Tahribata Bir Şahit ve Bir Teşekkür
18 Mart İstiklal marşının kabulü münasebetiyle Akif merhumdan, davasından, çilesinden, kendi memleketinde gördüğü kötü muamelelerden, aşağılamalardan, bir cani gibi takip edilmesinden, itibarsızlaştırılmasından ve nihayet
“Canımı, cananımı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek beni vatanımdan dünyada cüda.”
Diye en çok korktuğu şey gerçekleşmesinden ve “ver elimi gurbet” diyerek Mısır’a hicret edip gitmesinden, aynı zamanda kendisi gibi ailesinin de perişan edilmesinden vs. bahsetmiştik.
Neydi bütün bunların altında yatan kahredici sebep?
Batılılaşma!
İslam din ve medeniyetinden çıkarak Batı medeniyetine girme.
Osmanlıda başlayan bu Batılılaşma felaketi, İttihat ve Terakkî Cemiyeti ile hükümet, Cumhuriyet ile de devlet oldu.
Evet, bizim bütün dertlerimizin batılılaşma adına kendi din ve medeniyetimizden kopuşumuzla başladığını bizim bazı batıcı eğitim sistemiyle yetişmiş insanımız anlayamıyor, bunu biliyoruz. Bu yüzden buna bugün yabancı ve bildik bir tanık sunmak istiyoruz.
Tanınmış müsteşriklerden Lois Massignon, “Batlılaşma” sürecindeki başarılarını iftiharla anlatarak, Müslümanların geri kalanlarını da Hristiyanlaştırmaya çalışan misyonerlere hedeflerini gösterirken şöyle seslenir:
"Müslümanlar'ın her şeyini bozduk yok ettik. Dinleri, inançları, dine bağlılıkları, insani duyguları yok oldu. Onların milli ve manevi değerlerini batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik.
İslamiyet'i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı, Kur'an öğrenmeyi suçluluk ve gericilik olarak göstermeyi başardık.
Artık çoğu hiçbir şeye tam olarak inanmıyorlar. 14 asırlık dinlerini, itikatlarını, ibadetlerini tartışır hale getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük.
Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha da kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vererek, yurtdışında iş imkanı, hatta cinselliği kullanarak Müslümanlar'ı Hıristiyan yapınız."(Su Dergisi,yıl: 1, sayı: 3, Mayıs Haziran 2005)
Gerçi o bu emrini Hristiyan misyonerlerine vermişti ama ortam bu işe o kadar uygun hale geldi ki, bu memleketin içinden sözde Müslüman Batıcılar içinde Müslümanları “tanassur etmeye”, yani “Hristiyanlaştırmaya” çalışanlar çıkacak, hatta hızlarını alamayarak bu işi devlet eliyle oldubittiye getirmek isteyeceklerdir. Biz bu macerayı “Osmanlıdan Cumhuriyete Büyük Kırılma” kitabımızda özel bir başlık altında işlemiştik, inşallah kitap basılır da isteyenler için okuma imkanı olur.
Üstad Kadir Mısıroğlu, “Tarihten Günümüzde Tahrik Hareketleri” isimli hacimli eserinin ikinci cildine yukarıdaki Massignon’un itirafı koyarak başlar. Kitabının ikinci bölümünün başlığı ise şöyledir: “İslam'da Büyük Deprem Kemalist Tahrifat”.
İsmi bile bizimkine çok benzeyen bu kitabı biz adını verdiğimiz kitabı yazdıktan sonra okuduk. “Aynı şeyleri mi yazmışız?” diye düşünürken gördük ki Üstad tarihçi kimliği ile olayların tarihî boyutunu geniş olarak işlemiş. Biz ise o kitabımızda işin dinî ve fikrî boyutunu işledik. Bu yüzden ortaya iki farklı eser çıkmıştır. Her iki kitabın da okunmasını tavsiye ederiz.
Yeri gelmişken bir muhabbete vesile olur diye ifade edeyim, Üstad Kadir Mısıroğlu, “Tarihten Günümüze Tahrik Hareketleri” I-III ile ”Hilafet” isimli 4 hacimli eserini bize hediye etme incelik, kibarlık ve lütufkarlığını göstermiştir. Telefonla teşekkürlerimi sunmak istedim, ama kendisine ulaşamadım. Herhalde emanet selam ve hürmetlerim kendisine sunulmuştur.
Aynı davanın insanları ve özellikle de yazarları arasında olması gereken muhabbet ve müşterekliğe bir nümune-i imtisal olan bu üsve-i haseneliğe bir kere daha minnet ve şükranlarımı arz eder, Üstada selam ve hürmetlerimi sunarım.