Robo-Başkan
Cumhurbaşkanı adayını belirleme formüllerinin en harikuladesi Sayın Devlet Bahçeli’den geldi...
Önce yan yana iki üçgen yaptı, ardından iki çizgi ile üçgenlerin tepesini birleştirdi, nihayet en tepeye küçük bir daire çizdi...
İş adını koymaya kalmıştı, bir çırpıda onu da hallediverdi: “Ortak çatı Cumhurbaşkanı!..”
Buna da şükür: Ya çatısız çizseydi halimiz ne olacaktı?..
Yağmuru, karı üstümüze yağacaktı!..
Siz siz olun, “Fırtınada çatı uçarsa ne yapacağız?” diye sorgulamaya kalkışan bazı bozguncuların fitnesine kapılmayın: Memleketin en tepesinde sağlam bir çatının bulunması her daim iyidir...
Ve bu çatı çok sağlam olacaktır!..
Çünkü bir tarafına MHP, öbür tarafına CHP, öteki taraflarına TÜSİAD’cılar, ulusalcılar, laikler, Geziciler, paralelciler ve bilumum muhalifler oturacaktır!..
Bu itibarla çatı garantili bir çatıdır!
Fırtınalarda filan uçma ve ülkeyi “çatısız” bırakma ihtimali yoktur.
Peki, “Ortak çatı Cumhurbaşkanı” adayımızın neyin nesi, kimin fesi olacağı önemli değil midir?..
İlkesi, duruşu, eğilimi, felsefesi olmayacak mı?..
Olmaz mı, elbette olacak...
Bakın CHP o konuda pek çok ipucu verdi...
Alt alta getirdiğimizde şöyle bir şey çıkıyor...
Çok iyi eğitimli;
En az üç lisan bilen;
Piyano çalan;
Sağı-solu olmayan, tarafsız;
Fazla tanınmayan, bilinmeyen, hiç yıpranmamış:
Beğenilen, sevilen (tanınmadan bilinmeden nasıl beğenilip sevileceği ayrı konu)...
Altı oklu bir partiden altı ilkeden fazlasını beklemeyin. Halbuki biraz düşünselerdi, başka vasıflar da bulabilirlerdi...
Yardımcı olma babında, birkaçı benden olsun (telifsiz ve de teklifsiz)...
İyi golf oynayan (en az Rahmi Koç kadar);
İyi tenis oynayan (Hülya Avşar olabilir mesela);
Sportmen (AK Parti’den tövbekar olan Hakan Şükür);
Kürsü hakimiyeti olan (Kamer Genç verelim, sabahlara kadar konuşsun);
Organizatör (kimseye bir faydası olmayan yarışmalar ithal edip cümle alemi ekrana kilitlemeyi başaran Acun Ilıcalı diyebiliriz);
Göbeksiz, yakışıklı (Kenan İmirzalıoğlu);
Protokol bilen, nazik ve centilmen (Hiçbirini tanımadığım için bizim eski hariciyeci monşerlerden biri diyeceğim)...
Bu kadar yeter. Sorunun önemli kısmını çözdük sayılır. Geriye tek sorun kalıyor: Bu insan ötesi varlığı bulmak...
Dert değil, Japonya’ya ısmarlarsak üç ay içinde bize böyle bir robot yapıp merasimle teslim edebilirler!
Ucuza getirmek istersek, Çin’e bile sipariş edebiliriz. Düşük profil, pardon kalite sebebiyle belki arada bir arızalanır, ama hiçbir zararı olmaz: Zira biz zaten “arızalı” bir muhalefet anlayışının mensuplarıyız!
Baktık robot da olmadı, bizim Ufoculara müracaat ederiz: Rotadan sapıp dünyaya düşmüş uzaylılar arasından birini bulurlar!
Not: Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi, son derece ciddi bir konuyu bile sulandırmayı başaran muhalefeti, can-ı gönülden tebrik ederim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.