Şehzade Mustafa, en sevilen şehzade miydi?
Bizim bazı tarihçilerin çok sevdiği belli. Aynı şekilde Cem Sultan’ı da çok severler…
O kadar ki, “II. Bayezid yerine Cem Sultan, II. Selim yerine Mustafa Bey padişah olsalar, Osmanlı Devleti gerilemezdi” gibi, ancak müneccimlerin ilgi alanına giren, ama tarih açısından fevkalâde sorunlu olan hükümler bile veriyorlar.
Bunu kimse bilemez. Hatta “İyi ki onlar padişah olmadı!” demek, çok daha doğru olabilir: Çünkü girdikleri baht imtihanını ikisi de veremedi.
Cem Sultan Papa’nın elinde oyuncak olup, kendi dinini ve devletini zarara uğratırken, Şehzade Mustafa, çevresinin dolduruşuna gelip elleriyle kendi sonunu hazırladı. En büyük maharet ve meziyet, hayatta kalmaktır!
Şehzade Mustafa, kuşkusuz seviliyordu. Zaten tüm hanedana halkın ve askerin belli bir sempatisi vardı. Ama ille de Mustafa Bey’in padişah olmasını isteyen filan yoktu. Bu söylentiyi, geleceğini Şehzade Mustafa’nın padişah olmasına endekslemiş olanlar çıkardı.
Halk için şehzadelerin hepsi aşağı-yukarı birdi. Askerler ise hiç kuşkusuz, Şehzade Mustafa’dan çok, kendilerini zafer taçlarıyla ödüllendiren ve ülke çapında kalıcı eserler vücuda getiren, Kanuni’yi severdi.
Hem halk, hem ordu, hem de devletin zirvesi, Kanuni’ye yürekten bağlıydı.
Bu görüşümüzü, Şehzade Mustafa’nın katlinden sonraki gelişmeler de doğruluyor…
Aleyhinde üretilen propagandaları etkisizleştirmek açısından Kanuni, gerçi Rüstem Paşa’yı sadrazamlıktan aldı, ancak katlettirmedi…
Bu patırtıları aşacak güçte olduğunu biliyordu.
Nitekim bir süre sonra, Mustafa Bey yandaşlarının ürettiği olumsuz propagandalarla, dedikoduları aştı ve Rüstem Paşa’yı tekrar sadrazam yaptı.
Kanuni, Mustafa Bey’in katlinden sonra devlet çapında büyük değişikliklere gitmedi. Bazılarının Şehzade Mustafa’nın katlinden “sorumlu” tuttuğu isimleri cellâtlara vermedi. Ufak-tefek düzenlemelerle yoluna devam etti.
Mustafa Bey halk ve ordu tarafından o kadar çok sevilseydi, büyük bir kalkışma gerçekleşirdi.
Soru: “Şehzade Mustafa’nın türbesini annesi mi yaptırdı?”
Elcevap: O diziden böyle bir izlenim doğuyor, ancak doğru değil. Şehzade Mustafa’nın türbesini üvey kardeşi, Padişah-ı Cihan Sultan II. Selim Han yaptırdı…
Şehzade Mustafa türbesinin kapısının üzerindeki kitabede, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Sultan II. Selim tarafından 1555’te yaptırıldığı yazılıdır.
Türbe içerisinde Şehzade Mustafa’dan başka Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Orhan (1558-1562), Şehzade Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan (ölm.1580) ve ismi belirsiz bir çocuk mezarı bulunmaktadır.
Bundan da anlaşılacağı gibi, Sultan II. Selim, bazılarının zannettiği gibi, üvey ağabeyi Şehzade Mustafa’ya karşı kin dolu değildi. Kin gütseydi, tahta geçer geçmez görkemli bir türbe yaptırmaz, Şehzade Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’a Bursa’da mükemmel bir ev almaz, ömür boyu rahat ettirecek bir maaş bağlamaz ve öz annesi gibi ilgilenmezdi.
Soru: “Hürrem Sultan neden ve nasıl öldü?”
Elcevap: 15 Nisan 1558 tarihinde İstanbul’da eceliyle öldü. Büyük bir cenaze töreni yapıldı. Cenaze namazını devrin en büyük âlimlerinden Ebussuud Efendi kıldırdı ve Süleymaniye Camii’nin kıble tarafına defnedildi. Sultan Süleyman sevdiği hasekisinin üzerine, Mimar Sinan’a muhteşem bir türbe yaptırdı.
Hatırasına hürmeten, günümüzde İran sınırlarının içinde kalan bir şehrin ismini “Hürremabad” (Hürrem Şehri) olarak değiştirdi. Şehir hâlâ aynı isimle anılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.