Ahmet Varol

Ahmet Varol

Baronlar balon çıktı

Baronlar balon çıktı

Bu sıralarda Türkiye gündemini tamamen yerel seçimler meşgul ediyor. Çünkü bu kez sadece yerel seçimler boyutunu değil Türkiye sınırlarını da bayağı aştı. O yüzden Türkiye dışında da ve özellikle İslâm âleminde büyük bir ilgiyle izlendi. İslâm âlemine yansımasını inşallah ayrıca değerlendireceğim. Ama önce hem Amerika’daki siyonist lobinin taktiğini Türkiye’de uygulamaya çalışanların bunda başarısız olmaları hem de onların atlarına binenlerin yolda kalmaları hakkında bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Bilindiği üzere ABD’nin gerek iç ve gerekse dış siyaseti üzerinde en etkili oluşumlar veya güncel deyimle baronlar siyonist lobilerdir. Bu güçleri sahip oldukları oy potansiyelinden kaynaklanmıyor. Sermaye ve medya güçlerini değerlendirmedeki başarılı ve etkili taktiklerine dayanıyor.

Uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıda gerçekleştirdiği vahşi katliamdan sonra, ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin bile kendilerine sahip çıkmaya cesaret edemediği siyonist saldırganlara sahip çıkan, katilleri “meşru otorite” şehitleri ise suçlu çıkaran Pensilvanyalının gücünü uluslararası siyonizmle işbirliğinden aldığı artık tartışmaya mahal bırakmayacak derecede açıktır.

Onun örgütü de siyonist lobilerin taktiklerinden bütün çalışma alanlarında olduğu gibi seçimlere yön verme politikasında da yararlanmaya çalıştı. Siyonist lobinin bu taktiği uygulama konusundaki başarısı ise var olan gücünden ziyade bu gücü abartma ve elindeki medyayı kamuoyunu yönlendirme konusunda başarılı olmasına dayanır.

Amerika’daki siyonist lobinin Pensilvanya’daki dostlarının onun taktiklerini Türkiye’ye taşırken, güçlerini abartmada başarılı olduklarını söyleyebiliriz. İktidardaki siyasi partiye karşı açtıkları savaşta kendilerinden yararlanmayı planladıkları siyasi liderlerin tümünü kendi atlarına bindirmede son derece başarılı olduklarını kimse inkâr edemez.

Müntesiplerine, bulundukları bölgelerde iktidar partisinden sonra gelen en güçlü siyasi partiye destek vermeleri talimatı göndermeleri bir mavi boncuk dağıtma siyasetiydi. Dağıtılan boncuklara aldanan parti liderleri ve ekipleri, ülkenin ulusal güvenliği açısından büyük önem arz eden gizli görüşmelerin ses kayıtlarını bile içine birtakım kirli montajlar ekleyerek internette yayınlayacak kadar ileri gidebilecek bir anlayışı bu toplumun kesinlikle onaylamayacağını düşünmeden televizyon ekranlarına çıkıp Pensilvanya’dan talimat gönderen kişinin davulunu çaldı, kerametlerini saydılar.

Oysa o kişinin Türkiye genelinde sahip olduğu oy potansiyeli, kendisine hiç hayır getirmeyen kirli savaşı başlatmasından önce bile kesinlikle yüzde biri geçmezdi. Bunun önemli bir kısmını kaybetti. Diğerlerinin de azınsanmayacak bir kısmı vicdanlarının onaylamadığı siyasi tercihe zorlanmaları sebebiyle ya yine gönüllerinin razı olduğu partiye oy verdi ya da geçersiz oy kullanarak tavır koydu. Kalanları da mavi boncuk dağıtılan partilere paylaştırılınca uçurdukları oyların getirdiklerinin birkaç katı olduğunu sonuçlar gösterdi.

Abilerin ve ablaların kapı kapı dolaşıp Pensilvanya çetesiyle işbirliği yapan partiler için oy toplayacakları iddiası da onun atlarına binen siyasetçilerin iştahlarını çok fena kabartmıştı. Fakat ben bu iddianın doğru olduğuna başından itibaren hiç inanmadım. Çünkü sanıyorum onların gazetelerini dağıtanlarla vatandaşın birçok yerde “artık bu gazeteyi benim kapıma bırakma!” diyerek kavga ettiğine ya bizzat kendiniz şahit olmuş ya da haberini almışsınızdır. Gazetelerini bile dağıtmaktan çekinen ablaların ve abilerin oy toplamak için kapı kapı dolaşacakları iddiası da mavi boncuk dağıtma siyasetinin bir taktiğiydi ve siyasetten anladıklarını sanan liderler bu taktiğe de çok kolay kandılar.

Müntesiplerine oylarının fotoğraflarını çekip belli adreslere emaille göndermeleri talimatı vermeleri de benzer bir oyundu. Çünkü bunu örgütlü bir şekilde yaptıklarının tespit edilmesi durumunda işe bulaşanların tümü organize bir suça bulaşmış sayılacaktı.

Bütün bu taktikleriyle siyasi iktidara karşı cephe oluşturan liderleri kendi atlarına bindirmede başarılı olmalarına rağmen siyonist lobinin ABD’de uyguladığı siyaseti Türkiye’ye taşımada başarılı olamadılar. Çünkü halk aynı atlara binmedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ahmet Varol Arşivi