Cumhuriyet’in “Nitelikleri”
Cemal Süreya adlı bir şair “Kısa Türkiye Tarihi” şiirinin 3. Bölümü’nde Cumhuriyet’in “nitelikleri”ni isabetle tasvir etmiş: “Türkiye’nin adı / Soyadı yasasından beri / Atatürk adından / Soyutlanmadı / 1930’lu yıllarda / Etitürkiye / 1940’lı yıllarda Atetürkiye / 1950’li yıllarda Ûdîtürkiye / 1960’lı yıllarda Ötetürkiye / 1970’li yıllarda Atatürkiye / 1980’li yıllarda Adıtürkiye / Mavi yolculuklar var bir de / O Yunanî, o güzel yolculuklarda / Hemen her zaman: Adatürkiye.”
Ulusalcılar, yani Atatürkçüler bir kısım posa milliyetçileri de yanlarına alarak Kemalist Cumhuriyeti yeniden hâkim kılmak üzere yola çıkmışlar. Bunun yanısıra Pre-Kemalistler, yani ön-Kemalistlerle Tekelokratik Kemalistler ittifak yaparak bir açıklama yapmışlar: “Doğrudan ilerleme fikrinin hakikiliği üzerine kurulmuş olan, felsefede objektif doğruyu ve pozitivist bir ideolojiyi taşıyan Kemalizm’i postyapısalcı temayüle veya postmodern felsefeye yamamak başlı başına ütopik bir uğraştır.
Post-Kemalistlerin, Kemalizm’den epistemoloejik kopuş sergiledikleri ve bu sahte Kemalistlerin durdurulması gerektiği…”
Mâlûm olduğu üzere, Atatürkçü Cumhuriyetçilikte câmiye girmek ve namazda saf tutmak da yoktur. Bu ülkede resmî târih Atatürkçü Cumhuriyet târihidir, hâlen bütün mekteplerde okutulur. M. Kemal, Cumhuriyetin bânisi, hamisi, anayasası, ilkeleri, heykeli ve her şeyidir.
Sabetayistlerin büyük çoğunluğu Kemalist Cumhuriyetin destekçileridir. Milletçe Cumhuriyet’e duyulan güvensizliğin sebebi doğrudan doğruya Kemalist Cumhuriyetçilerdir.
Cumhuriyet aydını milletine hainlik etmiş, Kemalist cellatların zulüm ve cinayetleri karşısında susmuştur. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri Atatürkçü Cumhuriyeti tahkim etme hamlesi olduğuna göre Cumhuriyet millete karşıdır. Kemalist Cumhuriyet İngiliz muhibbidir. Laisizm Cumhuriyeti’nin kuruluşu İngiliz Hariciyesi’nin açık ve gizli desteğiyle gerçekleşmiştir.
Kemalizm Severler Cumhuriyeti’nin ileri gelen bir profesörü, “Türkiye’nin adı Kemalist Cumhuriyeti olmalıydı” diyor. “Atatürk ilkelerinden taviz vermeden sonuna kadar Kemalist kalması gerektiğini” söylüyor. Ona göre “Kemalist Cumhuriyet dinlerin üstünde bir sistemdir. Altı Ok Kamalizm Dini’nin altı şartıdır. Nutuk, Kamalizm Dini’nin kitabıdır.”
Atatürkçü güruh, genç yandaşlarına “Çılgın Türkler” kitabın tavsiye ediyor. Gerçeklerden uzak Atatürkçü hamasiyetle dolu adı geçen kitap aldatan Kemalist Cumhuriyet’in propagandasıdır, cehalete ve resmî târihe medhiyedir. İlkokuldan üniversiteye kadar ders kitapları millete muhasım olan Atatürkçü Cumhuriyeti anlatmaktadır. Tek Parti Cumhuriyeti ile millet-i beyzâ birbirinin hasmıdırlar. İnkılâpçı Cumhuriyet, millet iktidarının önünü kesmek demektir. Askerî oligarşi ve Plütokrasinin hâkimiyeti üzerine ilân edilen Cumhuriyet'ten Müslüman Türk milleti hep geri duymuş, bir türlü dost olduğuna inanmamıştır. Çünkü cumhuriyet hep yalan söylemiş ve aldatmıştır.
Kemalist Cumhuriyetçiler Altı İlke olarak kabiliyetsiz ve beceriksizdir. CHP iktidarlarında milletin faydasına yönelik ciddî hiçbir yatırım olmamıştır. Kemalist Cumhuriyet, çatışmalı toplum yapısının müsebbibidir. Tek Parti döneminde Cumhuriyet’in felsefesi, inanç eksikliği, lâdinîlik, İslâm’dan şüphecilik taşır; Allah’ı (c.c.) ve Hz Peygamberimizin (s.a.v) varlığını inkâr ve reddeder. 1930’dan 1950’ye kadar evvela lise tarih kitaplarına bakınız.
1923 Sonrası Cumhuriyet, Müslüman millet düşmanlığı, Batılılaşmaya övgü, İslâm’ın dejenerasyonu demektir. Kemalist Cumhuriyet, İslâm medeniyetinden kopuşu temsil eder. Kemalist târih İslâmlaşmış çağlarımızı yazmaz. Bundandır ki, Atatürkçü Cumhuriyet taraftarları, İslâmlığa ve “Hakk’a tapan millete” hitap ediyor diye İstiklâl Marşı’mızı gönülsüzce ve kerhen okurlar.
Hâsıl-ı kelâm, zaman değişti, millet-i beyzâ mevcut Cumhuriyet’in kendisine hitap etmediğini cesaretle söylemeye başladı. Öyleyse Cumhuriyet’in “Nitelikleri” nin değiştirilmesi gerek.
--------------------------------
İLÂVE YAZI:
BOĞAZ’DAKİ CUMHURİYET GÖSTERİLER İ İSRAF VE RİYAKÂRLIKTIR
29 Ekim 2013 Cumhuriyet Töreni’nde Boğaz’daki lazer ışıklı havai fişek gösterileri hem fikir, hem maddî olarak doğru bir hareket değildir. Havai fişek gösterisinin maliyetine yüzlerce yoksul talebelere burs verilebilir, Çocuk Yuvası yapılabilirdi. Görgüsüzlük yapmışlar. 1923 sonrası Cumhuriyet değmezdi bu masrafa. Atatürkçüler kendi başlarına kutluyor, gerisi gereksizdi. Zaten kör topal gidiyor, ıslaha muhtaç bir Cumhuriyet olsa n’olur, olmasa nol’ur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.