Bir grup insan. Bir grup Müslüman. Sessiz ve derinden. Allah’ın rızasını gözeterek çalışıyor. Hizmet erbabı. Cihad erbabı. Hicret erbabı. Allah yolunda hizmet ediyor, cihad ediyor, kendi içlerinde hicret ediyor. Daha temiz bir kalbe onların hicreti, takva ile. Onların bazılarını çok uzun yıllardır tanıyorum. Kimileriyle daha sonra tanıştım. Onlar bir grup iyi insan. İyilikte sabitler. Yıllar geçiyor, yüzler değişiyor. Ameller aynı kalıyor. İyilikte sabitler.

Ellerinde gençler. Dünyanın dört bir yanından gelmiş, ana kuzuları. Anne babadan, kardeş ve yuvadan, vatandan uzak mazlum birer ürkek yürek onlarınki. Şaşkın ve meraklı giriyorlar Sefire-i Alem’in kanatları altına. Bir kaç iyi insan, isimsiz bir kaç kahraman onların anne-babası oluyor, onların yuvası, aşı, yemeği, içeceği suyu, ailesi oluyor. Öğretmen oluyor Sefire-i Alem’in bir kaç iyi insanı. Sessiz ve derinden. Sadece ve mutlaka Allah’ın rızasını gözeterek.

Ortadoğu’dan, Balkanlar’a, Avrupa’dan, Orta Asya’ya, Uzak Doğu’dan Afrika’ya kadar dört bir kıt’adan gelen genç kadınlar Sefire-i Alem’den feyiz alıyorlar. Doksanbeş farklı ülkeden bin beş yüz öğrencisi var onların. UDEF yani Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu bünyesinde adım adım, ilmek ilmek çalışıyor. Peki tam olarak bu kızlara ne veriyor Sefire-i Alem’in bir kaç iyi insanı? İnsanlığı veriyor onlara. Müslüman olmanın gereğini öğretiyor bu genç kadınlara. Aralarında İslam ile henüz şereflenmiş olmayanları da var, komünist ülkelerinin baskısında yetişmiş, henüz hiç bir şey bilmeyen Müslümanları da. Evet Sefire-i Alem, Müslüman olmanın gereğini öğretiyor. Bunu da sadece Müslümanca yaşayarak yapıyor. Yani örnek oluyor. Yani aksiyona döküyor. Yani “bizler Müslümanlarız” diyor.

Bu yılki mezuniyet töreninde yine beraber olduk Sefire-i Alem’in güzel gençleriyle. Yirmi iki öğrencisini daha mezun edip uğurladı bu ocak. Kırgızistan, Makedonya, Doğu Türkistan, Afganistan, Gürcistan, Bolivya, Senegal, Azerbeycan, Bosna-Hersek, Malavi, Türkmenistan ve Moğolistan’dan gelen öğrencilerini bir bir uğurladı Sefire-i Alem.

Şimdi onlar taşıyacaklar üzerlerine tevdi edilen meşaleyi. Bir bir adım adım yayılacaklar yeryüzüne… dünyayı bir bir, bire bir, adım adım değiştirmek üzere… Bir kaç iyi insan toplumuna onlar da katılacak şimdi. Kimseyi hor görmeden, küçümsemeden, ayrımcılık yapmadan, tefrika sokmadan, sadece Rabb’in rızasını gözeterek, Peygamber’in izinde adım adım yayılacaklar.

“Biz bir milletiz” dedi Sefire-i Alem’in bir kaç iyi insanı. Kızlar da tekrarladı. Biz bir milletiz. Ümmetiz. Adem aleyhisselamın çocuklarıyız. Peygamber aleyhisselamın izindeyiz.

Yolunuz açık, ömrünüz hayır dolsun yeni Sefireler!