Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Van Camdan Değil Sokaktan Görülür

Van Camdan Değil Sokaktan Görülür

Başbakan Erdoğan, malum kişinin kim ve nerede durduğunu anlatmak için İmam-ı Gazali Hz.lerinden güzel bir örnek vermişti.

İmam-ı Gazali şöyle buyurmuşlar:

-“Nerede durduğunu söyle, kim olduğunu söyleyeyim. Kim olduğunu söyle, nerede durduğunu söyleyeyim.”

Evet, M.F’nin ister kim olduğuna bakalım, ister nerede durduğuna bakalım. Bu milletin dini ve milli değer yargılarıyla kavgalı olduğu çok net. Tanımak için yeterlidir.

Van depreminin yaşandığı yıl, kimileri ekran camından, kimileri de bizzat Van sokaklarından izliyordu.

O günlerde Van sokaklarından yazdıklarıma baktım. Bazı paragrafları paylaşmak isterim.

“Depremi yaşayanların gözlerine bakmadan, ellerinden tutmadan, omuzlarına dokunmadan, yanlarına oturmadan mesele anlaşılmıyor.

Deprem ve yaşanılanlar hakkında, devletin ve yardım kuruluşlarının hakkında, yardım alanlar ya da alamayanlar hakkında, insanların oturduğu yerden ahkâm kesmelerinin ne kadar kolay olduğunu anlamak için Van’a ve Erciş’e varmak gerek.

Van’a vardık ki, Devlet iş başındaydı, yaralar sarılmaya başlanmıştı.

Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, devletin tüm kurumları, canhıraş şekilde ellerinden geleni yapıyorlardı.

Başbakan ve bakanlar halkla beraberdi. 38 vilayetten kurtarma ekipleri ve yardımlarla birlikte sivil toplum örgütlerimiz bölgeye intikal etmiş harıl harıl çalışıyorlardı.

Kızılay, Deniz Feneri, İHH ve bazı yardım kuruluşları, çok kısa sürede bölgede konuşlanmış ve her depremzedenin omzunda bir yardım eli vardı.”

“Dünya üzerinde birbirine sahip çıkan milletleri sıraya koysak, başa da sona da kendimizi koymamız gerekir.

Devletimizin, yardım kuruluşlarımızın ve insanımızın bir bütün olarak Van’a aktığını ve nasıl sahip çıktığını gördük.

Harman gibi savrulan bir şehirde elbet her şey yerli yerinde olmayacaktı. Mutlaka eksiklikler olacak, hatalar yapılacak ve acı çeken insanları mutlu etmek zor olacaktı.

Çünkü şikâyetin hız kesmediği hiç bir yerde “şükür” akla gelmez. Oysa şükür kapısına varmadan da şikâyet bitmez.

‘Allah devlete ve millete zeval vermesin’ duasının kabul edildiğini görmek için Van’a; malum çevreler gibi “fitne gözlüğüyle” değil, “iman gözlüğüyle” bakmak lazım.

Bu gözlükle baktığınızda çok açık ve net bir şeye daha görülür. O da asırlardır bozulmak istenip de son yıllarda çok güçlenen devlet millet kaynaşmamız.”

Hamdolsun o gün de bugün de kendi yaramızı kendimiz saracak güçteyiz. Bu yüzden diğer dünya devletlerinden gelen yardım taleplerini kabul etmedik.”

M.F. adındaki şahsın Van depremi başta olmak üzere ettiği tüm laflar, içinde bulunduğu çevrenin, ne yapacaklarını bilemediklerinin tarifiydi.

Türkiye üzerine ürettikleri her senaryonun geri teptiğini görmenin paniklemesiydi. Bu paniklemeye sessiz kalınmamalıydı.

Başbakanın salonu terk ederken söyledikleri çok doğruydu:

“Sus! Sus! Sus! Nereye kadar?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi