Neredeen, nereye... Viskini aç, Samanyolu’nun karşısına geç!
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) bir “Hadis-i Şerif”lerinde buyurur ki; “Benim ümmetim yanlışta ittifak etmez.”
“Seçim sonuçları”nı en iyi özetleyen, bu “Hadis-i Şerif”tir...
Gerçekten de;
Bu millet, bütün “yönlendirme”lere, bütün “beddua”lara ve bütün “algı operasyonları”na rağmen, “yanlış”ta ittifak etmemiş ve tercihini “AK Parti”den yana kullanmıştır...
Haa, elbette; CHP’liler, MHP’liler ve BDP’liler de “belediye başkanı” seçildiler... Ama, “istisna”lara değil, “ortak nokta”ya bakmak lâzım...
Ortak tercih, AK Parti’dir!..
YÜZDE 48 MESELESİ
Şimdi de, “AK Parti’ye oy veren insanları aşağılama amaçlı kampanya”lara bir bakalım... Günlerdir diyorlar ki; “AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 48’i ilkokul mezunudur!”
Demek istiyorlar ki;
“AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 48’i cahildir!.. Fazla beslenememekten dolayı boyları kısa kalmıştır... Onlar Twitter filân kullanmazlar... Koltuklarının altında gazete yoktur... Zaten kitap da okumazlar!..
Cahildirler!..
Hiç cahil birinin, ya da dağdaki çobanın oyu ile, bir profesörün oyu eşit olur mu?.. Profesörün oyu 2, hatta 7 sayılmalıdır!”
Açık söyleyeyim;
Bu “tepeden bakmacı” ve “halkı aşağılayan” zihniyet; “Tek Parti Faşizmi”nin bugüne uzanan “hastalıklı kafa yapısı”ndan başka bir şey değildir!..
Bunlar; hiçbir zaman milletle “barışık” olmayan ve milleti sürekli “hakir” gören, “faşist”lerdir!.. Kimi “kızıl faşist”, kimi “kara faşist”, kimi de “yeşil faşist!”
Bunu tespit ettikten sonra, gelelim “AK Parti’ye oy veren seçmenlerin yüzde 48’i’nin “ilkokul mezunu” olması meselesine!..
Farzedelim ki, doğrudur.
Ama, sorarlar adama;
“AK Parti’nin cahil(!) seçmeni, kullandığı oy ile bir profesörü seçiyor... Peki, CHP’nin okumuşları, CHP’nin aydıncıkları, CHP’nin anlı-şanlı profesörleri kimi seçiyor?”
Ben söyleyeyim;
AK Parti’nin “ilkokul mezunu” seçmenleri, oylarıyla “profesör”leri seçerken, CHP’nin anlı-şanlı “profesör”leri, sandığa gidip, “Ecevit’in ilkokul mezunu şoförü”nü seçtiler, iyi mi?..
Olaya “CHP zihniyeti”nin penceresinden bakacak olursak; “AK Parti’nin cahil(!)leri profesörleri, CHP’nin profesörleri de, gittiler cahilleri seçtiler!”
Durum budur!..
Hadi, bunu da yorumlasınlar!
AK PARTİ YÜZDE 46 AMA!
Gelelim, bir başka “iddia”ya:
Seçim sonuçlarını bir türlü “hazmedemeyen” ve “B Plânı”nı devreye sokup, “sokak nümayişleri” ile “kaos” çıkarmak isteyen çevreler, diyorlar ki;
“AK Parti yüzde 46 oy almıştır ama, karşısında yüzde 54 gibi bir çoğunluk” vardır!..
Behey “geri zekâlı”lar,
Behey “aptal”lar;
AK Parti’nin yüzde 46’sı, “blok bir oy”dur, peki geri kalan yüzde 54 blok bir kitle midir?..
Yüzde 54’lük oyun;
Yüzde 28’i CHP’dir!..
Yüzde 15’i MHP’dir!..
Yüzde 6’sı BDP’dir!
Geri kalan “yüzde 6’sı” da SP’dir, BBP’dir, “diğerleri”dir!..
Sen kalkar, “yüzde 46’nın karşısında yüzde 54 var” dersen, ben de sana sorarım;
“Sen kimsin?”
“CHP’li” isen, derim ki;
“Sen yüzde 28’sin!.. Senin karşında yüzde 72’lik kitle var!”
“MHP’li” isen, derim ki;
“Sen yüzde 15’sin!.. Senin karşında yüzde 85’lik bir kitle var!”
Hasılı kelâm;
Kim, nereden bakarsa baksın, ortada bir “Kaybedenler Kulübü” vardır, bu “Kaybedenler Kulübü”nün üyeleri de, “parti” olarak CHP’dir, MHP’dir!..
Ama, en büyük mağlûp;
“Pensilvanya’dır!.. CHP ve MHP oylarını organize etmekle görevli Fetullah Gülen ve onun emrine amade Cemaat mensuplarıdır!”
Açık ve net;
“Fetullah Gülen Cemaati”nin bir “balon” olduğu, toplumda hiçbir karşılıklarının bulunmadığı ortaya çıkmıştır!..
Hani, CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’nun; “Kaybettiğimiz için en çok üzüldüğüm il” dediği Artvin var ya, işte onun “CHP’li Başkan Adayı Emin Özgün” demiş ki;
“Cemaat mensupları bana geldiler, 1000 oylarının olduğunu, benim için çalışacaklarını söylediler... Kabul ettim... Gerçekten benim için çalıştılar ama bu arada sosyal demokrat tabanımızı kaybettik... İşin tuhaf tarafı, Cemaat’in 1000 oyu da yokmuş!.. Kaybettim!.. Tek başıma girseydim kazanırdım, Cemaat’le ittifak yaptım, kaybettim!”
İşte bütün mesele burada;
“AK Parti, Cemaat ile yollarını ayırdı, kazandı... CHP ise Cemaat’e yanaştı, kaybetti!”
VİSKİ VE SAMANYOLU TV!
Tabiî, burada “Cemaat’in ne acınası hallere düştüğünü” de kayıtlara geçirmekte fayda var!..
Cemaat, “Dershane tartışmaları”ndan bu yana AK Parti’ye öyle bir “saldırdı”, öyle “belaltı vuruş”lar yaptı ki; iddia ediyorum, bunu “gavur” bile yapmazdı.
Özellikle “gavur” diyorum;
Zira, seçimler öncesinde “AK Parti düşmanlığı” yapan CNN’inden BBC’sine, New York Times’ından Washington Post’una kadar, bilumum “Yahudi medyası” bile, seçimden sonra “AK Parti’nin kararlı, kesin ve büyük zaferi” demek zorunda kalırken, “gazete”leri ve “televizyon”ları ile Cemaat medyası, hâlâ “gerilim ve nefret dili” kullanmaya devam ediyor!..
Açın bakın Samanyolu’nu, Kanaltürk ve Bugün televizyonlarını!.. Açın bakın, Zaman’ı, Bugün’ü ve Cemaat destekli Taraf’ı!..
“İlaçlık” olsun, bir tek “müsbet” haber görürseniz, dişimi kırarım!..
Hâlâ “elektrik kesilmeleri”nden, hâlâ “oyların çalındığından” ve hâlâ “şaibe”den dem vuruyorlar!..
Hepsi bir tarafa da;
Fazıl Say gibi “saygısız” bir adam bile; seçim akşamı yaşadıkları “mağlubiyet”ten dolayı panikleyen, moral çöküntüsü yaşayan “yoldaş ve candaş”larına, yani “Beyaz Türkler”e, yani “Sahilvanya sakinleri”ne, yani “Nişantaşı ve Çiçek Pasajı müdavimleri”ne “moral” vermek için bir “tweet” atıp; “Arkadaşlar, panik yapmayın!.. Viskinizi koyun, Samanyolu TV’yi izleyin” demişse; varın, gerisini siz hesaplayın!..
“Viski” ve “Samanyolu” bir arada!..
Neredeeen, nereye!..
“Cemaat ve CHP’nin yan yana gelmesi” ne kadar “eşyanın tabiatına aykırı” ise, “viski ve Samanyolu’nun birlikte zikredilmesi” de o kadar “absürd” değil midir?..
Şu hâle bakın;
Fazıl Say gibi bir adam bile, “Viskini aç, Samanyolu’nun karşısına geç!” tavsiyesinde bulunuyor!.. Bu, “Cemaat’in iflâsı” değilse, nedir?
Oysa, bir zamanlar; yani Fetullah Gülen’in “Hocaefendi”, Cemaat’in de “Hizmet ehli” olduğu zamanlarda insanlar, “Samanyolu”nun karşısına geçtiklerinde “Kur’an” açar, “el” açar ve “dua” ederlerdi!..
Şimdi ise, ne acıdır ki;
Samanyolu’nun karşısına geçen Fazıl Say’lar “viski” açıyor ve AK Parti’ye küfrediyor!..
Gel de üzülme!..
Heyy Cemaat’in “Abi” ve “Abla”ları;
Bu hâllere mi düşecektiniz?..
Dün, sırf “inancınızdan” dolayı size “söven”ler, bugün sizi “öven”ler safına geçmişse, hâlâ kendinizi sorgulamayacak mısınız?..
Bu, nasıl bir “ittifak”tır ki;
Seçim boyunca CHP’nin “İSKİ’cileri”ni desteklediniz, şimdi de “Beyaz Türkler’in ‘VİSKİ’cileri”nden övgü alıyorsunuz!..
Sahi, “kim”siniz siz?..
Bu “vebal”le nasıl yaşayacaksınız?
MEĞER BİR “BALON”MUŞ!
Seçimler boyunca, AK Parti’nin ancak yüzde 36.4 oy alabileceğini” yazıp, insanları “manipüle” etmeye, “iradelerini yönlendirmeye” çalıştınız!..
Peki ne oldu?..
Her ne hikmetse, son dönemde “hatırlamaya” başladığınız Said Nursi Hazretleri’nin köyünde bile, “AK Parti, birinci parti” çıktı!..
Ve yine;
Fetullah Gülen’in doğduğu yer olan Erzurum’da, büyük bir “şamar” yediniz!.. Yüzde 58.8 oyla, Erzurum’da da AK Parti kazandı!..
O kadar “destek” verdiğiniz, “gece-gündüz, kapı kapı dolaşıp oy istediğiniz CHP”, Genel Müdür Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de bile seçimi kaybedip, Belediye Başkanlığı’nı BDP’ye kaptırdı, haberiniz var mı?..
Gayet açık ve net;
Bir “balon” olduğunuz, açık-seçik ortaya çıktı!.. “Devleti ele geçirmeye” çalıştınız ama, “milleti ele geçiremediğiniz” ayan-beyan ortada!..
Seçimlerin verdiği “en net mesaj” şudur: “Cemaat, sadece kâğıttan bir kaplanmış!”
“Devletin dehlizlerinde var”sınız ama, “milletin gönlünde yok”sunuz!..
Sizde bir “güç” olduğunu sanan CHP de, “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmuştur...” Kılıçdaroğlu; ya “istifa” ederek, ya da “ettirilerek” bunun hesabını verecektir!..
MHP, SP VE BBP!
Sadece Kılıçdaroğlu değil; “Fazıl Say’ların viski açarak izlediği Samanyolu Televizyonu” ekranlarına çıkıp, “Cemaat’e övgüler yağdıran” ve “Paralelcilerle aynı paralelde bir üslûp” kullanan Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici de, partilerinin uğradığı “hezimet”in hesabını vermelidir!..
Çünkü SP Kamalak’ı, BBP de Destici’yi haketmiyor... İşin doğrusu; MHP de Devlet Bahçeli’yi haketmiyor!.. Ya akıllarını başlarına toplayıp “milletin mesajı”nı doğru okusunlar, ya da o koltukları “daha ehil birine” bıraksınlar!..
MHP, SP ve BBP, ilk önce “liderlik sorunu”nu halletmelidir, yoksa “yok” olmaya mahkûmdurlar!..
Bu vesileyle; “Cemaat’in amigosu” gibi kampanyalar yürüten Ertuğrul Günay’lara, İdris Naim Şahin’lere, Nazlı Ilıcak’lara ve “Cemaat’in tüm tetikçileri”ne de bir çift sözüm var;
“Bırakın laga-luga etmeyi,
Gidin, kumda oynayın!”
Nasıl olsa, CHP’nin “sahil”leri,
Artık “Sahilvanya” oldu!..
*****************************************************************************
Ah be Akaydın, keşke daha önce yakaydın!
Yazar Yavuz Saltık’ın, bir süre önce çıkan kitabında; “yeni seçilecek belediye başkanları” için hayati derecede önemli tavsiyeler vardı... Diyordu ki; “Bir önceki yönetimin evrak yakma, yok etme veya evraklarda tahribatta bulunma gibi usûlsüzlüklerine karşı, belediye binası önünde gece-gündüz tedbir alın, gençlik kollarından bir-iki kişiye nöbet tutturun!”
Yavuz Saltık’ın dediği oldu... Antalya’nın CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, koltuğu AK Partili Başkan Menderes Türel’e kaptırınca, Belediye’nin tüm “evrak”larını, özellikle “imar”la ilgili evraklarını kamyonlara yükletip, “yaktırmaya” kalkmış!.. Bir kısmını yaktırmış ama sağlam ele geçirilenler de var!..
“5 yıl boyunca saklanması” gereken evrakların “yakılmak” istenmesi, herhalde “yolsuzluk ve usûlsüzlükleri gizlemek” içindir!..
Peki, bunları yakmakta niye bu kadar gecikti?.. Acaba, “bira”yı fazla kaçırıp “sarhoş” mu oldu, yoksa “farketmezler” diye mi düşündü?..
Ah be Mustafa Akaydın, keşke daha önce yakaydın da, şimdi keyfine bakaydın!!!..
Ne olacak şimdi?.. Ya “Amerika’ya kaçacak”sın, ya da “sanık sandalyesi”ne oturacaksın!.. Seni, artık çok sevdiğin “Pensilvanya” da kurtaramaz!..