İşimize Allah’ı Karıştırmak
Hanımla birlikte alış-veriş merkezinden yeni çıkmıştık.
Elimizde poşetlerle birkaç metre gittikten sonra ayağım burkulur gibi oldu.
Arkamdan sendelediğimi gören iki kız çocuğu yanıma koşarak:
“Amca yardıma ihtiyacın var mı? Verin de poşetleri biz taşıyalım” dediler.
Bu kadar dejenerasyona rağmen, Milletimizin mayasında mevcut yardım duygusunun hala yaşıyor olmasına şahit olmam beni memnun etti.
Gençlere teşekkür ettim.
Candan ısrarlarını sürdürünce hanım devreye girdi:
“Taşıyacağımız yer çok yakın kızlar, Allah razı olsun sizden, ihtiyaç yok” deyince ısrardan vaz geçtiler.
***
Ancak, kızların bizi bırakmaya niyetleri yok gibiydi, pat diye şu soruyu yönelttiler:
“Siz de Milli Piyango bileti aldınız mı?”
Şimdi bu da nerden çıktı, dercesine onlara bakakalmıştık.
Şaşkınlığımızı anlayınca:
“Sahi amca, gerçekten siz de aldınız mı?” dediler.
“Kızım, öyle şey mi olur? Bizim piyangoyla kumarla işimiz olmaz. Niye soruyorsunuz ki?” dedim.
Verdikleri cevap şu oldu:
“Vallahi amca, az önce bir hacı amca ile hacı teyze milli piyango bileti aldılar da, onlara ‘bu haramdır, almayın’ dedik. Onlar da bize ‘Hadi işinize, ne karışıyorsunuz bize?’ dediler. Sizi de onlar gibi zannettik de ondan sorduk, kusura bakmayın!”
***
Kızların karşılaştığı manzara, belki binlerce kişi tarafından tekrarlanan bir tablo idi.
Tarihin derinliklerinde yaşanan tablolar, bu gün de aynı gerekçelerle sahneleniyordu:
“Hadi gidin işinize, bize ne karışıyorsunuz ki? Dilediğimiz gibi yaşarız biz! Size ne?...” diyorlardı.
Bu karşı çıkış çok ilginç değil mi?
Aslında bu karşı çıkış, çok bildik ve tanıdık bir karşı çıkıştır!
Kur’an ayetlerine baktığımız zaman, bunun izdüşümlerini rahatlıkla görmüş oluyoruz.
Geçmişte, Peygamberler de İlahi vahiyle gelip Allah’ın emir ve yasaklarını tebliğ ettiklerinde, çoğu insanlar aynı şeyleri söyleyerek karşı çıkmışlardı.
“Size de ne oluyor? Nerden çıktınız karşımıza? Bize karışmayın! Hayatımıza düzen vermeye kalkmayın!..” demişlerdi.
***
Aslında, onlar da Allah’a inanıyorlardı.
Allah’ın kendilerini yarattığını kabul ediyorlardı.(Lokman/25; Zuhruf/87).
Ama, inandıkları Allah’ın kendi işlerine karışmasını, nedense istemiyorlardı.
İnsan, aynı insan olduğuna göre, ha Peygamber döneminde yaşamış, ha bugün yaşamış!
Acaba diyorum, peygamberlere karşı çıkarak “bizim işimize karışmayın, hadi gidin işinize” diyen insanlarla, bugün benzer ifadeleri söyleyenlerin durumu aynı noktada kesişmiyor mu?
Bugün, harama karşı ikazda bulunup Allah’ın emirlerini hatırlatan insanlara “size ne?” diye karşı çıkanlar, dün peygamberlere karşı çıkan insanların pozisyonuna düşmüş olmuyorlar mı?
***
Allah, insanların işine karışır.
Müslüman da, işini Allah’a karıştıran insandır.
İşini Allah’a karıştırmak istemeyen insanlar, geçmişte Peygamberlere bu yüzden karşı çıktılar.
Piyango örneği, işin sadece bir yönü.
Daha binlerce işimiz var ki, eğer onları Allah’tan bağımsız ve bağlantısız yürütecek olursak vay halimize!..
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.