Hem Yolsuzluklara Hem Darbelere Karşıyım
NÂÇİZ bir Müslüman olarak yolsuzluklara, kokuşmaya elbette karşıyım ama bunların bahane edilerek Türkiyemin tekrar faşist vesayet sistemi resmî ideoloji egemen azınlık karanlıklarına sürüklenmek istenmesine de karşıyım*Son hadiseler, bir sivil darbe teşebbüsüdür ve buna karşıyım.
*Bugünkü sistem ve düzen bozuktur ama şimdiye kadar gelmiş geçmiş bütün cumhuriyet rejimlerinin ehvenidir.
*Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak istemem.
*Türkiyenin bir ABD ve İsrail uydusu ve sömürgesi olmasını istemem.
*ABD elçisinin entrikalarını protesto ediyorum.
*Yakın tarihte Türkiye halkına sorulmadan yapılmış olan bütün darbelerin ve devrimlerin bâtıl olduğunu iddia ediyorum.
*Allah bu devleti, bu halkı, bu ülkeyi tekrar acımasız egemen azınlık rejiminin pençesine düşürmesin.
*Türkiyenin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden en az 7’ye çıkmadıkça yolsuzlukların, kokuşmanın devam edeceğini biliyorum ama yine de sandıktan çıkan, sandıkla değişen sivil rejim taraftarıyım.
*Gezi isyanının mâsum bir hareket olmadığını, dış güçler tarafından planlanmış ve desteklenmiş bir darbe girişimi olduğunu çok iyi biliyorum.
*Askerî veya sivil bütün darbe teşebbüslerinin önlenmesini istiyorum.
*İslamın siyasete ve darbe teşebbüslerine alet edilmesine karşıyım.
*Laikliğe karşıyım. Laikliğin cumhuriyet ve demokrasinin olmazsa olmaz şartı olduğunu iddia edenlere gülüyorum. Temel insan hakları ile ilgili hiçbir metinde laiklik diye bir değer, bir hak, bir vazife yoktur.
*İngiltere krallığında laiklik yok, orada hükümdar aynı zamanda Anglikan kilisesinin başıdır, Büyük Britanyanın bütün lise ve kolejlerinde sabah derslere başlanmadan önce okulun kilisesinde ayin yapılması mecburîdir ve orada bizden kat kat fazla demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü vardır.
*Müslümanların kurtuluşu ve hürleşmesi ve yükselmesi için yapılması gereken ilk işin, resmî sistemden bağımsız İslam Mektepleri kurulması olduğunu düşünüyorum.
*Kapatılmış olan eski İslam Medreselerinin ve Tasavvuf dergahlarının resmen açılmasını istiyorum.
*Ehl-i Sünnet İslamlığının kaldırılıp, yerine ılımlı, değişimci, yenilikçi, reformcu, Fazlurrahmancı, Afganici, BOP’çu bir İslam getirilmesi teşebbüslerinin hepsine karşıyım.
*Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarının tek bir Ümmet çatısı altında toplanmalarını istiyorum.
*Bütün Sünnî Müslümanların ehliyetli, liyakatli, taqvalı, ihlaslı râşid bir Emîrü’l-Mü’minîne biat ve itaat etmelerini istiyorum.
*İstisnasız bütün bid’at fırkalarına, İslamcılıklara karşıyım.
*İslamdan başka hak dinler olduğu bâtıl inancına karşıyım.
*Cahil ve mukallid Müslümanların Kur’an tercüme ve meallerinden hüküm çıkartmalarına karşıyım.
*Şeriatsız İslam olmaz.
*Şeriatsız tasavvuf ve tarikat olmaz.
*Müslümanları doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde sinsice bölenler haindir.
*Müslümanlar, bugünkü sistemden faydalanarak var güçleriyle planlı ve programlı bir şekilde ve hep birlikte İslam için çalışmalıdır.
*Sandıktan çıkan iktidar sivil darbe teşebbüsüyle alaşağı edilirse bundan en fazla İslam ve Müslümanlar zarar görecektir.
*Sivil darbe konusunda İslam düşmanlarıyla, emperyalistlerle, sömürgecilerle, faşistlerle, zalimlerle işbirliği yapanlar haindir.
* (İkinci yazı)
Öfkelenmeyin,Beddua Etmeyin
İNSANLARIN ne mal oldukları öfkelendikleri zaman anlaşılır.
Olgun, hazımlı, vasıflı insanlar zaten öfkelenmezler, nadiren kazara öfkelenirlerse hemen kendilerini frenler, aşırılık yapmazlar.
Her yetişkin insan mecazi mânada savcı ve hakimdir… Kendisinin savcısı ve hakimi. Öfkelendiği zaman hüküm vermezler.
Bir Müslümanın mânevî derecesi öfke zamanında anlaşılır.
İlk çağların büyüklerinden Süleyman Daranî hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
“Bütün dünyanın halkı beni kötülemekte birleşseler, yine benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler.”
Evliyaullahın büyüklerinden Ahmed er-Rufaî hazretleri zamanın gavsı idi, aynı zamanda Müslümanların en alçak gönüllüsü ve mütevazı olanıydı.
Avam tabakası bazen hislerine mağlup olup beddua edebilir ama havas tabakasına mensup olan kimse edemez.
Bir Müslüman sana kötülük mü etti, sen ona dua edeceksin.
Müslüman kardeşin öfkeye kapılıp sana bir tokat mı vurdu, sen bir tokat daha vurması için yüzünün öbür tarafını çevireceksin.
Sadece tokada, şamara bakma sakın, Vurduranı da düşün.
Beddua edeceğine hayır dua etmen senin için çok kârlı ve yararlı olur.
Sana kötülük edene Allah onu ıslah etsin deme, Allah hepimizi ıslah etsin de.
Düşmanına dua et, duan kabul olursa, iyi insan iyi Müslüman olur, düşmanlık aradan kalkar.
Beddua edeceğine niçin Allah’a iltica etmiyorsun?
Senin beddua etmene lüzum yok; kötüler zaten tokat yiyip duruyor.
Bir haneye ateş düşmesini isteme. Çünkü orada suçu olmayan bir nine, bir dede, masum bir eş ve çocuklar olabilir.
Bırak insanları, bir evdeki kedinin, saksı çiçeklerinin bile yanmasını istememelisin.
İyilerin makbul ve müstecâb duaları üzerimize sâyeban olsun.
Kendi kusur, günah, noksan ve ayıplarımızı görmekten ve onlar için ağlamaktan, başkalarına beddua edecek halimiz kalmamalı.
Allah ü Teâlâ bize rahmet ve keremi ile muamele buyursun.
Bize akl-ı selim lütf ve ihsan eylesin.
Kur’anın yap dediklerini yapan, yapma dediklerinden kaçınan, öğütlerini tutan kullardan eylesin.
Tevbekârlardan eylesin.
Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetine uyanlardan, bid’atlardan uzak duranlardan eylesin.
İki ayağı Ümmet, Sevad-ı Âzam dairesi içinde olanlardan eylesin.
Öfkesini yenenlerden eylesin.
Cenab-ı Hak hepimizi fitnelerden, fesatlardan, tefrikadan muhafaza buyursun.
Haklı veya haksız bir şeye öfkelenenler, karar vermeden, beddua etmeden önce niçin yatağınıza uzanıp biraz uyumuyorsunuz? Böyle yaparsanız belki biraz sakinleşirsiniz de beddua etmezsiniz.