Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Yıkıcı misyonun sahipleri!

Yıkıcı misyonun sahipleri!

Kemal Kılıçdaroğlu acaba kimi kendisine model alıyor? Kime özeniyor? Kemal ismini taşıdığından dolayı Namık Kemal’e mi yoksa siyasi ikinci yenisi Mustafa Kemal’e mi yoksa onun da tahmin etmediği Sisi’ye mi benziyor? Hangisine özeniyor ve hangisinden misyon devşiriyor? Hepsinden birer tutam benzerlik bulunabilir. Kemal Kılıçdaroğlu karma bir şahsiyettir. Ama Sisi’ye benzerliği aşikar. Neden? Amerikalılar gibi darbeye darbe diyemedi. Ardından Suriye rejimine sahip çıktığı gibi, Esat gibi Sisi rejimine de sahip çıktı. Gerekçesi, Türkiye başkalarının içişlerine karışmayacakmış! Başkaları karışırsa gam değil? ABD karışırsa gam değil! AB karışırsa yine eyvallah! İran karışırsa ne iyi olur! Yeter ki Türkiye karışmasın. Gerçekten de Berekat Kar gibilerinin de savunduğu gibi Türkiye Suriye’nin içişlerine karışıyor mu? Bu sorunun cevabı nereden baktığınıza bağlı olarak değişir. Suriye Esat rejiminden ibaretse ve onun çiftliği ise ve halkın katletme ruhsatı varsa Türkiye, zahir, içişlerine karışıyor. Suriye halkından ibaretse o takdirde Şam rejimi gasıp durumunda ve onun içişlerine İran, CHP, Rusya ve herkes karışıyor! Bu durumda, Türkiye’de iktidar sadece halka yardım etme pozisyonunda bulunuyor. Sisi ise Arap dünyasındaki son İttihatçı kalıntı ve darbeci. Bunu da nereden çıkartıyoruz? Abdulfettah Sisi, 1954 yılında doğuyor ve bu yılı misyonuna milat olarak kabul ediyor. Misyonunu bu yıldan devşiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu da, hükümete yargı operasyonu üzerinden misyonunu 17 Aralık operasyonuna talik ediyor. Adeta süreçte “temiz eller” siyasetçisi olarak ikinci defa doğuyor! Kısaca Sisi misyonunu Nasır’dan devralıyor ve devşiriyor. Doğum yılı da onun devlet başkanı olarak seçildiği ve onun ötesinde İhvan’a darbe indirdiği 1954 yılına denk geliyor.

¥

Misyon 54. Bu misyonun özeti, meşru otoriteye karşı darbe yapmak ve İhvan’a kıymak ve enselemek. Mısırlı darbeciler de Erdoğan’a İhvan yandaşı hatta ta kendisi diyorlar. Dolayısıyla Sisi’nin “misyon 54”üne karşı Kemal’in “misyon 17”si devreye girmiş bulunuyor. Düşman ve misyon ortak. Sisi misyonunu Nasır’dan alıyor. Peki Nasır kimden alıyor? İttihatçılardan. Sedat’ın “El Bahsu ani’z zat/Kendimi anlatmak” diye bir otobiyografi kitabı var. Burada 1952 darbesini yapan Hür Subaylar olarak İttihatçı gelenek üzerine yetiştirildiklerini söylüyor. Bağlantı şahsiyetin de Aziz Ali el Mısri Paşa olduğunu ifade etmektedir. Muhammed Haseneyn Heykel de Harif el Gada//Öfkenin sonbaharı isimli eserinde 1952 darbesine yapan Hür Subaylar’ın Arap İttihatçı geleneğini temsil ettiklerini ifade etmektedir. Cemal Abdunnasır, Enver Sedat gibi isimler İttihatçı erkanın isimlerinden başka bir şey değildir! Tesadüf müdür? Asla. Kaderin bir cilvesidir ve remzini taşımaktadırlar. Sedat’ın dul eşi Cihan Sedat eşi Sedat ve selefi Nasır’ın son iki Firavunu olduklarına dair ifadeleri tekzip etmiştir. Lakin yaygın kanaat budur. Yusuf Karadavi Sisi’nin de Firavunların yolundan gittiğini ifade etmiştir. Saddam Hüseyin de Gaulle’e öykünür ve benzemeye çalışırdı. Kenan Evren hem Mustafa Kemal hem de de Gaulle özentisi içindeydi. Demirel Churchill’e özenir. Nasır ve Sedat’ın numune şahsiyeti ise Mustafa Kemal’di. David Frum’un Right man isimli kitabında da Amerikan nazarından bu benzerlik ve misyon ortaklığı tasdik edilmektedir.

¥

Arap ittihatçıları darbe geleneğinde Temmuz ayında Türk ittihatçılarla buluşmuştur. Hür Subaylar 23 Temmuz 1952 tarihinde Kral Faruk’u devirmişler ve İttihatçılar da kalkışmayla 24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet’in ilanını sağlamışlardır. Sisi de 3 Temmuz 2013 tarihinde meşru otorite Mürsi’yi devirmiş ve İttihatçı geleneği yeniden hortlatmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu ile Abdulfettah Sisi İttihatçı kare köklerinde buluşmuş oluyorlar. Ortak kökenleri İttihatçılık ve Kemalizmdir. Sisi misyonunu 1954 yılından yani İhvan’a karşı darbeden alırken Kemal Kılıçdaroğlu da doğum günü olan 17 Aralık tarihinden bir misyon üretiyor. Süreci sahipleniyor. Bu da AKP hükümetini yargı darbesiyle devirme tarihine denk geliyor. Bu başka bir münasebete daha tevafuk ediyor. 17 Aralık 1908 tarihinde İttihat ve Terakki Cemiyeti, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki Fırkası adını almıştır. Sisi de doğum tarihinden misyon devşirmiştir. Hatta buna ek ve ilave olarak geçmişte gördüğü bazı rüyaları da kanıt olarak gösteriyor. Geleceğiyle alakalı rüya gören sadece Sisi değil aynı zamanda başkaları da Sisi Suudi Arabistan’da ateşe militer iken rüyalarında görmüşler. Sisi gerçekten de Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir misyonun sahibi. Ama bu misyonun mahiyeti ne? Önemli olan budur. Deccal’ın da bir misyonu ve mahiyeti var. Geçmişte a’rabinin teki veya bedevinin birisi zemzem kuyusuna bevlederek kendisine şöhret yolunu açmış. Kısa yoldan şöhreti bulmuş. Önemli olan misyon değil, misyonun niteliğidir. Yapıcı değil yıkıcı misyonun sahibi olmak da var. Deccal’in seçilmiş ekibinden olmak da bir misyondur. Putin de geçmişe bir çekim görüyoruz. Stalin’e benzeyen adamlardan birisi. Arafat’ın Güç 17’si vardı. Kemal’in de “Misyon 17”si var. Bakalım bu misyon sonunda zafer mi yoksa bozgun mu getirecek? Bakacağız, göreceğiz. Kılıçdaroğlu misyonunu şöyle özetliyor: “17 Aralık benim doğum tarihimdir. 17 Aralık’ta T.C tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu yapıldı. Başbakan Erdoğan 17 Aralık’la birlikte topal ördek durumuna düşmüştür.” Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi