Aziz Yıldırım Gerçeği ve Futbol
İnsanlar hareketlilik adına aşina oldukları spor dalında hangi ayak oyunlarının oynandığından habersiz. Spor severler, para vererek seyrettikleri müsabakaların kimin cebine ne kadar akıttığını nerden bilsinler. Top bu vuruyorsun kaleye giriyor.
Arkasından kopan kıyametler, bağırmalar, alkışlar…
Fanatik takım tutan gençlerin hallerini görüyoruz.
Yaralamalar, ölümler, dehşet saçan sahneler…
Hani derler ya, zenginin malı züğürdün çenesini yorar.
Sadece çene ile kalsa iyi, ok yaydan çıktı bile.
Bir kısım Kulüpler hakkında açılan soruşturmaların iddianameleri oldukça vahim.
Hele de Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım ile ekibi hakkındaki suçlamalar nedeniyle almış oldukları cezaları pek de yabana atamayız. Yok sayamayız…
Futbol olayı artık ürkütücü, artık düşündürücü…
Halkın stadyumlara akıttığı küçük paralarla imparatorlar oluşmuş.
Ne var ki yaraya az çok neşter vurulmaya başlayınca da iktidarın yasa çıkarıp şike suçlularını kurtarmaya yönelik çalışmaları dikkatlerden kaçmıyor.
Kim yaptı bu kıyağı?
Belli ki iktidarda bu tip işlere çanak tutanlar var.
Aziz Yıldırım ceza almasına rağmen yine Fenerbahçe Kulübünün başkanı seçildi.
Futbol otoritelerine göre birkaç seçim yapılsa bile yine o seçilirmiş.
Buradan varılan sonuca göre futbol artık bir heyecan olayı olmaktan çok tamamen paraya ve güce endekslenerek bir sektör halini almıştır. Futbol olayı artık sahipli.
Geçte olsa, Fenerbahçe kulübünü bir sporcudan ziyade patronlaşan zihniyeti ile yönetmeye kalkışan Aziz Yıldırım’a Başbakan’dan verilen cevap ilginç:
“Kulüplerin şirketleşmesine sıcak bakmıyorum.
Beş yüz milyon dolar borcun var, banka kuracaksın.
Bunun için izin verecek kurumlar belli.
Ayrıca sanki Çevre Bakanı elindeymiş, her izin elindeymiş gibi söz veriyor. ‘Şuraya şunu yapacağım, AVM yapacağım’ demek doğru değil.”
Kulüpler resmiyette şirketleşmemiş görünse de fiiliyatta şirket.
Hem de ne şirket.
Sayın Başbakan, bu işin farkına varmış ama şimdiye kadar alınan herhangi bir tedbir yok. Devlet vergi kaybında titiz ya.
Kira beyanı vermekte gecikenin maliye hemen ensesinde.
Hatta birkaç kere arsa satana da soru açıyor.
Ne var ki futbolcunun cebine giren astronomik para ile maliyeye vermiş olduğu beyan farklı. Başbakan buna da temas ediyor:
“Rakamlar çok uçuk. Basına yansıyan paralar var ama kayıtlarda bu yok. Bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.”
Gerçekleri kabul etmek lazım.
Bu ülkenin süper zenginlerini inceleyin göreceksiniz, çok az istisna ile altından mafyalaşmalar çıkar. Eskiden kaçakçılık ile kadın ticareti rağbette iken şimdilerde buna bir de futbol ile ihale yolsuzluğu eklendi.
Sen de kalkıp bir kulüp kuramıyorsun, kurman için mafyaya selam vermen gerekiyor. Mafyanın başı var, sorumlusu var, görevlisi var.
Onları bulmadan görmeden oluyor mu, olmuyor mu isteyen bir denesin.
Devlet çok büyük paralar harcayarak kurmuş olduğu stadyumlar maalesef birkaç kişiye hizmet ediyor. Para kesiyor bu sahalar…
Şike denilen olay da para kazanmanın bir başka şekli.
Bana kalsa yarından itibaren hem Loto’yu, hem de Toto’yu yürürlükten kaldırırım. Devletin Loto ile Toto’dan aldığı para devede kulak.
Binlerce fakir fukara para kazanırım umudu ile bu oyunlara yatırdıkları paralar sonuçta şikecilerin cebine gidiyor…
Hem kulüplerin denetimine, hem de futbol sahalarına yeni bir düzenleme getirmek lazım. Bu terazi bu kadar sıkleti elbette ki çekmez...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.