Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Keşke ilk ziyaretçi bir başkası olsaydı

Keşke ilk ziyaretçi bir başkası olsaydı

Türkiye ve halkından nefret eden CHP’liler ve aynı zihniyetteki bir kısım çevrelerin dışında bütün Türkiye, Erbakan hocanın ev hapsinin affına sevindi. Akıl ve vicdan sahibi herkes doğru bir karar olduğu noktasında birleşti. Türkiye adına güzel bir af oldu.
Yalnız Erbakan hocamızın ilk ziyaretçisinin Hüsamettin Cindoruk olması benim midemi bulandırdı. Midem biraz arızalıdır, strese yenilmiş bir midedir, belki yanlış beslenme sonucu da bulanmış olabilir ama bunda Cindoruk’un ilk ziyaretçi olmasının etkisi büyük.
Allah biliyor, kullar da biliyor ki, Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk’u günahım kadar sevmem. Kişisel bir problemim yok, kişisel bir tanışıklığım da yok. Ama ülkem adına sevmem. Şimdiye kadar bir türlü, ikisine de ısınamamışımdır.
Bu sevgisizliğimin temelinde elbet Hüsamettin Cindoruk ve Demirel’in Erbakan hoca hakkında olan düşünce ve eylemleri yatmaktadır. Yoksa ne Hüsamettin Bey beni bilir tanır ne de ben onu bilir ve tanırım. Hocaya karşı olan tutumları, onlardan uzaklaşmamı sağlamıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hüsamettin Cindoruk’un yaptığı muhalefeti, CHP’liler bile yapmamıştır. Hafızasını balık hafızasına benzetmeyenler çok iyi hatırlarlar. Televizyon televizyon dolaşıp işi ihtilale kadar götürmüş biridir.
Geçmişte aynı hezeyanları Erbakan hoca için de yapmıştır. MSP, Refah, Fazilet, Saadet Partileri döneminde elinden geleni arkasına koymamış, belli merkezlere hoca ve milletvekilleri hakkında bilgiler sunmuş, görüş alışverişinde bulunmuştur.
Onlar bu işin adına “siyaset” diyorlar. Fakat biz vatandaşlar siyaset olarak bakamıyoruz. Şimdiye kadar şöyle bildik ya da bilirim ki, “Erbakan hoca Hüsamettin beyi, Hüsamettin bey de Erbakan hocayı hiç sevmemiştir, sevmez de.”
Bu nasıl sevgi ve muhabbettir ki, ilk ziyaretçisi Hüsamettin Bey olmuştur. Belki tesadüf denilebilir. Hüsamettin Bey orada tatil yapıyormuş, Erbakan hoca hakkındaki gelişmeyi duymuş, ne de olsa siyasi arenada birlikte bulunmuşlar, nezaketen bir ziyaret etmek uygun olur düşüncesiyle ziyaret etmiş olabilir.
İyimser yürekler böyle düşünmelidir. Nedense haberi ilk aldığımda benim yüreğim iyimser davranmayıp, böyle bir ziyarete üzüldü. Belki de benim yüreğimde bir problem vardır. Hüsamettin Bey çok temiz bir insandır da ben kirliyimdir. Neden olmasın.
Yine de hiç hoş değil bu ziyaret. Sonra bir saati aşkın görüşmüşler. Birbirleriyle aynı noktada buluşmayan, düşünce ve fikir açısından birbirlerinden siyahla beyaz gibi ayrılan iki kişi, bir saati aşkın ne konuşmuş olabilirler? Bu sohbet biraz uzun değil mi sizce de?
Erbakan hocamız ikili ilişkilerde bir nezaket insanıdır. Hüsamettin Cindoruk’u da nezaket gereği kabul etmiş olabilir diyelim. Bu Hüsamettin Cindoruk değil midir ki, Refah Yol’un yıkılmasında en büyük rolü oynayan.. Ve demokrasi adına demokrasinin önünün kesilmesine bu kişi sebep olmamış mıdır?
Bu arada ilk ziyaretçiye hocanın nasıl bakmış olabileceğini veya baktığını merak edip küçük bir araştırma yaptım. Bana gelen bilgilere göre, Hüsamettin beyin ziyaretinden hoca da mutlu olmamış. Siyasi bir cevap da olabilir tabii.
İnsana “Ne günlere kaldık” dedirten bu ziyaretten hoşnut olmayan sadece ben değilim. Benim gibi pek çok kişi de hoşnut olmamış. Siyasi tarih üzerinde bir yığın entrika çeviren birinin ilk ziyaretçi olması, kişilerin kafasında ister istemez soru işareti oluşturmuş.
Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk, hocayı asla ve kat’a sevmezler. Bu sevgisizliklerini ve nefretlerini her fırsatta sergilemiş ve hocanın siyasi geleceği ile oynamışlardır. Dolayısıyla Türkiye’nin geleceği ile oynamışlardır. Böyle düşündüğüm için yanılmış ve hata yapmış olmayı canı gönülden istiyorum.
Tam yazıyı bitirirken şeytan dürttü. Refah Yol’un yıkılmasında maddi sponsorluk yapanlardan birinin de Koç grubu olduğu söylenir. Koç grubu, hocamızı canını dişine takarak savunan gazeteye hiç reklam vermemiş, ama hükümet yıkıldıktan sonra çarşaf çarşaf reklam vermişti.
Bu da mı nezaket icabıydı acaba?
“Peki, ziyaretle bu işin ne alakası var” diyeceksiniz. Bilmem, ben de bir alaka kuramadım zaten.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi