Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Kaybetmek ve kaybolmak

Kaybetmek ve kaybolmak

‘Ben artık çok yoruldum’ diye başlıyor mektubuna Semahat Sarı, “iyice tükendim. Her şey ters gidiyor ve ben her defasında yeniliyorum. Sonunda pes ettim. Bana ve benim gibilere bir reçeteniz var mı Hocam?”

Yok Semahat Hanım. Reçeteyi doktorlar yazar malum, benim sadece hayat tecrübelerimde damıtılmış birkaç sözüm, birkaç da örneğim olabilir.

Bu örneklere birlikte bakalım… 

Meşhur fizikçi Albert Einstein, dört yaşına kadar konuşamamış, okumayı yıllarca sökememişti…

O kadar ki hem öğretmenleri, hem de ailesi Einstein’in “zihinsel özürlü” olduğundan kuşkulanmışlardı...

Ama o pes etmedi: Çalıştı, çabaladı, inandı, umdu ve “en iyi fizikçi”ler arasına girdi...

Ailesi Ludwig Van Beethoven’in müzik öğretmeni olmasını istiyordu. Bir gün öğretmeni aileyi ziyarete geldi ve Ludwig’in müziğe kabiliyetinin olmadığını, boşuna emek sarf etmemelerini söyledi...

Ludwig ise pes etmedi: Çok çalıştı, çabaladı, inandı, umdu ve dünyanın “en iyi bestekâr”larından biri olarak tarihe geçti.

Walt Disney, pek çok gazetede iş bulmuş, ancak hepsinden kovulmuştu. Amirleri, onun “Gereksiz şeylerle uğraştığını, onlara vakit harcadığını, bu yüzden işe yaramadığını” düşünüyorlardı…

Parasızlıktan yatıp kalktığı bir oto tamirhanesinde sandalye üzerinde uyuklarken, bir fare gördü. Hemen onu çizmeye başladı. Mickey Mouse böyle doğdu. O fare sayesinde Walt Disney, dünyanın en tanınan ve en çok para kazanan ressamı oldu.

İçerden ve dışarıdan bir sürü örnek daha verebiliriz. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkar: Pes edenler değil, direnenler kazanır.

İnsan kabiliyetine sınır yoktur. Ama kabiliyetin eğitimle geliştirilmesi ve çaba ile cilalanması gerekir. Ondan sonra sıra “isteme”ye gelir: Çok isteyeceksiniz, çok koşacaksınız, çok çalışacaksınız, inanacaksınız ve başaracaksınız.

Her insan yapabileceğine inandığı her şeyi yapabilir!

Belki her adım atışta risk alacaksınız: Risk almazsanız, kendinizi gerektiğinde zora sokmazsanız, yorulduğunuz anda çekilirseniz, kaybedersiniz! 

Kaplumbağa kabuğunun içinde güvendedir, ancak bir yerlere gidebilmek için başını kabuğundan dışarı çıkarmak zorundadır, bu ise risktir; risk almadığı takdirde hiçbir yere gidemeyeceğini kaplumbağa çok iyi bilir ve hedefe ulaşmak için risk alır…

“Yapamam-başaramam” demeyin, yapanlar nasıl yaptı, başaranlar nasıl başardı? Başkaları başardığına göre siz neden başaramayasınız?

İnsanlar bir birlerine benzerler: Herkes zaman zaman bıkar, usanır, korkar, incinir, her şeyi yüzüstü bırakıp kaçmak ister. Bazıları kaçar, bazıları sabrının son kırıntılarını da kullanarak dayanırlar… Bilin ki son ana kadar sabredip dayanabilenler hayatı kazanırlar. 

Unutmayın ki, başarılı insanlar da zaman zaman ümitsizliğe düşmüş, kaç kez bıkmış, usanmış, kırılmış, vaz geçmeyi düşünmüşler. Ama sabretmişler, dayanmışlar, çabalamışlar…

İşin sırrı yılmamak, yıkılmamak, bıkmamak, umutsuzluğa kapılmamak ve asla vazgeçmemektir. 

Vazgeçen kaybeder, kaybeden kaybolur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi