Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yedi Güzel Adam

Yedi Güzel Adam

Yedisi de birbirinden güzel adam.

Allah’a kul, Resule ümmet olan, varlıklarını; vatana, millete dine hizmetçi kılan, söz ve yüz güzeli yedi adam.

Elbet bu yedi güzel adama ilave edilecek daha nice güzel adamlarımız vardır.

Lakin kendi adıma bu güzel yediliye, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i, sekizinci güzel adam olarak ilave etmek istiyorum.

TRT televizyonu 50 yaşında. Birkaç film ve dizi hariç, bu elli yılın kırk yılını, milletin değer yargılarına iftira atan, hafife alan, rezil eden dizilerle geçirdi.

Milletimizin vergileriyle oluşan devletin imkânları, milletimizin inançlarına ters düşen filmlere, dizilere harcandı.

Nihayet millet iradesinin tecelli ettiği AK Parti iktidarı, kendilerini kimin iktidara getirdiği bilinciyle, TRT’nin başına bir güzel adam tayin etti de toplumun değer yargılarına küfreden yapımlardan kurtulduk.

İbrahim Şahin’in göreve geldiği günden bu yana gördük ki, yedi güzel adam gibi onun da kafasının arkasında dünya hesabı yokmuş.

Ayrıca Başbakan başta olmak üzere, bakanlar ve milletvekilleri gibi daha nice güzel adamlarımızla İbrahim Şahin’inin de; “vatan, millet ve din” bağlılığında bu güzel yedi adamın emeği vardır.

¥

Yedi güzel adamı tanıyan, bilen, okuyan, anlayan, anladıklarını inkâr etmeyen, benimseyen, benimsediğiyle amel eden helâl süt emmiş her insan bilir ki, bu güzeller; özleriyle, sözleriyle, fikirleriyle, eylemleriyle, en büyük sevdaları olan, devlet ve millet kaynaşmasına hizmet etmişlerdir.

Bu bakımdan TRT’nin “Yedi Güzel Adam” gibi dizileri yaptırması, millete ve devlete bir vefa borcudur.

Yedi güzelden birisi olan Cahit Zarifoğlu’nun; “Bu insanlar dev midir, yatak görmemiş gövde midir” demesi boşuna değildir.

Yedi güzel adam fiziki olarak dev değilseler de yürekleriyle devdiler. Gövdelerini yatmak için taşımadıklarından, yatak görmemiş gövde oldukları doğrudur.

Yedi güzel adamın, kendi nesilleriyle kendilerinden sonraki nesillerin, milli ve manevi değerlerini yaşama ve yaşatma adına çektikleri sancılara şahitlik edenlerdenim.

Allah’ın huzuru dışında eğilmediler. Sözlerini eğip bükmediler. Hep kendileri oldular, bir başkasını ikna etmek için asla “kopyalanmış ikinci bir kişilik” üstlenmediler.

İnsanın onurla doğduğunu, onurlu yaşamanınsa maskesiz olması gerektiğine inandılar ve Allah’tan başka kimseden bir medet ummadılar.

¥

Hepsinin de kapısına gittikleri bir Mürşidi vardı. Mürşidlerinin huzurunda da kendilerini önce Allah’a karşı sorumlu bilirlerdi.

Vardıkları kapının sahibi, onları kulluklarından, ümmetliklerinden ayırıp, kendisine raptetmedi. Zaten hakiki Allah dostları da böyle değil midir?

Nice yedi güzellerimizi yoğuran Necip Fazıl’la birlikte Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Alaaddin Özdenören’e birer Fatiha gönderelim.

Sezai Karakoç, Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören’e ise sağlıklı ömür dileyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi