Hepsini biliyoruz…

Hepsini!..

•

Sayın Abdullah Gül, paralel yapı tarafından iyice kuşatılmak istendi.

Sayın Erdoğan’ı yemek için Sayın Gül’ün aklını çelmeye çalıştılar.

Bir araya “kolayca” randevu alırlardı, Köşk’e  gir çık, “paralel” aracılar, şunlar bunlar, hepsini biliyoruz.

•

Sayın Gül’e “Anglosakson” cephesinden de yaklaştılar.

Bunu da biliyoruz…

•

Bir ara Sayın Abdullah Gül’ü rahatsız edecek “mesajlar” da taşıdılar…

Medyadaki paralel uzantılarına uygun gördükleri AK Partililere sorular sordurtup, Sayın Abdullah Gül’ü cevap vermeye zorladılar.

Sayın Abdullah Gül de “basın müşaviri” üzerinden “rahatsızlık” beyan etti.

Başbakan Erdoğan Muhteşem Yüzyıl adlı çarpık diziye yüklendiğinde de, Sayın Cumhurbaşkanı’na soru yönelttiler…

Sayın Cumhurbaşkanı bu soruya kendi üslubuyla karşılık verince, buradan da malzeme çıkarmaya çalıştılar.

•

Sayın Gül her seferinde, “USTA”ya saygı ve sevgisini dile getirdi.

“Bizim aramızda Kardeşlik Hukuku vardır. Bu dünyevi çıkar ilişkisi değildir. Bunun mahiyetini herkes anlayamaz!” çerçeveli mesajlar verdi.

Sayın Gül, “Paralel Tezgah”ın farkındaydı.

Olmaması mümkün değildi.

Bugün de değil!..

•

Şimdilerde yine paralel fitne tezgâhı…

Sayın Başbakan, “Cumhurbaşkanı’nı bile dinlemişler!” mesajını verince, konu Sayın Gül’ün önüne taşındı.

Sayın Gül de bu konuda bir şey söylemek istemediğini söyledi.

•

Baktık, paralel mecralarda, karanlık sözcülerde fitne yayınları…

Sayın Erdoğan Sayın Gül’ü tehdit etmiş, Sayın Gül de Sayın Erdoğan’a sert çıkmış!..

•

Sayın Gül ile Sayın Erdoğan, şu andaki pozisyonları ne olursa olsun aynı dünyanın insanlarıdır.

Sayın Gül, Büyük Doğu ekolünden gelmiştir, Merhum Necip Fazıl Kısakürek Üstad’a okkalı kahve sunmayı şeref bellemiş bir büyük gönül adamıdır.

Merhum Kısakürek’e duygu yüklü yazılarla hitap etmiştir.

Sayın Erdoğan da, o ruhu bugüne taşıyan millet adamlarının başında gelmektedir.

Birileri Sayın Gül ile Sayın Erdoğan arasına “fitne” sokmak için her yolu,  yolsuzluğu denemektedir. 

Bunu Sayın Erdoğan ile Sayın Arınç için de denediler.

“Zaman zaman” savrulmalar oldu, baş başa görüşülmesi gerekenleri medyaya taşımak gibi yanlışlar yapıldı.

Lâkin…

Hadi onu da diyelim:

Yemezler!..

•

Milletimiz olan biteni yakından takip ediyor…

Kim, ne yapıyor, nereye göz kırpıyor, kim nereye oynuyor,  kim millet iradesine yönelen tehdide karşı çıkıyor, kim selam çakıyor, kim iki tarafı da idare etmeye çalışıyor?..

Bunların hepsi tâkipte.

Ne Sayın Gül ne de Sayın Arınç, millete sırt döner!..