CHP reklamlarına bakın; hemen her seansta bir başörtülü konu mankeni!..
Seçim öncesinde çarşaflılara CHP rozeti takmaca!..
*
Bu “sırıtan” tavırlar bence son derece olumlu gelişmelere işaret ediyor.
CHP’nin her seçim öncesinde artan dozda “sırıtması” bir konuda feci halde “yaralı” olduklarını gösteriyor.
“Paralel Yapı”ya yanaşmalarında bunun da etkisi var.
Yani demiş oluyorlar ki böylece, “Aha dindar dediğin böyle olursa, kuyruğuna takılır, elini de başka yerini de öperim ne gam!’
*
İyi…
Varsın öyle olsunlar.
“Kalvinizme evrilmek” de onlar için bir aşamadır,  bakarsınız hurafe duvarları ile çevrili paralel hücrenin minicik penceresinden sızan “ışık demeti”ne takılır gözleri.
Ben CHP’linin zeki, çevik aynı zamanda paralelci olanını severim netekim!.
*
CHP uzun yıllardır ve özellikle de son 12 yıldır arayışta.
Önceleri “Bidon kafalı” filan dediler, “Hasoların hüsoların oyları da bizim oyumuza eşit ya!” yollu hayıflandılar, vatandaşı “Göbeğini kaşıyan adam” diyerek küçümsediler, şu, bu…
“Pirinç, makarna, kömür” edebiyatı döndü uzun süredir.
“Bu milletin yüzde 80’inden fazlası aptal!” demekten bile çekinmediler.
Hacıyla, hocayla, sakallıyla, gümüş yüzüklüyle, başörtülüyle, yemeniyle akılları sıra dalga geçen CHP’lilere her seçimde öyle bir çaktı ki vatandaş…
Bir yersin, iki yersin, kafana yersin gözüne yersin, orana yersin burana yersin filan…
Sonunda düşünmeye başlarsın:
“Yok arkadaş, bu böyle giderse biz sittin sene,  yedibin sene geçse iktidar olamayıııız…”
*
Aşağılık kompleksine yakalanmışsındır bir kere; “Seni sen yapan değerler”den uzaklaşıp, başka bir “Ruh”un etki alanına girmişsindir.
Bundan sonra sen eski sen değilsindir, yeni hâlin de izmihlal!..
*
CHP bitmiştir.
CHP’nin  “Kifayetsiz muhterislere iyi kötü unvanlar sağlamak dışında” var oluş sebebi kalmamıştır.
Bunun için de…
CHP’nin önde gelen isimlerinden rahmetli İnal Batu, vefatından kısa bir süre önce aynen şunları söylemiştir:
 “CHP varlık sebebi tartışmalı bir parti haline gelmiştir. CHP için en iyi yol kendisini feshetmektir. Türk solunun gerçek derdi, sosyal demokrat bir partisinin olmamasıdır. CHP halkın gerçek sorunlarının çok uzağındadır.”
İşte bu yani, CHP’li Batu daha desin!..
*
Millet, 30 Mart’ta bir şamar daha çektim mi…
Bunlar bir kez daha tefekkür imkanı bulacaklar; “Oooolum, naaapsak olmuyo!..” filan…
Kardinalle Paralello…
Fiyasko!..
*
Millet, kendisine “yan” bakan bir yapıyı inceden inceye dilimliyor.
Her yenilgi sonunda savrulan ve ontolojik problemini gittikçe daha fazla dışa vuran CHP’deki sancının en belirgin göstergelerinden biri Sarıgül vak’asıdır.
Alev Alatlı onun için “Mustafa o hep bildiğimiz Peer Gynt Mustafa” diyor.
Henrik İbsen’ın eserindeki Peer, muhteris “oyun kahramanı”…
“Gerçeklere direne direne” yolun sonuna gelen küçük burjuva fırsatçısı!..
Var ile yok arasındaki bir yok!..
Yeni CHP!..
*
Bu seçim kampanyası CHP’nin “ontolojik problemi”ni iyice belirginleştiriyor.
“Paralel Yapı”yla ilişkileri, son “Ok”un da kırıldığına işaret.
Güzzzzzeeeeeel!!!!