Akit’e niye öfkeliler?.. “Takke” düştü, “ihanet” göründü!
Hani; “belediye”ler, bir “inşaat” çalışması yaptıklarında, yol kenarlarına tabela asıp; “Verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” derler ya!..
Aynen bunun gibi;
Geçen hafta, Akit de, birilerini “fena halde rahatsız” etmiş...
O kadar rahatsız etmiş ki;
“Bütün plânlarımızı altüst ettiler!.. O fotoğraflar ortaya çıkmasaydı, AK Parti Hükümeti’ne ve MİT’e diz çöktürecektik!.. Nereden çıktı bu Akit?.. Zaten, Hocaefendi’nin ananaslı sohbetlerini ilk yayınlayan da bunlar olmuştu... Ama bu defaki haberleri, bizi çok daha fazla rahatsız etti” demişler!..
Öncelikle diyelim ki;
“Verdiğimiz kalıcı rahatsızlıktan dolayı, kimseden özür filan dilemiyoruz... Akit var oldukça; Türkiye düşmanlarını rahatsız etmeye, onların plânlarını ve konforlarını bozmaya devam edecektir.”
Evet;
“Akit’ten rahatsızlık”larını çeşitli sohbet ve platformlarda dile getiren “Paralel Yapı mensupları”na diyeceğimiz budur!..
Siz ki “Türkiye aleyhinde” işler çeviriyorsunuz, siz ki “ajanlık” ve “casusluk” yapıyor, böylece “Türkiye’ye diz çöktürmeye” çalışıyorsunuz, o halde; buna devam ettiğiniz sürece, “karşınızda Akit’i bulmaya” devam edeceksiniz!..
Çünkü biz; “millet” ve “memleket” ile bir “Türkiye sevdalısı”yız...
Sizler ise;
“Türkiye düşmanı”sınız,
“Vatan haini”siniz!..
Hele söyleyin; “Başbakan’ın evini dinlemek” ve “Hatay’da MİT’in TIR’larını durdurmak” bir “Türkiye düşmanlığı” bir “vatan hainliği” değil midir?..
TEBRİK VE TEŞEKKÜR
Bu olayı, elde ettiği “şoke edici fotoğraflar”la Türkiye’nin ve hatta dünyanın gündemine bir defa daha sokan muhabirimiz Murat Alan’ı gönülden tebrik ediyoruz...
Murat, bu tebrik ve teşekkürü gerçekten hak etti... Çünkü; o fotoğraflara ulaşmak için çalmadığı kapı, girmediği mekân, yalvarmadığı yetkili kalmadı... En sonunda, “Türkiye’yi sarsan” o fotoğraflara ulaştı ki, bu fotoğraflarla, “uluslararası bir tezgâh”ı da bozmuş oldu... Özelde “Paralel Yapı”nın, genelde “Neoconlar’ın plânları”nı yerle bir etti...
Peki, neydi plânları?..
KAFAYI TIR’LATTILAR!
“Plân”lara geçmeden önce, “TIR olayı süreci”ni muhabirimiz Murat Alan’ın haberlerine bakarak değerlendirelim...
Tarih 20 Ocak 2014...
O günkü Akit’te, “Paralel Yapı yine TIR’lattı” başlıklı bir haber var...
Ayrıntısı, özetle şöyle:
“Adana-Gaziantep Otoyolu’nun Ceyhan gişeleri yakınında dün öğlen saatlerinde jandarma tarafından durdurulan 3 TIR, içinde kaçak silahlar olduğu ihbarı üzerine arandı... 2 saat sonra ise, durdurulan TIR sayısı 7’ye yükseldi. Arama sonrasında TIR’lar yoluna devam etti.”
JURNALCİ ÜSTEĞMEN!
Tarih, 23 Ocak 2014...
O günkü Akit’te, “TIR jurnalcisi üsteğmen!” başlıklı bir haber var ve ayrıntısı şöyle:
“1 Ocak ve 19 Ocak’ta TIR’larla Türkmenlere yardım malzemesi götüren MİT’e yönelik operasyonlardaki müfteri ihbarcının Adana Jandarma Bölge Komutanlığı’nda görevli bir üsteğmen olduğu, üsteğmenin operasyonlar öncesinde olayda adı geçen savcı Özcan Şişman ile 31 Aralık gecesi 16 defa telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı.
İstihbarat birimlerince hazırlanan raporda, ihbardan 48 saat önce Adana Jandarma Bölge Komutanlığı’nda hazırlıklara başlandığı, ihbardan iki gün önce Bölge Komutanlığı’nda izinlerin iptal edildiği ve MİT mensuplarının telefonlarını devre dışı bırakan sinyal bozucu cihazların ayarlandığı belirtildi.”
Görüldüğü gibi, Murat Alan, TIR olayını ve “tezgâh” planlayan Paralel Yapı’nın peşini bırakmıyor... Hemen her gelişmeyi “Akit okurları” ile paylaşıyor...
İHANETİN BELGESİ
Nitekim, 4 Şubat Salı günü, “gündeme bomba gibi düşen” o fotoğrafları, yine “Murat Alan’ın çabaları” ile elde ettik ve “İhanetin belgesi” başlığı ile Türk ve dünya kamuoyunun dikkatine sunduk.
Fotoğraflarda;
“Paralel Yapı elemanlarının MİT mensuplarına silah doğrulttukları, TIR’ları kullanan MİT mensuplarının darp ettikleri ve MİT’çilerin bileklerine kelepçe taktıkları” açıkça görülüyor.
MİT mensuplarının maruz kaldığı muamele, “MİT’in hazırladığı rapor”da şöyle dile getiriliyor:
“İki asker mevzi alıp uzun namlulu silahlarla araç içerisinde bulunan görevlileri hedef almıştır. Durdurulan otomobilde bulunan personele onlarca muvazzaf müdahale etmiş, ağır hakaretlerde bulunulan görevliler asfalt zemine yatırılarak darp edilmiştir. Personelin bilek, kol ve boyun bölgesinde ciddi derecede yaralanmalar olmuştur.”
Siz olsanız sormaz mısınız;
“Bunlar kimin askeri?”
Biz de o soruyu sorduk;
“Bunlar kimin askeri?”
Düşünebiliyor musunuz;
“250 civarında jandarma, Suriyeli Türkmenlere ilaç ve gıda maddesi taşıyan MİT’in TIR’larını durduruyor ve MİT mensuplarını darp ediyor!”
Sahi, bunlar kimin askeri?..
İHANETTE 2. PERDE!
Dahası da var...
“Fikri takip” yapıp, TIR olayının izini takip eden Murat Alan, 6 Şubat Perşembe günü de, “TIR ihanetinde 2. perde”yi araladı ve dedi ki;
“Türkmenlere yardım götüren TIR’lara eskortluk yapan MİT mensuplarının silah zoru ile durdurulup kelepçelenmesinin yankısı dinmeden, operasyonla ilgili bir başka skandal daha ortaya çıktı. Akit, ihanet operasyonunu kurgulayan paralel yargı ve jandarmanın foyasını ortaya koyan önemli bir belgeye daha ulaştı...
19 Ocak’ta Adana’da gerçekleşen ihaneti araştıran İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Ankara’dan yapılan ihbarda hiçbir örgüt ismi zikredilmediğini, operasyonun nedeni olarak gösterilen ‘El Kaide patlayıcıları’ ifadesinin savcılık tarafından tutanaklara sonradan eklendiğini belirledi.”
AMAÇ, TÜRKİYE’YE AMBARGO!
Peki, “tutanak”lara sonradan eklenen ve “TIR’larda El-Kaide patlayıcıları bulunabileceği” ifadesinden amaç ne?..
Hani, hasbihalimizin başında, “Peki, plânları ne?” diye sorduk ya, “baskının püf noktası” işte burada...
İstiyorlardı ki; TIR’larda “silah” bulunsun... O zaman diyeceklerdi ki, “MİT’in TIR’larında silah bulundu!.. Bu silahlar, El-Kaide militanlarına götürülüyordu!”
Lütfen “zamanlama”ya dikkat...
TIR’lara baskın, tam da “Cenevre-2 Konferansı’nın arefesinde ve AB Büyükelçileri’nin Adana’da toplantı yaptıkları gün” düzenlenmiştir... “Suriye’nin ve zalim Esad’ın durumu”nun görüşüleceği o konferansta, dünyaya; “Türkiye’nin teröristlere silah sağladığı, Suriye’nin bu yüzden iç savaş yaşadığı” gibi bir mesaj verilecekti...
Amaç; “Türkiye’nin terörist örgütlere silah sağladığı” imajı verip, “BM’nin, Türkiye’ye ambargo koymasını sağlamak”tı!..
Bu plân, “son derece ustaca kurgulanmış bir plân”dı ama, “gerçeklerden hayli uzak”tı...
Zira, El-Kaide örgütü hem “Esad yönetiminin yanında” yer alır ve hem de “muhalifler” başta olmak üzere “Türkmenlere saldırılar” düzenlerken, “Türkiye’nin El-Kaide’ye silah sağlaması” hiç akıl kârı mıdır?.. Türkiye, aklını peynir-ekmekle mi yemiştir ki; hem “Türkmenlere ilaç ve gıda” götürsün, hem de “El-Kaide’ye silah” sağlasın!..
Nihayetinde, MİT’in TIR’larını durdurarak, “büyük bir ihanet”e imza attılar...
Ama, bir şeyi unuttular;
“TIR’ları durdurdular, aramaların fotoğraflarını Cemaat’in Cihan Haber Ajansı ve Aydın Doğan’ın Doğan Haber Ajansı yoluyla dünyaya servis etmek için, aramaların fotoğraflarını kameraya çektiler, fotoğrafladılar!..”
Ama, bilmiyorlardı ki;
Bütün “ihanet operasyonu”nu baştan-sona görüntüleyen daha başka birileri de vardı!..
HESABI SORULMALI
Bu görüntülerden hareketle, herhalde “hain”lerden de hesap sorulacak, “İsrail ve Neoconlar ile bağlantıları” araştırılacak ve haklarında “casusluk”tan dâvâ açılacaktır...
Akit’e kızıp, köpürmeleri ve ellerinden gelse bir kaşık suda boğmak istemeleri işte bu yüzden!..
Öyle ya;
“Tezgâh”larını Akit bozdu!..
Başta söyledik, yine söyleyelim;
“Bu ülkeye kim düşman ise, bu vatana ve millete kim ihanet ediyorsa; ister Paralel Yapı olsun, ister Meridyen Yapı, karşılarında Akit’i bulacaklardır!”
Çünkü biz ülkemizi seviyoruz.
Çünkü biz;
“Büyük Türkiye”nin yanındayız...
Selâm ve saygılarımızla...