Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Riyakârlık Vicdan ve İman Tahrifi Yapar

Riyakârlık Vicdan ve İman Tahrifi Yapar

Riyakârlık sadece Müslüman geçinenlerin değil, diğer tüm insanlığın başına bela bir musibettir.

Devletleri ve milletleri yıkan ne toptur ne tanktır ne de başka türlü silahtır. Milletleri helak eden yegâne güç; “fitne, fesat, riyakârlık” ve bunların getirdiği her yol “mübah” imanıdır.

İmanlarımızı ve vicdanlarımızı dünya için tahrif ediyoruz. Biz bu değildik, neyi kaybettik?

Bu sorunun cevabı aşağıdaki satırlarda.

*

Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Bende ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.

Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkânlardan bol bol faydalanıyorum.

Fakat meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var; Onlar Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum.

Demek ki, yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım… Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum.

Onlar, milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar.” Raimondo Montecuccoli (1608-1680 Avusturyalı komutan)

*

Avusturyalı birinin bu gerçeği gördüğü kadar içeridekiler göremiyorlar. Ya kendi heva ve heveslerinin kurbanı oluyor veya başkalarının yanında yer edinerek yine heva ve heveslerini tabulaştırma adına sürekli tahrif ve tahribat yapıyorlar.

Ne yazık ki, yüzyıldır ellerimizle, dillerimizle, terlerimizle, inanç ve imani değerlerimizle tam bütünleşmenin kapısına geldiğimiz bir sırada; yeniden fitneye, fesada ve riyakârlık denizine dönüldü.

Milli ve manevi mefkûrelerimizle, bunların doğum yeri olan “farz ve sünnetle” yoğrulan değer yargılarımız; “hesabı mutlaka sorulacak olan dünyevi kazançlarımız” uğruna feda ediliyor.

Ve her fedaya ne yazık ki, kılıf bulunuyor, hem de yüzler kızarmadan. Ve tahriflerle dolu her kılıf, yine dini ve milli muhtevalı tespitlerle insanlara servis ediliyor.

*

Bu konuda Sebil Yayınları’ndan çıkan, “Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri” serisinin 3’üncü cildinde, Kadir Mısıroğlu’nun bir ifadesi var şöyle diyor:

“Kâinata hâkim olan bu ebedi ve ilahi kanunun icabı olarak daima müşahade edilegelmiş olan ‘Hak-Batıl Mücadelesi’nin en kesif bir surette cereyan ettiği saha ise hiç şüphesiz bizim milli ve dini tarihimizdir.

Bununsa, biri ‘siyasi’ ve ‘askeri’ olmak üzere hariçten, diğeri ise ‘fitne’ ve ‘fesat’ çıkarmak şeklinde dâhilden icra edilmiş olduğu çok bilinen bir gerçektir.

Ancak unutmamak gerektir ki, İslam’ın vahdetini bozarak onun kuvvet ve kudretini zaafa uğratmak yönünden iç bünyede zuhur eden bir takım dâhili fitne veya tahrif hareketleri, askeri ve siyasi karşı koymalar ve bunun icabı olan harp ve darbelerden daha müessir olmuştur.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi