M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Aytunç Hocanın Sırlı Ölümü

Aytunç Hocanın Sırlı Ölümü

Sır dolu ölümler devam ediyor.
Aytunç Altındal’ın ani vefatı da, kanaatimce böyle bir ölüm.
Çünkü, Aytunç hoca sözünü hiç esirgemeyen bir araştırmacıydı.
Açıklamaları ve bildikleriyle gizli örgütlerin hedefinde olan biriydi.
Ailesi, onun zehirlenerek öldürüldüğüne inanıyor ve bunun araştırılmasını istiyor.
Zaten, merhumun kendisi de hayattayken zehirlenerek öldürülebileceğini söylemiş.
Olan oldu ve sonuçta bir şüpheli ölümle daha karşı karşıya kalmış bulunuyoruz.
***
Bu şüpheli ölüm aydınlatılır mı, bilmiyorum.
Ümitli de değilim doğrusu.
Çünkü, pek çok “faili meçhul” cinayetin sır perdesi hâlâ aralanmış değil!
Yaşar Kutluay, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Vali Yazıcıoğlu, Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu…gibi meşhurlarla, TÜBİTAK gibi stratejik kurumlarda görev yapan genç mühendislerin akıbetleri, yıllar geçti hâlâ meçhuldür.
Bütün bu şahsiyetler, çalışmalarıyla, araştırmalarıyla, eser ve fikirleriyle şer odaklarını rahatsız eden, Türkiye üzerinde oynanan oyunları deşifre eden, özellikle siyonist ve masonik teşkilatın, terör örgütlerinin, emperyalist haçlı ittifakının ve bunlarla işbirliği içinde olan içimizdeki derin güçlerin hain plan ve emellerine dikkat çeken münevver insanlarımız idiler…
Bunlardan biri de, hiç kuşkusuz Aytunç Altındal’dı.
***
Yıl 1997.
28 Şubat sürecinin en hararetli günlerindeydik.
Din Eğitimi’nin askıya alındığı, İmam Hatip Liselerine darbe vurulduğu, Kur’an Kurslarının kapatıldığı, başörtülülerin üniversitelere sokulmadığı ve katsayı zulmünün yürürlüğe konulduğu o talihsiz günlerde, ATV’de Ali Kırca’nın yönettiği “Siyaset Meydanı”ndaki tartışma programına davet edilmiştim.
Tevafuk olacak ya, Aytunç Altındal da aynı uçakta İstanbul’a dönüyordu.
Bekleme salonundaki nezaket selamlaşmasından sonra uçağa geçtik.
Meğer, koltuk numaralarımız da yan yana değil miymiş!
“Tevafuk” ancak bu kadar olur deyip fırsatı ganimet bilerek sohbeti koyulaştırdık.
Bir saatlik o sıcak sohbetimizde Aytun Altındal’ın, derin analiz yeteneği, ansiklopedik bilgi birikimi ve beynelmilel geniş kültürü, gerçekten beni şaşırtmıştı.
Daha önce televizyon programlarından ve kitaplarından tanıdığım bu değerli araştırmacıyı, o günden sonra daha bir dikkatle takip etmeye başlamıştım.
Hristiyanlık ve Yahudilik başta olmak üzere dünyadaki dinler ve inançlar hakkında şaşırtıcı bilgilere sahip olduğu gibi, bunların siyasi faaliyetleri, stratejik bağlantıları ve istihbarat teşkilatlarıyla terör örgütlerini nasıl kullandıkları konusunda müthiş bilgilere sahipti ve ciddi araştırmaları vardı.   
***
Aytunç hocanın bu özellikleri, Türkiye düşmanları için başlı başına bir tehdit oluşturuyordu.
Zaman zaman verdiği bilgiler ve belgeler, onu hedef haline getirmişti.
“Siyonizm ve Türkiye” isimli kitabıyla Dünya Siyonistlerinin ipliğini pazara çıkaran merhum Yaşar Kutluay gibi, Aytunç Altındal da ipliklerini pazara çıkaranlar tarafından sesi kesilmek istendi, diye düşünüyorum.
Ölümü üzerindeki sır perdesi aralanırsa bunu daha iyi anlayacağız.
Yakınları ve sevenlerinin başı sağ olsun.
Allah rahmetiyle muamele etsin.  
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi