Erdoğan, Köşk, Taban ve Paralel Yapı
İstişare ettiği milletvekillerinin kahir ekseriyeti Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Lütfen Cumhurbaşkanı olunuz.” demiş.
¥
Doğrusu milletvekilleri ile yapılan istişarelerin pek önemli olduğunu düşünmüyorum. Vekiller –istisnalar müstesna- meselelere öncelikle “kişisel çıkar penceresinden” bakarlar.
Pozisyonlarını “riske” atacak işlere pek girmek istemezler.
Risk almaya yanaşmazlar…Şahsi çıkarlarına halel getiren bir durum olduğunda gayet atak davranır, diğer durumlarda ise vaziyeti “idare” ederler.
¥
Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde ülkenin ve partinin sıkıntıya gireceğini düşünen milletvekillerinden çoğu, “yanlış anlaşılır!” endişesinden dolayı bu görüşü dile getirmiyor. İstişarede de “yanlış anlaşılmamak” için” kanaat ve tahminlerinin aksi yönde oy kullanıyor!..
Kimi Erdoğan’a yakın yazarlar da “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyormuş” gibi algılanmamak için kanaatlerine zıt yazılar kaleme alıyor!..
Haksızlık etmek istemem; bu durum salt milletvekilleri ve yazarlar için geçerli değil aslında, toplumun genelinde böyle bir hava var. Sivil toplum örgütlerinden beklentisi olan şikayet, eleştiri ve tekliflerini “Başkan” karşısında pek dile getirmez.
Bizde böyledir, arkasından atıp tuttukları “Patron”un karşısında türlü şirinlik yapan nice “adam” görmüşüzdür!..
Başkanın, patronun başı sıkıntıya girdiğinde ya da öyle bir ihtimal belirdiğinde –pek- göremezsiniz bu türden adamları!..
Hele bir de başkan, patron bir iki ay maaş veremez duruma düşsün, tam arazi!..
¥
Ben, Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tavırlarda da benzeri durumlar görüyorum.
“Omurgasız”lık!..
Gezi olaylarından bu yana çoğu vekilin “Du bakali ne olacak!” moduna girdiğini fark etmemek mümkün mü?..
Recep Tayyip Erdoğan “Bu bir istiklal mücadelesidir!” diyor, bu söylemiyle bütün vekilleri “Birinci Meclis ruhu ile mücadeleye” çağırıyor ama bir bakıyorsunuz vekillerin çoğu araziye uymuş!..
Böyle davranan bir adam ya bazı yanlışlarının ifşa edilmesinden korkuyordur ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın bu mücadeleyi kazanıp kazanamayacağını tahmin edemediğinden “izleyip görmeyi” tercih ediyordur.
Bir Genel Başkan, bir Başbakan Grup Toplantısı’nda “Aramızda korkaklara, omurgasızlara yer yok!” diyorsa, böyle bir “uyarıda” bulunma ihtiyacını hissediyorsa bunun üzerinde durmak lazımdır.
“Korkak ve omurgasız” olduklarını düşündüğü AK Partililer önemsenmeyecek oranda olsaydı, Sayın Erdoğan böyle bir “uyarıda” bulunur muydu?..
Elbette hayır!.. Demek oluyor ki, Sayın Erdoğan’ın “gruptaki genel havaya” ilişkin kanaati olumsuzdur. Bundan dolayı da bendenizin bu yazının girişinde, “Doğrusu milletvekilleri ile yapılan istişarelerin pek önemli olduğunu düşünmüyorum.” cümlesine yer vermesi gayet yerindedir.
¥
Net olacaksın arkadaş, bir elinde kefen diğer elinde pamuk ile gezerken “gerçekleri” ifadeden çekinmeyeceksin!..
Recep Tayyip Erdoğan’ın tavırlarına genel olarak karşı isen karşısında yer alacaksın, desteklenmesi gerektiğine inanıyorsan da adam gibi ortaya çıkacaksın.
Her iki tavrın da bedelleri olabilir, bir kere de “bedel öde” ne olur, ölmeyecek misin!..
¥
Şimdi… Gelelim Cumhurbaşkanlığı meselesine… Gezi olaylarından bu yana Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde yüz destek vermiş ve bu desteği verirken de her türlü riski almış bir vatandaş olarak diyorum ki…
Sayın Erdoğan bu şartlarda Cumhurbaşkanı olursa, büyük sıkıntıların meydana gelme ihtimali çok yüksektir.
AK Parti tabanının kanaati de bu yöndedir, Recep Tayyip Erdoğan’a yürekten bağlı olan vatandaşların çoğu, bir başka ismin genel seçimden “Erdoğan kadar başarılı çıkabilmesine” çok az ihtimal vermektedir.
Genel eğilim; “Bir genel seçime daha Başbakanımızla girelim. Yerel seçimlerdeki yüzde 45’i genel seçimde en az yüzde 55’e yükseltelim. Anayasayı tek başına değiştirebilmemize imkan verecek sandalye sayısını elde edelim. Anayasayı değiştirelim. Sayın Erdoğan’ı bundan sonra Köşk’e taşıyalım.” şeklindedir.
¥
AK Parti tabanının bu yaklaşımına “Paralel Devlet” katılmamaktadır!.. Onlar “tek kurtuluş yolu” olarak, “Recep Tayyip Erdoğansız bir genel seçim”i görmektedir!..
¥
Herkesin kendine göre bir “Hesabı” ve “Kitabı” var!..