Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Celâlîler ve Kuyucu Murad Paşa

Celâlîler ve Kuyucu Murad Paşa

“Celâlî isyanları”nın en güçlüsü, “Canboladoğlu Ali Paşa İsyanı”dır ki, Ali Paşa’nın dedesi Canbolad Bey, Yavuz Sultan Selim zamanında kendisine “yurtluk” (hizmet karşılığı toprak) verilen Kürt beylerindendir.

Kardeşi, Cığala-zâde Sinan Paşa tarafından idam edilince, bu bahane ile Kilis taraflarında ayaklanmıştır.

Kısa süre sonra bağımsızlığını ilan etmiş, ordu kurmuş, hatta adına hutbe okutup para bastırmıştır.

Zamanla çok tehlikeli hale gelen bu isyancının üzerine, isyanları bastırmasıyla ünlü Kuyucu Murad Paşa gönderilmiş ve bu korkunç isyan 1607 yılında yine kanla bastırılmıştır.

Kuyucu Murad Paşa’yı, meşhur tarihçimiz Peçevi şöyle anlatıyor: “Bu ol Vezir-i Âzamdır ki, Memâlik-i Âl-i Osman’ı eşkıyadan temizlemiştir ve 500 yıl önce Şeyh-i Ekber Hazretleri (Muhyiddin-i Arabî) ‘Kuyucu Koca’ diye ona işaret ile kitabına yazmıştır”…

Sırasıyla kethüdalık, sancak beyliği, Diyar-ı Bekir, Anadolu ve Rumeli Beylerbeyliği, nihayet 1606 yılında vezir-i azamlık (başbakanlık) yapan Hırvat asıllı Murad Paşa, öldürttüğü eşkıyaların cesedini kuyulara attırdığı için “Kuyucu” lâkabıyla anılmıştır. 90 yaşında ölmüştür.

Kuyucu Murad Paşa’nın ülkeyi baştanbaşa eşkıyadan temizleme harekâtı üç sene sürmüş, bu süre içinde 50 binden fazla celâli öldürülmüştür.

Safevi kaynakları, Murad Paşa’yı yerden yere vurur: Çünkü isyanların çoğunun arka plânında Safevi Devleti olmuştur. Bu da “mezhep-meşrep taassubu”ndan kaynaklanmaktadır.

Murad Paşa’nın ilk üzerine yürüdüğü Celâlî, Konya’da isyan eden Saracoğlu Ahmed’dir. Bunu Silifke ve Adana’yı işgal eden Cemşid ve Muslı Çavuş isyanları izlemiş, hemen hepsi bastırılıp âsiler kılıçtan geçirilmiştir.

Ardından Lübnan ve Suriye taraflarında baş kaldıran Dürzi liderlerin üzerine gitmiştir. Dürzileri kaçmaya mecbur eden Kuyucu Murad Paşa, hızla Anadolu’ya dönmüş, Manisa ve çevresini hâkimiyeti altına alıp üzerine gönderilen devlet kuvvetlerini yenen Kalenderoğlu Pîrî Mehmed’in üzerine yürümüştür (1604). Üst düzey yönetici iken devlete isyan eden Kalenderoğlu, eşkıya takibi ve isyan tenkilinde son derece deneyimli olan Kuyucu Murad Paşa’nın üzerine gelmesinden korkmuş, kendisine önerilen Ankara sancak beyliğini kabul edip isyanına son vermiştir.

Ancak halk, vaktiyle devlete isyan etmiş birini kabul etmemiştir. Bunun üzerine tekrar ayaklanıp 30 bin kişilik bir kuvvetle Bursa ve çevresini basmış, yakıp yıkmıştır (1607).

Bu olay İstanbul’da büyük bir öfke ve heyecan uyandırmıştır. İstanbul’a gelmesinden korkulan Kalenderoğlu’nun üzerine asker gönderilmiş, ne var ki, iyi yönetilemeyen devlet kuvvetleri, yapılan savaşta yenilmiş, komutan eşkıyalar tarafından katledilmiştir.

Bunun üzerine Kalenderoğlu İsyanı’nın bastırılma görevi tekrar Kuyucu Murad Paşa’ya verilmiştir. Murad Paşa, eşkıyanın peşine düşmüş, amansızca kovalamış, nihayet 1608 yılında Göksun taraflarında sıkıştırmış, başka çaresi kalmayan Kalenderoğlu, hükümet kuvvetleriyle savaşmak zorunda kalmış, yenilmiş, canını kurtarmak için, baş destekçisi İran’a sığınmıştır.

Benzer sığınmalar, bundan daha önce ve daha sonra da görülmüştür. Yenilen her isyan elebaşısının İran’a sığınması, İran’ın bu isyanlardaki rolünü açıkça gösteriyor.

Bayburt’ta Murad Hânîler, Beyşehrinde ise Emîr Şâhî eşkıyasını tamamen ortadan kaldıran da Murad Paşa’dır.

Kısaca söylemek gerekirse, aralıklarla yaklaşık ikiyüz sene süren Celâlî isyanlarını Murad Paşa sona erdirmiş, eşkıyalığın kökünü kazımıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi