İyi insan olabilir ama iyi Müslüman olmayabilir. Müslüman olabilir ama iyi insan olmayabilir.

Geçmişte de günümüzde de; “dilleriyle ve bedenleriyle Müslüman olup, amelleriyle İslam’a mugayyir işler yapan” çok kişi ve kişilere rastlanmıştır ve halen rastlıyoruz.

Demek ki esas kriter; hem iyi insan olmak hem iyi Müslüman olmak. Dünya ancak böyleleri ile huzur, sükûn ve istikrara kavuşabilir.

¥

Tüm dünyadaki iyi insan ve iyi Müslümanların aradığı da bu değil midir?

Ne diyor Mevlana Hz.leri;

-“Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok. /Nice elbiseler gördüm içinde insan yok!” Ya Koca Yunus’umuz ne diyor:

-“Bir kez gönül yıktın ise /Bu kıldığın namaz değil /Yetmiş iki millet dahi /Elin yüzün yumaz değil.”

¥

Mehmed Akif Ersoy ise bugünleri, o zor yıllarda görmüş ve sanki günümüzdeki bozguncuları tarif ediyor.

Ne diyor Akif “Müslümanlık Nerde” şiirinin başında;
“Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki Müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;”

¥

Necip Fazıl ise secdeye varmayan başın baştan sayılmayacağını şu dizelerle dile getirerek, secdenin iyilikler getireceğine inanır ve hangi başın secdeye gitmesini şöyle anlatır:

-“Haram kazanılan aş, aşdan sayılmaz/ Hak için akmayan yaş yaşdan sayılmaz/ Kişi başım var diye övünmesin/ secdeye varmayan baş baştan sayılmaz.”

Bir de Muhammed İkbal ne diyor ona bakalım.

-“Müslüman dünyanın gidişatından sorumludur.”

¥

Evet, Müslüman dünyanın gidişatından sorumludur. Bu vazife; iyi insan ve iyi Müslümanlara verilmiş bir sorumluluktur.

Günümüzde bu sorumluluğun en ağır işçisi ise Başbakan R. Tayyip Erdoğan’dır. İyi insan ve iyi Müslümanların umudu ve başıdır.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, rengi ve dili ne olursa olsun; R. Tayyip Erdoğan; hilesiz, hurdasız, haramsız, beklentisiz, riyasız bir şekilde, sırf iman ettiği için alnı secdeye varan her Müslüman için büyük bir umut ve güven kapısıdır.

İyi insan ve iyi Müslümanların umudu olan Başbakan Erdoğan ve milletimize her fırsatta akla hayale gelmedik oyun tezgâhlanmasının sebebi, işte bu güvene karşıdır.

Osmanlı Devleti de benzeri ittifakla yıkılmış ve İslam âlemi tespih taneleri gibi dağıtılmıştı. Erdoğan tam toparlamaya başlayınca aynı zihniyet yeniden sahneye çıktı.

Bu hakikati anlamak ve engelleri aşmak için “iyi insan ve iyi Müslümanlar” olarak; olup bitenleri “kendi iman, akıl ve kalp,” terazimizle tartmalıyız.

¥

Velhasıl Başbakan Erdoğan, Necip Fazıl’ın şu ifadesinin takipçisidir;

-“Bizim istediğimiz bir nesil var… Allah’ın sevgilisinin beklediği bir nesil… Bu nesil siz olacaksınız… Mükellefsiniz… Ya olun ya ölün!”