Müslümanların İttihadı İçin
TEMEL, hayatî, çok önemli meselelerimizden biri; çeşitli meşreblere ve cemaatlere mensup Müslümanları birleştirmektir. Bu birleşme, birleştirme nasıl gerçekleşebilir?
Birincisi: Müslümanlara Ümmet şuuru=bilinci aşılamak suretiyle. Cemaatlerin, tarikatların, hizip ve fırkaların üzerinde Ümmet birliği olacaktır. Her Müslüman Rabbim Allah… Kitabım Kur’an… Dinim İslam… Nebim Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam… Şeriatim İslam Şeriati… Ümmetim Muhammed Ümmeti… demelidir.
İkincisi: Mü’minlerin birbirlerini sevmeleri, kardeş bilmeleri şuuru…
Üçüncüsü: Cemaatçilik, tarikatçılık, hizipçilik, fırkacılık, grupçuluk fanatizmi, holiganlığı, militanlığı ile mücadele etmek.
Dördüncüsü: Allah katında derecesi üstün olmanın, şu veya bu tarikata veya cemaate mensup olmakla değil, taqva ile olacağını öğreterek.
Beşincisi: Bütün …çiliklerle mücadele ederek. Tarikat haktır, tarikatçılık yanlıştır… Hayırlı ise cemaat iyidir, cemaat hayırlı olsa bile, cemaatçilik yanlıştır…
Altıncısı: Dinî hizmet ve faaliyetlerde tekelcilik yapmamak suretiyle.
Yedincisi: Cemaatçilik, tarikatçilik, sekter zihniyet yüzünden Müslümanların birbiri aleyhinde gıybet yapmalarını önlemek ve kınamak suretiyle.
Sekizincisi: Cemaat, tarikat, sekt ruhbanlarını erbab haline getirtmemek, putlaştırtmamak suretiyle.
Dokuzuncusu: Tarikatlara genel davet yapmayı kötülemek ve önlemek suretiyle. Genel davet İslama, imana, Kur’ana, Şeriata yapılır. Tarikata girmek nasip meselesidir.
Onuncusu: İhlas eğitimi vererek. İhlaslı ve taqvalı Müslüman İttihad-ı İslam’a zarar vermez, tefrika çıkartmaz, İttihad için çalışır.
On birincisi: Yeterli din kültürüne sahip olmayanlara dinî hizmet yaptırmamak suretiyle. Çünkü yetersizler, hizmet edeceğim derken, mıncıklar.
* (İkinci yazı)
Dinde Bid’atler Sapıklıklar
TÜRKİYE’de Ehl-i Sünneti yıkmak, İslam’ı yıkmak demektir. Çünkü Ehl-i Sünnet Sevad-ı Âzam’dır, İslamın doğru anlaşılması ve doğru yorumudur.
Harbî, açık dinsizlerinin hücumlarından korkmayın, asıl korkulacak saldırılar sinsice yapılan, içte yapılan saldırı ve tahribattır.
Dindar numaraları yaparak İslamın temellerini dinamitliyorlar.
Bütün dinde reform hareketleri sapıklıktır.
Dinde değişim cereyanları sapıklıktır.
Dinde yenilik istemek de öyle…
Mutezile mezhebi doğru bir mezheb değildir. Taqiyye ve kitman yaparak Mutezile mezhebini hortlatmak isteyenler doğru yoldan sapmıştır. Efendi!.. Madem ki, Mutezile mezhebinin doğru kabul ediyorsun, niçin bunu açıkça ilan etmiyorsun?
Fazlurrahmancılık, 1400 yıl boyunca zuhur etmiş en yanlış mezheptir. Bu sapık bid’at mezhebini doğru kabul edip benimseyenler niçin bu tercihlerini açıkça ilan etmiyor da taqiyye ve kitman yaparak Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışıyor?
Onlar İbn Sebe’den daha tehlikelidir.
Sünneti inkar etmek veya sahih hadîsleri inkar etmek de büyük sapıklıktır.
Bendeniz Sünnî bir Müslüman olarak niçin onlara niçin Mutezile mezhebine girdiniz, niçin Fazlurrahmancı oldunuz demiyorum… Tekrar ediyorum, dediğim şudur: Madem ki, Mutezile mezhebinin veya Fazlurrahmancılığın hak olduğuna inanıyorsunuz, niçin bunu gizleyip Sünnî Müslümanları aldatıyorsunuz?
İçimizdeki muslih görünen din tahripçileri Ümmet’i bin parçaya ayırdı.
Yüzlerce sapık sekt çıkardılar… Yüzlerce İslamcılık… Yüzlerce bid’at ve dalalet fırkası…
Bunların içinde, İslam tek hak din değildir, onun yanında başka hak ibrahimî dinler de vardır ve onların bağlıları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyenler var. Bu inanç Kur’anın kesin ayetlerine, Sünnete, icmâya aykırıdır. Allah katında tek hak, makbul, geçerli din İslamdır.
Ehl-i Sünneti yıkıp, onun yerine sulandırılmış bir BOP İslamı getirmek isteyenler çok yanlış bir yoldadır.
Onlara engel olmayan, bu konuda halkı uyarıp aydınlatmayan Sünnî bilenler de büyük vebal altındadır.
Ehl-i Sünnetin inançta iki İmamı vardır: İmamı Eş’arî ve İmamı Mâturidî…
Ehl-i Sünnet camiası içinde dört hak fıkıh mezhebi vardır. Beşincisi yoktur.
Mezhebsizlik, İslam dinini tehdit eden en korkunç ve tehlikeli bid’attir.
Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.
Selefiyye adında hak bir mezhep yoktur.
Selef-i Sâlihîn muhteremdir, din konusunda onları örnek alırız ama bugünkü Selefîlerin inançları, görüşleri, idrakleri, anlayışları bize ölçü olmaz.
Camilere öncelikle erkek Müslümanları davet etmeyen İslam Feministleri, namazı evlerinde kılmaları efdal olan kadınları davet etmekle ne yapmak istiyorlar?
Onlar maalesef Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmak istiyorlar.
Osmanlı Hilafet ve saltanatı, altı yüz küsur sene Ehl-i Sünnete sarılarak, Ehl-i Sünnete hizmet ederek, medrese ve okullarda Ehl-i Sünnete uygun eğitim vererek ayakta durmuştur.
Ehl-i Sünnet yıkılırsa Türkiye çöker.
Ehl-i Sünnet’i savunmayan, sapıklarla ve sapıklıklarla mücadele etmeyen, halkı uyarmayan ve aydınlatamayan Sünnî alimler de enkazın altında kalır.