Müminler Müminlere Dua Eder
Duanın gücü tartışılmaz.
Dua; müminin silahı, ibadetlerin özüdür.
Cenab-ı Hakk, Kur’an-ı Kerim’de bize pek çok dua örnekleri verir.
Allah Rasulü’nden de (s.a.v) nakledilen yüzlerce dua örneği vardır.
Bu örneklerde dikkatimizi çeken en çarpıcı gerçek; duaların genellikle insanın önce kendi nefsine, sonra ailesine, daha sonra din kardeşlerine ve en son tüm insanlığın hidayet ve selametine yönelik ifadelerle yapılmış olmasıdır.
Örnek olması bakımından Ebu Davud’un Müsned’inde geçen ve Abdullah b. Mes’ud (r.a)’den nakledilen bir duayı buraya aktaralım.
***
Rasulüllah (s.a.v), namazda teşehhüd’den sonraki okuduklarından ashabına öğrettikleri arasında şu dualara da yer veriyordu:
“Allah’ım!
Kalplerimizin arasını hayırla birleştir!
Bizim aramızı ıslah et!
Bizi selâmet yollarına yönelt!
Bizi karanlıklardan nura çıkararak kurtar!
Bizi görünen ve görünmeyen kötülüklerden ve fitnelerden uzak eyle!
Kulaklarımızda, gözlerimizde, kalplerimizde, zevcelerimizde, çocuklarımızda bize bereket ihsan et!
Bizi bağışla, bizi affet, zira en çok affeden ve acıyan sensin!
Bizi nimetine şükredenlerden, o nimeti verenleri övenlerden eyle!
Tüm nimetleri üzerimize tamamla!..”
***
Müminlere yakışan, Kur’an ve Hadislerde öğretilen güzel temennilerle dua etmektir.
Müminler, bedduanın muhatabı olamaz, olmamalıdır.
Çünkü, zaman ayrışma değil, birleşme zamanıdır.
Öyleyse, birbirlerine beddua değil, dua ile destek olma ve yardımlaşma zamanıdır.
Bilhassa, Müminler arasına fitne sokanları, tefrik ve teb’id zamanıdır.
Kur’anî bir hakikattir ki, Allah ancak ihlaslı ve dürüst müminlerin dualarını muntazırdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.