Mevlana’yı Severiz de Bir de Anlayabilsek
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed’in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikâyetçiyim
Hz. Mevlana.
Mevlana Hz.lerinin Rabbimize kavuşmasının üzerinden 740 sene geçmiş. 740 yıldır ve hatta neredeyse her gün, Mevlana Hz.lerinin anılmadığı gün yok desek yeridir.
Bütün dünyada Mevlana Hz.lerinin anıldığı ve sevildiği de bir gerçektir. En çok da ülkemizde sevilir ve sayılır.
Sevenler ve sayanlar, o kadar farklı kesimlerden oluşur ki, birbirleriyle yanyana gelmeyecek, birbirleriyle konuşmaya tenezzül etmeyecek, birbirleriyle asla kaynaşmayacak pek çok insanın, Mevlana Hz.lerinin fikir dünyasında buluştuğunu görürüz.
İşte bu noktada benim aklım durur ve asla bir anlam veremez. Mevlana’da birleşenler, buluşanlar, neden birbirleriyle kaynaşamaz ve kucaklaşamazlar.
Mevlana kendi ölümünü “bayram” ederken, Mevlana’nın bu mesajı nasıl olur da bir türlü anlaşılamaz ve insanlar hiç ölmeyeceklermiş gibi birbirlerini yer dururlar.
Yazının başlığındaki dörtlük, Mevlana Hz.lerine ait. “Haydi, hep birlikte Mevlana’nın bu sözüne bağlılık gösterelim” desem, herhalde kendim de başta olmak üzere hiç kimseyi bulamam.
Mevlana’yı sevmek gırtlağımızdan aşağı inse, ruhumuza tesir eder. Ruh bedenin kalesidir ve İslam’ın güzelliği dilimizden hal halimize geçer.
Ne demek istediğimi anlatmak için yine Mevlana’nın sözlerine müracaat ederek, onun ifadeleri çerçevesinde kendimizi bir test edelim, bakalım ne kadar durumdayız.
………………….
-Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
-Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
-Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
-Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
-Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.
Bu yedi öğütten sadece sonuncusuna uyabilsek yeryüzüne rahmet yağmur gibi yağar.
Mevlana Hz.lerinin; “Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz” demesi, kâinatın Efendiler Efendisi (s.a.v.) şerefine yaratılması sebebiyledir.
Yani Allah aşkına ve Peygamber aşkına toprağı dahi kirletmekten korkan bir Mevlana’nın; “Allah, Kur’an ve Peygamber” sevgisinin anlaşılamaması ve bütün ömrünü bu sevgiye hasretmesinin idraklerden uzak kalması çok garip değil mi?
Gerçi Mevlana yaşarken tespit etmiş bugünleri ve “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” demiş.
Ne desek zülfüyare dokunur. Zülfüyare dokunacak ne demişsem, kendimi en başa koyarak dedim. Sözü uzatmayalım ve Mevlana Hz.lerine bırakalım.
………………..
“Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini
Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...
Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?
Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu ‘sen’lik ‘ben’lik...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.