Adalet Bakanlığı'nda Esen Kasırga!..
Cemil çiçek döneminin statükocu alışkanlığı, Mehmet Ali Şahin dönemindeki yeniden “aktif görev” yapılanmasında hayli dikkat çekici oldu…
İlk görev değişikliği bakanlığın başından başlayınca kimi çevrelerde “kasırgayı” andırmadı diyemem…
Biliyorsunuz ki, bizim devlet yapımızda görevine dokunulmayanlardan birisi de Adalet Bakanlığı müsteşarıdır… Müsteşarı görevden aldığınızda Danıştay iade kararını hemen yapıştırır. Nitekim, Şevket Kazan döneminde görevden alınan Müsteşar Uğur İbrahimhakkıoğlu’nu Danıştay kısa sürede göreve iade etti…
Şimdi ki müsteşar Fahri Kasırga o göreve nasıl gelmişse, öylece de sessiz sedasız çekip gitti. Sayın Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in açıklamasına göre, müsteşar Fahri Kasırga, kendi isteği üzerine görevinden ayrılmış…
Bakan bu şekilde bir açıklama yaptığına göre doğrudur… Müsteşar vermiştir dilekçesini… Olayın kafa kurcalayan tarafı… Kasırga, bu hükümet döneminde geldi, bu hükümet döneminde gitti!
Ne oldu, ne gittiyse, gitti.
Adalet Bakanlığı'nda “Yüksek Müşavirlik” bir bakıma bürokrat kızağı sayılır… O kızağa da genel müdürlüğünü, ya da müsteşarlık gibi bir makamı bırakarak kolayına kimseler binmek istemez. çünkü etkin bir görev değil. Bakanlığın bir odasında çay, kahve sohbet… Gazete okumak.. Gerçi Kasırga, şu anda fiilen Başbakanlıkta görevli ama, orası her zaman için oynak tabaka… Git dediler mi gitmek zorundasınız.
O zaman basında çıkanlara bakacağız…
Son günlerin Ergenekon fırtınasına yakalandı diyenler de var… Eruygur Paşa’nın telefonları dinlemeye alınınca içerisinden bir de Adalet Bakanlığı müsteşarı çıkmış…
Ah o telefonlar…
Bir zamanlar da Yargıtay Genel Sekreter yardımcılarından birisinin… “arkadaşa kızlardan iyisini gönder” mesajı takılmıştı onlara… Bir öncesinde HSYK eski Başkan vekilinin konuşmaları… Onlar gittiler…
Şimdi de Kasırga…
Telekulağa takılan kendiliğinden gidiyor demek ki..
İş sadece takılmaksa bir görev feda etmeye değmez, ama devamında lekeler varsa bilemem…
Hem yargının üst yöneticisi sayılan bir makamın Ergenekon örgütü ile ne alıp vereceği olabilir? Olmamalı ama, görüyoruz ki kimisinin adı ve sanı bu örgütte geçince gönüllü olarak koltuğunu verip köşesine çekilebiliyor…
Diyeceksiniz ki demek ki var bir şeyler… Yoksa, bir telefon… Devletin üst yönetiminde olanlar mutlaka birbirleriyle konuşurlar. Bu konuşma yüz yüze de olur, telefonla da. Ne var bunda?
Sayın Kasırga, Eruygur Paşa ile samimi olabilir, bir sakıncası mı var? Hem de Kemalist bir paşa ile samimi olmayı kim kaçırır ki?!. Duyduğuma göre, Kasırga emekli bir meslektaştan kitap alırken bir tane de Eruygur Paşa için imzalatmış… Demek ki samimiyetleri oldukça ileri…
Bu olanlara cepheden baktığımızda 28 Şubat’ın merdiven altı brifingleri aklımıza geliyor. İçimizden kimileri bu brifinglere koşmasaydı belki de üye seçilemezlerdi. Belki de yüksek görevlere gelemezlerdi…
Kasırga’nınki öyle değilmiş… Gelişinde, Sayın Erdoğan hakkında açılan “haksız mal edinme” davası etkiliymiş… Erdoğan hakkındaki beraat kararını o zaman Ankara Başsavcısı olan Kasırga güya temyiz ettirmeyince, hükümetten Cemil çiçek, partiden de Hayati Yazıcı yardımlarıyla müsteşar olmuş…
İnanmam…
çünkü, Ankara adliyesindeki uygulamada mahkeme mütalaaya uygun karar verdiğinde(katılanı yoksa) bu kararı kimseler temyiz etmez… öylece kesinleşir… Erdoğan’ın kararı da savcının mütalaasına uygun olduğundan, zaten temyiz edilmeyecekti… Temyiz edilmeyecek bir kararı “temyiz ettirmedim” diyerek, bürokraside yol almak gerçekten tuhaf…
Gerçekten öyleleri de oluyor mu?
Koltuklar kadıya mülk olmadığına göre… Şimdi de Kasırga’dan boşalan müsteşar koltuğuna Ahmet Kahraman oturdu… Adalet Bakanlığı’nın çiçeği burnunda yeni müsteşarı Sayın Ahmet Kahraman… Bakanlığı A’dan Z’ye kadar iyice bilen deneyime sahip, hem de meslektaşlar arasında sayılan, sevilen…
Hayırlı uğurlu olsun..
Akabinde Ceza İşleri Genel Müdürü, Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü, Kanunlar Genel Müdürü değiştirildi… Boş olan müsteşar yardımcılıklarına atamalar yapıldı…
Her birine de görevlerinde başarılar dilerim…
Yeni ve de dinamik bir kadro… çok uzun süre bakanlık ünitelerinde çalışan bu ekibin çağımıza uygun güzel işlere imza atacaklarına inanıyorum.
Hatta ivedilikle yargı reformu…
Bana göre her gelen bakan başta müsteşarını akabinde çalışacağı üst yönetim kadrosunu kendi eliyle kurması gerekir… Gelişmiş ülkelerde bu öyledir… Yenisi gelince eskileri hemen dilekçelerini uzatırlar… Kalacaklar kalır, gidecekler gider…
Değilse, muhalif bir ekiple başarı asla sağlanamaz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.