Başbakanın Tepkisi Milletin Tepkisiydi
Bu topraklar; Barolar birliği elemanı sıfatıyla kürsüye çıkıp, üçlü ittifakın sözcüsü olarak siyaset yapan M.F gibi şahıslara bırakılmayacak kadar kutsaldır.
Cumartesi günü yaşanan hadiseyi hepimiz gördük, duyduk ve sonrasında neler olup bittiğine şahitlik ettik.
Başbakan R. Tayyip Erdoğan, Devletimizin ve Müslüman milletimizin onur, haysiyet ve şerefini kurtaran bir tavır sergiledi ve gereğini yaptı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de aynı haysiyet ve şerefin muhafazası için, devletin zirvesindeki bütünlüğü sergilediler. Binlerce tebrikler.
Başbakan hem salonda hem de daha sonra Afyon konuşmasında malum kişi ve o kişiyi sahneye süren üçlü ittifakın akıl daneleri (!)ne cevabını verdi.
Malum şahıs, üç günlük seyisliğiyle yüzyıllık siyasete soyundu ve devletin zirvesinin olduğu bir salonda güya devlete ve millete ayar vermeye kalktı.
Hemen cevabını aldı. Daha da alacak. Onu sahneye sürenler de yeri geldikçe cevaplarını alacaklar. Milletimiz o günü asla unutmayacaktır.
M.F adlı şahsın konuşmasına büyük bir sabırla tahammül eden Başbakan, söz Van depremine gelince patladı. Hatta oldukça kibar patladı.
*
“Milletimizle el birliği yaparak, hükümetin Van’a yaptığı yardımı ve yaraları sarmayı birleşmiş milletler bir araya gelseydi yapamazdı.”
Bunu ben değil, deprem sonrası dünyanın pek çok ülkesinden pek çok aklıselim sahibi insan söylemiştir. Gazete, dergi ve internet arşivleri, bu övgü dolu ifadelerle doludur.
İlgili M.F adlı şahıs, kaç kere Van’a gitti bilmiyorum ama ben Van’a üç kez gittim.
Yalnız onlar gibi, belli yerlerde yiyip, içip, belli kişilerle konuşup, onlar ne diyorsa dinleyip dönmedim.
Konteynırlarda oturup çay içtim, köylere, kasabalara gittim, insanlarımızla konuştum. Duaların gökyüzüne harman olduğu saatler, günler yaşadım.
*
Öyle sıcak ve güvenli araçlarla yolculuk etmedim, on yaşında arabalarla, sıfır lastiklerle, tipiler içerisinde buzlu yollarda gece yolculuklar yapıp, deprem bölgesini gezdim.
Gecenin 23’lerinde sırtımda gıda yardımı dağıttım, dağıtanlara yardımcı oldum. Sokaklarda donmaktan konteynırlara sığınarak kurtulduk.
Yabancı gazetecilerle dolaştım;
-“Bu deprem bizim ülkemizde olsaydı, sizdeki yardımlaşmanın ve kaynaşmanın zerresini bulamazdık” diye insanların kendilerinden utandıklarına şahit oldum.
*
Devletin uğramadığı, el atmadığı, yardım etmediği tek bir ev, tek bir insan kalmamıştı. Şikâyet edenlerin kimler olduğunu o gün de görmüştük, bugün de biliyoruz.
“Devlet yardım etmiyor” diye bas bas bağırıp, ortalığı karıştıranlar, yardımlar şehre girerken kamyonların önünü kesip, yardımları dağlara kaçıranlardı.
Neyse malum şahıs, “bitirdim, bitirdim, bitirdim,” diyordu ya doğru söylüyordu. Sadece kendisini bitirmedi, üçlü ittifakı da bitirdi Elhamdülillah.
Leküm dînüküm veliye dîn.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.