ülkemiz, yakın çağda tarihî arızalar geçirmiştir. çok büyük kopukluklara uğramışızdır.
Lisanımız ve yazımız değiştirilmiştir, bu yüzden yeni nesiller hafıza kaybına uğramıştır.
Tarihimiz değiştirilmiştir.
Eğitimimiz yozlaşmıştır.
üniversitelerimiz, ideolojik baskı ve terörlerle dehşetli mütasyonlara uğratılmıştır.
ülke ve halk çapında korkunç bir yabancılaşma meydana gelmiştir.
Atılan değerlerin yerine yenileri konulamamıştır.
Zaten böyle bir şey mümkün değildir.
Belli bir sistemi veya ideolojiyi ayakta tutabilmek, onun hegemonya, saltanat ve hakimiyetini ebediyen sürdürmek için halk birbirine düşman, rakip, hasım kesimlere, klanlara ayrılmıştır. Türkler Kürtler, Sünnîler Alevîler, Sağcılar Solcular, Dinciler Laikler, Şunlar Bunlar...
Bir sistem ve ideoloji Türkiye'den, onun devletinden, onun ülkesinden, onun halkından üstün görülmüştür.
Uzun yıllar boyunca okullarda mantık dersi doğru dürüst okutulmamıştır. Mantık nedir? Doğru düşünme ilmi ve tekniği; doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğini kazandıran bilim...
Sistemi ve ideolojiyi güçlü tutmak için maziye, atalara, millî kimlik ve kişiliğe cephe alınmıştır.
Devlete güvenilmediği için, onun üzerinde bir veya birkaç Derin Devlet oluşturulmuştur.
Gerçekte olmayan (bizdeki sistem kesinlikle laik değildir) hayalî bir laiklik adına din, inanç, düşünce, vicdan, inandığı gibi yaşamak temel hak ve hürriyetleri vahim şekilde ihlal edilmiştir. Nerede İngiltere'deki engin din hürriyeti, nerede bizdeki güdük hürriyet...
Türkiye'deki etnik, kültürel, sosyal çeşitlilik bir zenginlik unsuru olarak görülmemiş, "ötekilere" düşman, Beşinci Kol, "Bizden Olmayanlar" olarak bakılmıştır.
Son yetmiş seksen sene içinde ülke, iki kimlikli, güçlü, esrarlı bir lobinin/azınlığın kontrolü altına girmiştir. Bu azınlık , nüfusun yüzde ikisini teşkil etmediği halde millî gelirin yarıdan fazlasını devşirmektedir.
Türkiye'de, Anayasa gereğince herkes eşittir ama bazıları "Daha Eşit'tir,
Türkiye'de, ABD'de ve Brezilya'da olduğu gibi siyah derililer yoktur ama Türkiye'nin de zencileri vardır. Bu zenciler ikinci sınıf vatandaştır, çoğunluğu oluşturmalarına rağmen zaman zaman parya durumuna da düşmüşlerdir.
İngiltere'de, dini yüzünden hiçbir İngiliz vatandaşı aşağılanmaz, hakarete uğramaz ama bizde, çoğunluğu teşkil eden Müslümanlar yıllardan beri müzmin bir şekilde aşağılanıp horlanmaktadır.
Dünyanın bütün ileri, hür, demokrat, medenî, gelişmiş, hukuklu, insan haklarına bağlı ve saygılı ülkelerinde başörtüsü yasağı yoktur ama bizde vardır. Hikesus'lar başörtüsünü İslâm'ın bir sembolü olarak görmekte ve fanatik bir şekilde bununla savaşmaktadır.
Türkiye'de hukuk ve adalet vardır ama ona paralel olarak yargısız infazlar da gırla gitmektedir.
Türkiye'de, yerli nüfusları birkaç bine inmiş Rum Ortodoksların ökümenik bir Patriği vardır ama Müslümanların devletten bağımsız bir Şeyhülislam seçmesine izin verilmez.
Türkiye'de çince, Japonca, Habeşçe, Sanskritçe hattâ Eskimoca kitap, gazete, dergi çıkartmak, yayın yapmak serbesttir ama bu milletin bin yıl boyunca kullandığı alfabe/yazı ile yayın yapmak yasaktır.
İngiltere'de Müslüman bir kadın, arzu ederse peçe takabilir ama Türkiye'de takamaz.
Dünyanın bütün ileri ülkelerinde Müslümanların dernek kurmaları, tekke açıp tasavvufî faaliyet yapmaları serbest ve mümkündür ama Türkiye'de yasaktır.
İngiltere'de bir Müslüman, bir Sih başına sarık sararak gezebilir, Türkiye'de ise Sih'ler bu konuda hür ve serbesttir, Müslümanlar değildir.
Bendeniz, Türkiye'yi gerçekten seven bir Türkiyeliyim. çoğunluğu teşkil eden Müslüman kesime mensubum. Azınlıkta olanların, çeşitliliklerin temel haklarını, hürriyetlerini tanıyorum. ülkemin bölünmesini, parçalanmasını istemem. İngiltere'deki İskoçya ile Türkiye'nin çeşitliliklerini bir görmem. Orada olabilir, bizde olmaz. İngiltere'de İngilizler, İskoçlar, Galler vardır. Bizde 78 etnik köken olduğu iddia ediliyor. Parçalanmamız mümkün değildir.
Ancak benim de istediklerim vardır.
ülkemde birinci sınıf vatandaş olarak yaşamak istiyorum.
Herkesin aynı şekilde ve derecede eşit olmasını istiyorum; birilerinin benden daha eşit olmasını kabul etmiyorum.
ülkemde, İngiltere'de olduğu kadar din, inanç, vicdan, inandığı gibi yaşamak hürriyeti olmasını istiyorum.
Bir tek "Türkiye Devleti" olmasını istiyorum, onun üzerinde Derin Devlet olmasını istemiyorum.
Lisan, yazı, tarih, eğitim konusunda, insan haklarına ve millî kimliğe aykırı baskılar, tabular, terörler istemiyorum.
Müslüman bir ülke olan Türkiye’de hür bir Müslüman olarak yaşamak istiyorum.
Birtakım esrarlı ve güçlü azınlıkların ve lobilerin sultası ve baskısı altında yarı hür, yarı esir yaşamak istemiyorum.
Tarihî ve kültürel arızaların giderilmesini ve tarihî-kültürel devamlılığa geçilmesini istiyorum.
Hakaret ve şiddet içermeyen fikirlerimden, görüşlerimden, tenkitlerimden, yazılarımdan, faaliyet ve hizmetlerimden dolayı cezalandırılmak istemiyorum.
Kendi vatanımda, en az soyguncular, hortumcular, iç-sömürgeciler kadar hür, güvenli, rahat bir şekilde yaşamak istiyorum.
İnanmadığım, benimsemediğim ideolojileri kabul etmem için baskı ve zorlama yapılmasını istemiyorum.
âdil kanunların ışığında yapılacak âdil bir yargılanma sonucunda suçlu ve kabahatli olduğum tesbit edilinceye kadar suçsuz olmak istiyorum.
İnançlarımdan, dindarlığımdan dolayı bana ve iman kardeşlerime gerici denmesini istemiyorum.
İslâm'ın ve dindar Müslümanların tehlike ve düşman olarak görülmesini istemiyorum.
Kendi vatanımda, kendi devletimin himayesi altında; İngiltere'de yaşayan bir Müslüman kadar hür, güvenli, serbest, korkusuz, endişesiz hayat sürmek istiyorum.
Benim bunlara hakkım yok mudur?