Mevlid kandilini idrak ettik. Güzel haber Mevlid kandili, güzel haberlerle tulu etti. İncil, iyi haber ve sevindirici haber demektir. Kur’an da ‘insanlara güzel haber ve iyi haber verin’ buyurmaktadır (kulu linnasi hüsnen). Mevlid kandili münasebetiyle iyi ve müjdeli haberler almaktayız. Onlardan birisi aynı zamanda ‘şabat gününde’ hesap vermeye öteki dünyaya boylayan Şaron’un resmen ölümü olmuştur. Sabra Şatila, Cenin gibi birçok katliamdan sorumludur. Şeyh Ahmet Yasin ve Arafat, tasfiye ettiği Filistinli liderlerden bazıları. Yahudilerin Müslümanlara karşı ikinci böbürlenme ve yükselme çağının sembolü idi. Ölümü düşüş çağlarını temsil ediyor.  Onun yokluğunda İsrail çöküntü dönemine girmiştir. 8 yıl bitkisel hayatta kalmıştır. Öldüğü tarih bir milattır. Bundan sonra İsrail 8 yıl bitkisel hayattan sonra onun gibi tamuyu yani cehennemi boylayacaktır.  2005 ve 2006 yılından itibaren İsrail’in ömrünün sonuna 16 yıl kalmıştı. Şaron’un ölümüyle birlikte bu yarı yarıya yani 8 yıla inmiştir. Kur’an’da bahsedilen Ebu Cehil gibi küfrün atalarından ve babalarından birisi idi. Kör ölünce badem gözlü olurmuş o hesap dünyanın münafıkları ölümünden sonra onu da allamaya pullamaya ve aklamaya çalışıyorlar. Yaptıklarından dolayı hesap vermeye gitti. Yaşasın zalimler için cehennem!

¥

Mevlid kandilinden birkaç gün evvel Milli Gazete’den Ömer Yüksek Özek ve Abdulkadir Türker beylerle, Hamburg’dan gelen bir heyetle birlikte olduk. Gurbette eski coşku olmasa bile hâlâ hayır İslam’da ve Müslümanlarda. Avrupa’da yarının dininin İslamiyet olacağını ifade ettiler. Mevlid kandiline tevafuk eden 12 Ocak 2014 tarihli The Daily Mail gazetesi ‘Will Britain one day be Muslim?’ başlıklı bir haber ve yazı neşretti. Yazının başlığı şunu ifade ediyor: İngiltere bir gün Müslüman olacak mı? Dileriz olur. Zira insanlığın kurtuluş reçetesi İslam’dır. Zira İslamiyet Allah’ın yeryüzüne uzattığı bir iptir. Yahudiler bu ipi bırakıp insanların ve beşerin ipine yapışmışlardır. Batı da zaten tahrif edilen dinden sonra, özellikle günümüze arzileşmiş ve beşerileşmiştir. Batı sekülerizm dalgalarında kulaç atmaktadır. Boğulmasına ramak kalmıştır. Burada Allah İslam ipini onlara uzatıyor. Buna uzanıp uzanmamak onlara kalmış bir husus. Yeryüzüne baharı yeniden sadece ve sadece İslamiyet getirebilir. Batı bir çıkmazda. Bununla birlikte yanlışı doğru ile değil yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışıyor. Avrupa’nın en temel çıkmazı dinden uzaklaşma ve kadınların özgürleşmesidir. Bu ise evlenme ve doğurganlığı azaltan hususlardan birisidir. Yaşlanmayı hızlandırmaktadır. Yaşlanmayı önlemek ve iktisadi refahı muhafaza için göçmenlere ihtiyaç duymaktadır. Göçmenler de kendi kültürleriyle beraber gelmekte bu ise etki tepkiyle Avrupa’da Müslüman Hıristiyan gerilimine yol açıyor. Bunun ötesinde ırkçılık dalgalarını körüklüyor. Küreselleşme ile değerlerde aşınma, grileşme ırklarda melezleşme yaşanıyor

*

Avrupa’da kadın başına doğurganlık oranı 2005 verilerine göre 1.38’e düşmüş bulunuyor. Nüfus yapısını muhafaza etmek için bu oranın en az yüzde 2.1 noktasında sabitlenmesi gerekir. Avrupa genellemesi bunun çok altında bulunuyor. Göçmenlerin genel doğurganlık oranında da düşme var. Lakin bu yavaşlama Hıristiyan ailelerin gerisinde.  Kıtadaki Türklerin doğurganlık oranı yüzde 2.2 seviyesinde. Bununla birlikte genel Müslüman yapı içinde doğurganlık aile başına 3.5 çocuk seciyesinde. Bu da Müslümanlar lehinde bir gelişme. Kıtanın dışında İsrail Filistin karşılaştırmasında da Filistinlilerin doğurganlıkları hâlâ yüksek. Avrupa’da iki şey gelişiyor. Bunlardan birisi İslamiyet’in diğeri de ateizmin yayılmasıdır. ABD’de Hıristiyanlıktan sonra en yoğun din İslamiyet. İslam 20 eyalette Budizm ise 13 eyalette Yahudilik ise 15 eyalette ve Hinduizm ise tek vilayette ve Bahailik ise sadece Güney California’da ileri pozisyonda görülmektedir. İslam 20 yıl içinde bu ülkede Museviliği geride bırakmış ve Hıristiyanlıktan sonra ikinci din haline gelmiştir. ABD olmasa da sekülerizm Avrupa toplumlarını kemiriyor. 1970’li yıllarda Katolik değerlerin etkisinde olan İrlanda’da aileler 5-6 çocuktan teşekkül ederken 1980’lerde bu ülkenin laikliğe geçmesiyle birlikte kadın kariyerine daha önem verdiği ve toplum içine çıktığı için doğum oranları bıçak gibi kesilmiş ve keskin bir düşüş yaşamıştır. Avrupa’da dinden uzaklaşmak ahlaki rölativizmi beraberinde getirmiş bu da toplumların çöküşünü hızlandırmıştır. Dinden uzaklaştırma kadını özgürleştirmiş ve o da doğurganlığı düşürmüştür. Bu da zincirleme olarak göçmenlere ihtiyacı artırmış o da kültürler ve ırklar arası çatışmayı beraberinde getirmiştir. Batı bugün dini, ahlaki ve demografik bir çöküntü yaşıyor. Bunun dışında medeniyet çöküntüsüyle (civilisational exhaustion) karşı karşıya. Ayrıca devlete dayanan mevcut refah seviyesi de sürdürülebilir değil. Şuur altını temizlemediği için de İslamiyetle barışık değiller. Avrupa’da Hıristiyanlık tortusu ve ateizm üzerinden bir İslam düşmanlığı üretiliyor. ABD’de ise peşin fikir ve görünmez Yahudi hakimiyeti dolayısıyla yine İslam’a karşı husumet var.

Amerikalı siyasi yorumcu Mark Steyn Batı’da Müslümanlarla bir iç savaşın tahminden daha yakın olduğunu ileri sürüyor. Ona göre, İslam genç ve irade sahibi. Avrupa ise yaşlı ve zengin. Bu da İbni Haldun’un ifadesiyle kenardakilerin merkeze yürümesi ve refahın iradeyi çürütmesi hadisesidir. The Daily Mail, Kaddafi üzerinden Batı toplumlarını korkutuyor. Bunu Bernard Lewis de yapıyordu. Kaddafi, ‘Allah, İslam’ın Avrupa’ya zaferini taahhüt ediyor’ demişti. Bu tanksız topsuz bir hareketle yani kılıçsız, silahsız ve fatihsiz olacaktır. Gazete önümüzdeki birkaç on yıl içinde Avrupa’da 50 milyon Müslüman olacağını varsayıyor ve alarm zillerini çalıyor. Norveçli bir imamın şöyle dediğini aktarıyor: Sivrisinekler gibi çoğalıyoruz! Lakin imamın ismi mahfuz tutuluyor. Belli ki uydurma bir laf. Bunu daha önce 16’ıncı Benediktus’un ateist müttefiki Oriana Fallaci söylüyordu. Müslümanlar fareler gibi çoğalıyorlar. Sakın nefret imamı o olmasın?

Kim ne derse desin İslam’ın gücü çoğalmada değil, Allah’ın hıfzı himayesinde olmasında, ebedi değerlerinde ve sıhhatinde ve ikna gücündedir. Mevlid kandilinde en iyi haber budur.