Miting izlenimleri... Adana çekişmeli, Antalya’yı AK Parti alır!
Malûm, önceki gün Adana ve Antalya’daydık... Sabah’tan Erdal Şafak, Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül ve Star’dan Mustafa Kartoğlu ile birlikte “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Adana ve Antalya mitingleri”ni izledik...
Önce “miting”lerden bahsedeyim.
Adana İstasyon Meydanı’nda yapılan miting; “AK Parti’nin şimdiye kadar Adana’da düzenlediği mitinglerin en büyüğü” imiş...
Katılım, “70-80 bin” civarındaydı.
Katılımın bu kadar çok olmasında; Kültür Bakanı Ömer Çelik’in, AK Parti İl Başkanı Fikret Yeni başkanlığındaki “AK Parti Teşkilâtı”nın ve Başkan Adayı Abdullah Torun’un büyük çabası olmuş...
Adana; 12 Eylül Referandumu’nda “yüzde 56 hayır, yüzde 44 evet” diyen bir şehrimiz... Yine Adana; AK Parti’nin 6, CHP’nin 4, MHP’nin 3 ve BDP’nin 1 milletvekili çıkardığı bir şehrimiz...
Ama, merak ediyorum; Adana’da Belediye Başkanlığı seçimlerini MHP, nasıl kazanıyor, niye tercih ediliyor?..
“Aday”dan mı,
Yaptığı “hizmet”ten mi?..
İyi de;
Ben bildim bileli, Aytaç Durak, Belediye Başkanı’dır... Peki, ne vermiştir Adana’ya?.. Hangi hizmetleri yapmıştır?..
2 MİLYONLUK KÖY!
Açık ve net söyleyeyim;
İstasyon Meydanı’nın az ötesinde bir “ağaçlık” gördüm...
Herhalde “park”tı!..
Ama “park veya bahçe” demeye bin şahit lâzım... Çünkü tam bir “mezbelelik”ti!.. Bir çocuk o parka girse, herhalde “70 santimlik otlar” içinde yolunu bulamaz!..
Dahası; doğru dürüst ne “bulvar”ı var, ne de “çevre yolu!”
“Metro” var ama, “yerin altında” değil, “havadan” gidiyor!..
Sonra, “havadan” baktım Adana’ya...
Bazı “semt”ler hariç;
“2 milyonluk bir köy” gibi geldi bana... Hadi, “2 milyon nüfuslu köy” demeyelim de, “kasaba” diyelim!..
O halde; Adana halkı, “MHP’li adayları” niye tercih ediyor?..
Şu anda da; AK Parti ile MHP çekişiyor... AK Parti teşkilatı, biraz daha çalışırsa “1-2 puan öne” bile geçebilir.
İLGİNÇ AFİŞLER
Meydan ise farklı...
Platform üzerinden meydandaki kalabalığa ve “afiş”lere bakınca gördüm ki; meydan hareketli, meydan canlı...
Meselâ, bir genç kız, üzerinde;
“Sağım-solum, önüm-arkam,
Kalbim, beynim;
AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan...
Varsa gücü yeten, silsin” yazan bir “tişört”le gelmiş miting meydanına...
Meydandaki afişler de, en az genç kızın tişörtünde yazanlar kadar ilginçti... Meselâ, Zaman gazetesinin “eski ve yeni logoları” ile şöyle yazmışlar;
• “O Zaman başka
Bu Zaman başka.”
Afişlerde, Cemaat’in Bugün gazetesine de bir “gönderme” yapmışlar;
• “Dün sahtekâr ve bölücü dedikleri insanlar için Bugün oy istiyorlar.”
Bir ilginç afiş de şöyle:
• “Zaman zaman değil,
Her zaman yanındayız.”
• “Millet bitti demeden
Bitmez usta.”
Adana’ya gitmişken, “ayaküstü” de olsa, Vali Hüseyin Avni Coş’la görüşme imkânımız oldu...
AK Parti Belediye Başkan Adayı Abdullah Torun’a başarılar diliyor ve geçiyoruz Antalya’ya...
KARANFİL VE KONFETİ
Kabul etmek gerekir ki, Antalya, gerçekten de, “şehir”e benzeyen bir vilâyetimiz...
Ama, bu tablo, CHP’li Başkan Mustafa Akaydın’ın eseri olmasa gerek... Çünkü Akaydın’ın, “bira festivalleri”nden başka bir icraatını hatırlamıyorum... Dolayısıyla, Antalya’yı “şehir” yapan, Menderes Türel olsa gerek...
AK Parti’nin eski belediye başkanı ve şimdiki adayı Menderes Türel, mitinge çok iyi hazırlanmış...
Başbakan Tayyip Erdoğan “100 bin” olarak açıklasa da, benim aldığım bilgiye göre, meydanda “en az 120-130 bin kişi” vardı... Birçok insan da, meydanda yer bulamayınca geri dönmüş!..
Bunca yıldır “miting”leri takip ederim... Ama Antalya’daki “sıcak karşılama”yı, “coşku”yu ve “sevgi”yi hiçbir şehirde görmedim...
Havaalanından şehre gelirken gördüm ki; evlerin balkonları insan dolu... Başbakan’ın bulunduğu aracın üstüne kimileri “karanfil” atıyor, kimileri de “konfeti” yağdırıyordu...
Daha önce benzerini görmediğim için, bu manzarayı yazmadan geçemedim...
Manzara deyince; Rus ressam Nikas Safronov tarafından yapılan “Erdoğan portresi” mitingden sonra Başbakan’a takdim edildi... Bu portrenin Erdoğan’a takdiminde iletişimi sağlayan Antalyalı iş adamı Lokman Hamitoğlu’nu da kutluyorum...
PARALEL ANKETLER
Antalya demişken, “Paralel Abi ve Ablalar”dan söz etmeden geçmek olmaz...
Öğrendiğime göre; Cemaat’in “Abi”leri ve “Abla”ları, bir “anket formu” hazırlayıp, “ev ev dolaşmaya” ve şu soruları sormaya başlamışlar: “Kimi Cumhurbaşkanı görmek istersiniz?.. Oy vermenizde en büyük etken kim? Yolsuzluk(!) operasyonları için ne düşünüyorsunuz?..”
“Fetullah Gülen Cemaati”ne mensup “Abi”ler ve “Abla”lar, “canhıraş bir gayretle CHP için” çalışsalar da; “Süleymancı” kardeşlerimizin AK Parti’ye teveccüh göstereceğini öğrendim ki, mutlu oldum!..
Dolayısıyla; Antalya’da ibre, AK Parti Belediye Başkan Adayı Menderes Türel’den yana dönmeye ve hatta “CHP’nin 3-4 puan önüne geçmeye” başlamış...
Bu çabalarından dolayı Menderes Türel başta olmak üzere, İl Başkanı Mustafa Köse’yi ve “AK Parti milletvekilleri”ni kutluyor, Vali Selahattin Öztürk’e de “nezaket”inden dolayı teşekkür ediyorum.
Uzun lâfın kısası;
Adana’da durum, “AK Parti 1-2 puanla kazanacak” gibi görünse de, seçim “ortada” görünüyor... Ama Adana halkında; “2 milyonluk köy” olmaktan kurtulup, “şehir” olma arzusunu müşahade ettim...
Antalya’da ise;
İbre, Menderes Türel’den yana...
CHP’li Başkan Mustafa Akaydın “festival” düzenlemekten çok yoruldu, herhalde 30 Mart’tan sonra kenara çekilir ve “bira yudumlamaya” devam eder...
Adana ve Antalya’dan bu kadar...
***************************************************************
Fetullah Gülen ne zaman sustu ki, “şimdi o konuşuyor” olsun!
Hani, hep soruyorduk ya; “Fetullah Gülen, niye hep Yahudi medyasına konuşuyor?” diye... “Deşifre” olduğunu anlamış olmalı ki; bu defa Filistin halkına “Terörist” diyen Samanyolu Televizyonu’nun “Paralel”indeki Zaman gazetesine konuşmuş!.. Demek oluyor ki; “Paralel medya” da kaçıyor kendisinden!..
Her neyse... Zaman “anons” yapmış: “Herkes konuştu, şimdi o konuşuyor!”
İyi de, Fetullah Gülen, bugüne kadar hiç “susmadı” ki!.. “Zaman’ın soruları”nı cevaplandırmış...
Okurum Ahmet Atılgan’a göre; Fetullah Gülen’e o sorular değil de, şu sorular sorulmalıydı:
“Türkiye’yi neden el Kaide ile işbirliği halinde göstermek istiyor?.. Türkiye ekonomisini niye krize sürüklemeye çalışıyor?.. Bir gün lâzım olur diye herkesi dinlemek ve fişlemek nasıl bir dindarlıktır?.. Montaj ve dublaj yöntemiyle suç delili üreterek yapılan operasyonlar bir cihad mıdır?.. İsa ve Mesih(!) ya da Kâinat İmamı olmak, nasıl bir duygudur?.. Şizofren olduğu yönündeki iddialar doğru mudur?.. Manisa Akıl Hastanesi’nde yattığı doğru mudur, yattıysa kaç ay yatmıştır?.. Küresel taşeron olmak için kimlerle nasıl çalışmak gerekiyor?..”
Bunun gibi sorular...
Bakalım cevap verecek mi?..