Tv dizisinden tarih çıkarmak…
Tekrar hatırlatma ihtiyacı duyuyorum: Kanuni Sultan Süleyman’ın araştırma sonucu ulaştığı belgelere göre, Mustafa Bey, “bağy suçu” işlemiştir. Yani âsidir, isyan tertiplemiştir.
Kanuni bu kanaatinde yanılabilir mi? Mümkündür. Ama müthiş bir istihbarat teşkilatına sahip olan bu kadar deneyimli bir padişahın yanılmasına ihtimal vermek çok zordur.
Belli ki, Mustafa Bey, “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” diyerek yola çıkmış, nasihat heyetlerini dinlememiş, geleceğini onun padişahlığına bağlayan (en başta annesi Mahidevran Sultan’la eşi Mih-ü Nisa Hatun (1525, Kırım doğumludur. Şehzade Mustafa’nın ölümünden sonra 1555’de, Pertev Mustafa Paşa ile evlenmiştir), padişah olması halinde sadrazamlık, vezirlik, paşalık bekleyen muhteris kişilerin kışkırtmalarına kapılmış ve kendi sonunu hazırlamıştır.
Her isyancının akıbeti aynıdır: İdam! Bu acı hikâyenin bu yönünü de görmek gerekiyor.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da aynı kanaattedir: “Maalesef” diyor, “Şehzade Mustafa’nın bulunduğu sancakta etrafındakilerin de tertibiyle bir isyan havasına girdiği açıktır ve orduda da taraftarları vardır. Böyle bir duruma 16. asırda tahammül edilemez. Orada Padişah’ın oğlunu katlettirmesi, herhangi bir adamın oğlunu katlettirmesine benzemiyor. Maalesef bizim halkımız bu soyutlamayı yapamıyor...”
Sonuçta ne oluyor? Şehzade Mustafa “mazlum”, Kanuni, Hürrem Sultan, Mihrimah Sultan, Sadrazam Rüstem Paşa başta olmak üzere, devlete sadık tüm isimler “zalim” olarak algılanıyor. “Dizinin temel gayesi bu muydu?” diye düşünmekten, insan kendini alamıyor.
Son derece yanlış, hatalı, ilet-tutar tarafı olmayan bir algı bu…
Ne çare ki İlber Hoca’nın da dediği gibi, “halkımız bu soyutlamayı yapamıyor”…
Tabii tarih halkın algısına ve dizilere göre değil, belgelere göre şekillenir. Haksız beddualar da sahiplerine geri döner!
Soru: “Şehzade Mustafa, babasının çadırında, gözlerinin önünde mi öldürüldü?”
Elcevap: Buna ilişkin bazı zayıf kayıtlar olmakla birlikte, kendi çadırına uğurlandığı ve kendi çadırında katledildiği şeklinde sağlam deliller de mevcut. Bu uygulama hem daha mantıklı, hem de önceki uygulamalara daha uygundur.
Mustafa Bey’in, Kanuni’nin çadırında öldürüldüğü, oğlu ölürken seyrettiği şeklindeki iddialar, daha ziyade İtalyan kaynaklarında var…
Onlar, Kanuni dâhil, tekmil Osmanlı padişahlarını, hatta Osmanlıları “canavar-barbar” olarak göstermeye zaten bayılırlar.
Malum diziyi çekenler İtalyan kaynaklarını esas almışlar. Yani bir “amaç birliği” söz konusudur.
Soru: “Şehzade Mustafa hakkında birçok mersiye ve ağıt yazıldığına göre, halk ve ordu içinde çok mu seviliyordu?”
Elcevap: Taşlıcalı Yahya, Sami ve kadın şair Nisâyî başta olmak üzere, birçok (en az 14) şairin mersiye ve ağıt yazması, Mustafa Bey’in halk ve ordu içinde çok sevildiğini göstermez, etrafındaki şairler arasında çok sevildiğini gösterir.
Malum: Hemen hemen tüm hanedan mensupları gibi, Şehzade Mustafa da şairdi. Sanatın, şiirin ve şairin değerini iyi bilir, şairleri, sanatçıları, yazarları korur, özellikle şairleri cömertçe ödüllendirirdi.
Bu sebeple etrafında çokça şair bulunurdu. O ölünce, sadece sevdikleri birini kaybetmemişler, gelirlerini de kaybetmişlerdi. Bu öfke, acıyla karışık olarak tüm mersiyelerde görülüyor.
Şairlerden gelen sınırsız saldırılara Kanuni’nin tahammül etmesi, divan sahibi şair bir padişah olmasından ve öfkelerini Mustafa Bey sevgisine bağlamasındandır.
Yarın: Şehzade Mustafa’nın yedi yaşında bulunan oğlu Mehmed’in günahı neydi de öldürüldü?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.