Yine beraberiz...
Kıblesi yok, her şeye “dinsel” takılır.
Cins adamdır, ne bulsa “cinsel” takılır.
Dört dörtlük, beş beşlik hinoğlu hindir o,
İslâm’a ve irfana “kinsel” takılır.
Şimdilik tabii..
Yarını ancak Allah (c.c.) bilir..
çok sevdiğim bir dostumuzun daveti üzerine, yine çok sevdiğim bir dostumla Trabzon’a kadar gitmiştik..
Kim onlar demenize gerek kalmadan ben açıklayayım..
Davet eden Hüseyin Akyol..
Davete icabet edenler Cemal Gören ve ben..
Trabzon her zaman farklı bir ilimizdir.. Karadeniz’in farklı ve hızlı dalgaları gibi Trabzon insanları..
Havaalanı deniz kenarında.. Biz oradan yamaçlara doğru gidiyoruz.. çık babam çık. Gittiğimiz yer “çukurçayır” imiş.. çukuru baş döndürecek bir yüksek semt.. Eteklerinde “Boztepe” levhası görürsünüz.. Tamamen yeşillik, nasıl Boztepe ise anlayamadık..
Ankara’nın sıcağından serinliğin kucağına düşmek şaşırtıyor insanı..
Berat Kandili’ni Mısırlı Camii’nde karşıladık.. Cami imamı İbrahim Şar Karadeniz’in süzülmüş nümunesi.. Başka camilerde de vaazlarını dinledik İbrahim hocanın..
Ne namazı fazla uzatıyor, ne de duaları..
Vaazları da öyle..
Bazen sütliman, bazen sert rüzgarlar gibi cümleleri.. Allah ondan razı olsun..
Gezdik de gezdik Trabzon’u..
Değirmendere Vadisi kartpostal gibi bir yer.. Sümela Manastırı’nın alt taraflarına vardık, arkadaşlar ‘çıkalım’ dediler, ben itiraz ettim..
Rahip kılıklı korsanların mekan tuttukları manastırı yakından görmek istemedim.. İbadethaneler insanlara yakın olurlar.. Hangi dinden olurlarsa olsunlar, dinî sıfat taşıyan kişiler kendi halklarını irşad etmeye çalışırlar..
Sümela Manastırı bir sarp yamaçta kurulmuş.. çevresinde insan yok.. Yaşayamaz oralarda kimseler.. Belli ki din kisvesi altında korsanlık yaparmış rahipler..
Şehrin merkezinde Fatih Camii görmeye değer bir mabet.. Tanıtma levhasında 1463 yılında inşa edildiği yazılı.. İstanbul’un fethinden 10 yıl sonraya tesadüf ediyor.. Mükemmel bir cami. Hemen ileride Kanuni Süleyman ve Yavuz Selim’in evlerini gördük.. Hepsi de gayet güzel muhafaza edilmişler.. Bir de Ahi Evren Camii’nde namaz kıldık.. Tanıtma tabelasında Kırşehirli Ahi Evren’in kardeşi tarafından yaptırıldığı yazıyor künyesinde..
Karadeniz insanı sert mizaçlı görünmelerine rağmen, su gibi mutedil bir ruh taşıyorlar.. Gider de tatil ederseniz, anlarsınız..
Bunlar bizden.. Ya sizden olanlar nelerdir?
Soldaki yeni parti kurma çalışmalarını duyduk.. Sol için en uygun isim yine Deniz Baykal.. Mesuliyetsiz muhalefeti tercih etmenin sırrı nedir bilmeyiz.. Amma Baykal o sahanın hırçın demirbaşı..
Şu Yaşar Nuri öztürk’e ne diyeceksiniz?
“Allah’la Aldatmak” isimli kitap yazdı, bir gördük ki Şahane bir kadınla kendi hanımını aldatmış.. Bu tokat hangi canipten geldi dersiniz?
öteki Yaşar, yani Yaşar Okuyan, patronunun aldatıcılığına kızmış, Halkın Yükselişi Partisi’nden istifa eylemiş..
Patron Yaşar, “Ben onu kovmuştum” diyor.. Sanki kovmasa partide hep çakılı mı kalacaktı? Yaşar Okuyan, maşallah rüzgar gülü gibi dönüp durmakta..
Ergenekon ağır ağır yol alıyor bir mechule doğru..
Pisliklerin meydana dökülmesinden ve layık bir yere süpürülmemesinden endişe etmekteyim..
YARSAV Başkanı savcı beyimiz ise askere gitmemek için sakat raporu almış.. Tabii ki kötü kokular yayan bir katagulli raporu..
Hukukumuz bu savcılara emanet yazık ki..
ABD gemileri boğazların statüsüne çakılan pim gibi giriverdiler Marmara’ya, ve dahi Karadeniz’e..
CHP yine yasakçılık hususunda bir numara.. Baksanıza, bu sefer de Erbakan’ın affına takıldılar.. A. Necdet Sezer’in yüzlerce teröristi affetmesine bel bel bakan CHP, Erbakan affını sindiremiyor..
Ve tabii terör örgütlerinin bombalı saldırıları ayrı mesele..
Birkaç tanesini sallandırmadan bu işin önü alınmaz.. Patlayıcı taşıyanları polisler vursalar cezalandırılırlar.. Peki, ne yapsınlar?
İleride inşallah daha etraflı konuşuruz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.