Elif Nisa

Elif Nisa

Hz. Mehdi (as)’ı Bekliyoruz, Beklemekte Haklıyız

Hz. Mehdi (as)’ı Bekliyoruz, Beklemekte Haklıyız

"Şark tarafından bir nur zuhur edecek, bid'alar zulümâtını dağıtacak." Ben böyle bir nurun zuhuruna çok intizar ettim ve ediyorum. Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kudsî çiçeklere zemin hazır etmek lâzım gelir. Ve anladık ki, bu hizmetimizle o nuranî zatlara zemin ihzar ediyoruz… (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 189)

Kur’an ayetlerinde işârî olarak ve Peygamberimiz (asm)’dan rivayet edilen hadislerde, Ahir Zaman ve Ahir Zaman’da zuhur edecek olan Hz. Mehdi (as)’a dair  tanımlayıcı ayrıntılar vardır.  Bediüzzaman Hazretleri, Kur’an ayetleri ve mütevatir hadisler ışığında Risale-i Nur’larda bu konuyla ilgili önemli açıklamalar yapar.

Bediüzzaman, yaşadığı hicri 13. yüzyıldan bir yüzyıl sonra Hz. Mehdi (as)'ın zuhur edeceğini, öncelikle tabiyyun ve maddiyunla yani Darwinizm, materyalizm ve ateizmin temel dayanağı olan inançsızlıkla yoğun bir ilmi mücadele içinde olacağını ve Allah’ın izniyle Kur’an ahlâkını dünyaya hâkim kılacağını belirtir. Hz. Mehdi (as)'ın yaptığı bu ilmi mücadele, insanların imanlarını güçlendirecek ve Kur’an ahlâkına yönelmelerine vesile olacaktır.

“Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, vahye istinaden, herbir asırda kuvve-i mâneviye-i ehl-i imanı muhafaza etmek için, hem dehşetli hâdiselerde ye’se düşmemek için, hem âlem-i İslâmiyetin bir silsile-i nuraniyesi olan Âl-i Beytine ehl-i imanı mânevî raptetmek için Mehdîyi haber vermiş.”(19. Mektup)

Bediüzzaman ayrıca, Hz. Mehdi (as)’ın, Risale-i Nur’ları kendisine hazır bir program olarak alacağını anlatır. Ve tüm bunların sonucunda Hz. Mehdi (as) vesilesiyle, yeryüzünde Türkiye öncülüğünde/liderliğinde büyük bir İslam Birliği'nin yani İttihad-ı İslam’ın kurulacağını müjdeler. Üstad’ın bir diğer müjdesi de, Hristiyanlarla gerçekleşecek güçlü bir ittifak ve Hz. İsa (as)'ın nüzulunun, Hristiyanlar’ın İslam dinini kabul etmelerine vesile olacağıdır.

Ayrıca kimi iddiaların tam aksine, Bediüzzaman Hazretleri, Hz. Mehdi (as)'ın kendi yaşadığı dönemden bir yüzyıl sonra zuhur edeceğini eserlerinde defalarca ifade eder. İnsanlık tarihi boyunca her devrin mehdisi olmuştur ancak Büyük Mehdi(as) farklıdır. “Gerçi her asırda hidayet edici, bir nevi Mehdî ve müceddid geliyor ve gelmiş. Fakat herbiri, üç vazifelerden birisini bir cihette yapması itibarıyla, âhir zamanın Büyük Mehdî unvanını almamışlar.” (Mektubat, 29. Mektup)

Üstad, Hz. Mehdi (as)'ın hicri 1400 yılına kadar gelmiş olan tüm veli ve müceddidlerden farkını da şöyle izah eder;  Hz. Mehdi (as) üç büyük vazifeyi bir arada yapacaktır. Bu onun gelmiş geçmiş en büyük veli, en büyük müçtehid (ihtiyaç durumunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi), en büyük müceddid (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi) ve Kutb-u Azam (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olacaktır.

“Büyük Mehdînin çok vazifeleri var. Ve siyaset âleminde, diyanet âleminde, saltanat âleminde, cihad âlemindeki çok dâirelerde icraatları olduğu gibi…” (Mektubat, 19. Mektup)

… Hadisler ışığında ne zaman gelecektir Hz. Mehdi(as)? Dünya karmakarışık olduğunda… Her yerde büyük zulümler, kargaşalar, savaşlar, katliamlar ve terör olayları yaşanırken. Her gün yüzlerce insan sebepsiz yere öldürülüp, yurtlarından çıkarılırken… Hz. Ali(ra)’ın ifadesiyle ise Ahir Zaman’da, kişinin "Allah" dediği için ölüme mahkûm edileceği bir dönemde…

“Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler Müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduran, benim soyumdan birisini gönderecektir.” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir zaman, s. 12)

“Yemin ederim ki bu ümmete öyle (şiddetli) belalar gelecek de, kişi zulümden, gaddarlıktan kurtulmak için sığınacak bir yer bulamayacaktır. Öyle sıkıntılı bir sırada Allah Teala akrabamdan, benim hanedanımdan bir kimseyi gönderecek.” (Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani s. 437)

Peygamberimiz (asm) Hz. Mehdi (as)'ın insanların birbirinden usanıp birbirlerini lânetlemesinin ardından zuhur edeceğini bildiriyor;

(Fazl’dan, Abdullah bin Jabla’dan, Ebu Ammar’dan, Ali bin Ebu Mughira’dan, Abdullah bin Şerik Emiri’den, Umeyre bint Nufeyl’den şöyle dediğini duydum: Bint Hasan bin Ali (ra)’ın şöyle dediğini duydum: )

Resulullah (asm) ferman etti; “Ahir Zaman’da, birbirinizden usanmadan, birbirinizi lanetlemeden, birbirinizin yüzüne haykırmadan ve birbirinizi inkârcılıkla itham etmeden sizin beklediğiniz gerçekleşmeyecektir.”

Rivayet eden kişi, “Ya Resulullah, bu haberde olumlu hiçbir şey yok” dediğinde ise Peygamberimiz (asm) şöyle buyuruyor: “Elbette var, çünkü işte bu zamanda beklediğimiz Kaim (Hz. Mehdi) zuhur edecek ve tüm bunlar sona erecek.” (Gaybet Tusi) (Allamah Muhammed Baqir al-Majlisi |  Biharul Anwar İngilizce Tercümesi, Cilt 13 (Eski Baskı)/ Cilt 51-52-53 (Yeni Baskı) Gaybet Kitabı İmam Mehdi – On İkinci İmam | Bölüm II | Tercüme eden Sayyid Athar)

“Cenab-ı Hakk; kemal-i rahmetinden, şeriat-i İslamiyetin edebiyetine bir eser-i himayet olarak, her bir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddit veya bir halife-i zişan veya bir kutb-u a'zam veya bir  mürşid'i ekmel veyahut bir nevi Mehdi hükmünde mübaret zatları göndermiş; fesadı izale edip, milleti ıslah etmiş; Din-i Ahmediye (asm) muhafaza etmiş. Madem adeti öyle cereyan ediyor, ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hakim, hem mehdi, hem mürşid, hem kutb-u azam olarak bir zat-i nuraniyi gönderecek ve o zat da, ehl-i beyt-i nebeviden olacaktır. Cenab-ı Hakk, bir dakika zarfında beyn-es-sema vel-arz alemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadir-i Zülcelal; Mehdi ile de, alem-i İslam'ın zulümatını dağıtabilir. Ve va'detmiştir, va'dini elbette yapacaktır.”

 

“… Böyle bir cemaat-i azîme içindeki mukaddes kuvveti tehyiç edecek ve uyandıracak hâdisât-ı azîme vücuda geliyor. Elbette o kuvvet-i azîmedeki bir hamiyet-i âliye feveran edecek ve Hazret-i Mehdî başına geçip tarik-i hak ve hakikate sevk edecek. Böyle olmak ve böyle olmasını, bu kıştan sonra baharın gelmesi gibi, âdetullahtan ve rahmet-i ilâhiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız.” (Mektubat / 29. Mektup)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
35 Yorum
Elif Nisa Arşivi