Kokteyl Cumhuriyetinden Halk Cumhuriyetine
Cumhuriyetin gerçek düşmanlarının kim olduğu bu sefer de anlaşılmadıysa, bu saatten sonra kolay kolay anlaşılmaz.
Cumhuriyetin 80 yılı “irtica ve laiklik menfaatperestliğiyle” geçti ve ne memleket ne de millet, son on yıla kadar birbiriyle kaynaşamadı.
Şimdi bu ifadelerim elbet iktidar yandaşlığı olarak kabul edilecektir. Evet, iktidar yandaşlığıdır bu yaptığım.
Şimdiye kadar iktidardakiler ne babamın ne de dedemin ruhuna bir Fatiha okumadı, okumaları da beklenemez.
Şimdiye kadar iktidardakilerden ne şahsıma ne çocuklarıma en ufak ne maddi ne de manevi bir şey gelmedi, gelmesi de beklenemez.
Rızkı veren ne iktidardakilerdir ne de muhalefettekiler. Rızkı veren Allah’tır. Allah kimin eliyle bana rızık verecekse oradan gelir.
İnandığım değerler çerçevesinde kırk yıldır böyle bir iktidar özlemi içerisindeydim. O özlemim gerçekleşmiş oldu. Elbet iktidar yanlısı olmam kadar doğal bir şey olamaz.
*
İmdi! Son on yıl hariç, her Cumhuriyet bayramında bu milletin değer yargılarına sövülmedi mi? Bu millet aşağılanıp, horlanmadı mı?
“Vurun Kahpeye” filmleri oynatılmadı mı? Din adamlarının; sahtekâr, hırsız, hovarda, alçak herifler olarak gösterildiği sinema filmleri özel gösterimlerle sunulmadı mı?
Bu filmler gösterilirken, milletin inançlarına medya aracılığıyla sözlü ve fiili saldırılar yapılmadı mı?
Cumhuriyet kutlaması denilince akla; halkın dışlandığı, kadın erkek üst düzey devlet memurlarının, emirle belirlenen kıyafetlerle Cumhuriyet kutlamaları gelmedi mi?
Cumhuriyet bayramı denilince yıllarca; “resepsiyonlar, kokteyller, içkili yemekler, balolar” akla gelmedi mi? Bu harcamalar milletten toplanan vergilerle yapılmadı mı?
Menderes, Özal, Erbakan ve Erdoğan iktidarı dışında, iş başına gelen iktidarların hangisi bu milletin vergileriyle hangi yatırımları yaptı?
Bugün gelmiş geçmiş iktidarlar denilince, sağduyulu milletimiz yukarıda saydığım liderlerin dışında hangisini hayırla yâd eder. Hangisini rahmetle anar?
*
Söz uzadı esas diyeceklerime gelemedim. Cumhuriyetin asıl anlamı; “alkol, dans, kokteyl,” olmaktan çıkıp, işte Marmaray gibi hizmetler olmalıydı. Oldu.
Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğu, ancak doksan yılda dünya kamuoyuna lanse edilebildi.
Diyanet İşleri Başkanı, devletin zirvesiyle halkın huzurundaydı ve Cumhurbaşkanı ile Başbakanın arasında kurdelesini kesti, duasını etti.
Oysa Cumhuriyetin ilk kuruluş günü de Hacıbayram Camii’nden başlamıştı ama daha sonra yüzlerce din adamı, Cumhuriyeti koruma adına idam edilmişti.
*
Marmaray’ın açılışını bütün dünya izledi ve takdirle karşıladı. Sadece halkımız değil, dünyanın hemen her ülkesinden sevinen toplumlar oldu.
“Baskı, şiddet, taciz, tahrik, nefret, hakaret” edilerek Cumhuriyet korunmaz ve kollanmaz.
Halk iradesinin adı olan Cumhuriyet, işte böyle hizmetlerle korunur, kollanır ve devam eder.
Esas Cumhuriyet düşmanları, bu hizmetleri yapamayan ve muhalefet edenlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.