Sağlam İrade
İstanbul’un billboardlarını, Başbakan Erdoğan’ı anlatan “Sağlam İrade” afişleri süslüyordu. Doğrusu çok yakışan ve haklı bir ifadeydi. İçimizi dışımızı anlatıyordu.
Türkiye’nin seksen yıllık problemi; “sağlam irade” yoksunluğu ve sağlam iradenin esas temsilcisi, “milli irade”nin zayıflığı ve zayıflatılmasıdır.
Tarihimiz boyunca milletimiz birkaç defa “milli irade”sini ortaya koymuştur. Özal ve Menderes’ten sonra bu iradeyi sağlam bir iradeyle birleştirmek Erdoğan’a nasip oldu.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Bütün izler birbirine karıştı, menfaatler çarpışması, başka isimler ve olaylar altında milli iradeye ve sağlam iradeye savaş açtı.
Bugünkü durumun görünen ana sebepleri bir sebepte toplanıyor esasında. Esas sebep; “Amentüye tam iman etmenin” gereği olan “One Minute’dir” “Bir dakikadır.”
Çünkü Cennet Mekân Abdülhamid’den bu yana İsrail’e ve İsrail’in destekçilerine hiçbir lider, “Bir dakika” dememişti, ya da “One Minute” dememişti.
Başbakan Erdoğan bu cesareti sağlam iradesinden almıştı. Sağlam irade sağlam iman sahiplerinde bulunur. Sağlam iman sahipleri de dünyayı değil ahireti önceler.
R. Tayyip Erdoğan; “kefenle çıktık bu yola” derken hamaset olsun diye söylememiş, inandığı ve iman ettiği için dile getirmiştir.
Bu ifadenin arkasında durmak için “sağlam irade” ve bu iradeyi imtihan için emanet olarak veren yaratıcıya tam iman etmek gerekir.
Ve Başbakan Erdoğan, Necip Fazıl’ın vasiyetindeki dört adamdan biri olma azmiyle yaşamaktadır. Bu inancından hiç vazgeçmemiştir. Ne diyor Üstad “Vasiyet” şiirinde;
“Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam;
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam...”
*
Başbakanı sağlam irade sahibi yapan imanın pekiştiricilerinden birisi de Mehmed Akif’tir. Erdoğan iman ve fikir harcını, Akif’in; “Zulmü Alkışlayamam” şiiriyle yoğurmuştur.
Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım…
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?
*
Evet, yine R. Tayyip Erdoğan’ın sancılarından birisi de; Allah’a açık kalpleri onarmaktır. Allah’ın mühürlediği kalpleri ancak Allah’ın açacağına inanır.
Bu sebeple milletin maddi ve manevi enerjisini bu yolda harcayarak “Hak Yoldan” dönmemesidir. Sıratı herkes yalnız geçecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.