Genetiği Değiştirilen Milli İrade
Bir yakınım gelişmiş kan testi yaptırdı.
Sonuç ne çıktı sizce?
Buğdaydan inek sütüne kadar en temel gıdalara karşı alerji…
Durup düşünmek lazım.
Neden mi?
Allah, her nimeti bizim için yaratıyorsa, ki öyle, neden zarar verecek temel bir rızık versin?
Ya insanoğlunun bünyesinde bir problem var ya da gıdaları kendine düşman hale getirmiş, bence.
Dünyada kanser hızla artıyor mu?
Başınızı sallayıp “evet” diyorsunuz değil mi?
Uzmanlar gıda- kanser ilişkisi üzerinde duruyorlar mı?
“Neredeyse 5 vakit “ diyebiliriz.
Türkiye’de astım ve alerjik astım hasta sayısındaki yükseliş…
Kanserden farksız.
2008 yılı verilerine göre; her yıl 175 bin kişiye kanser teşhisi konuluyor, bunların 3 binini çocuklar oluşturuyor. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu açıklamış: “2013 yılı projeksiyon değerlerine göre, yaklaşık 184 bin yeni kanser olgusu bekleniyor.”
Dikkat çekici bir veri daha: 2002 yılında Türkiye'de kansere bağlı ölüm yüzde 12 iken, bu oran 2012'de yüzde 21'e ulaşmış. Neredeyse yüzde 100’lük artış olacak.
Kanser tedavisinde, 2012 yılında, 7 milyon 649 bin 42 kutu ilaç kullanılmış. Bunun ülkeye maliyeti 1 milyar 477 milyon 625 bin 340 lira olmuş.
Biz ne yapıyoruz?
Devlet eliyle yasak delip, kansere kapı aralıyoruz. Hem de bebeklerden başlayarak.
Bu ülkede GDO’lu ürün satışı yasak mıydı?
Evet.
Bu yasak varken yakalanan ürün var mı?
Evet.
Bir yönetmelik değişikliği ile yasağı delen firmaya “ geç “diyorsan, oturup düşünmek lazım “Nedendir?” diye.
Gıda ürünlerinde “0” olması gereken GDO, yeni yönetmelikle %0,9 oranında olursa gıda bulaşması sayılırmış, satılmasında mahsur yokmuş.
Orana dikkat edin % 1 değil, AVM satış mantığı ile 0.9. Yüzde 1 olsa dikkat çekici olurdu. Bu oranla, algı yönetimi yapıp “ % 1 bile değil küçümsemesi”, “eser miktarda” savunması yapılacak.
Sağlık Bakanlığı’nın da mamaların içinde GDO bulunmasına izin verilmesi karşısında sessiz kalması enteresan. Gerçi, öksürük şuruplarında kullanılan dekstrometorfan etken maddesinin Hindistan’dan ithal edilip edilmediğini TEB’e soran bir bakanlıktan reaksiyon beklemek benim saflığım olsa gerek.
Bakanlık, eczacılara “mamaları görünür yerde tutmayın” uyarısı gönderir ama marketlerde satılmasına, kampanyalar yapılmasına da ses çıkarmaz.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı önce şu kasaplık hayvan ve domuz meselesine bir açıklık getirse iyiydi ama GDO’yu tercih ettiler, ne yapalım?
Yeni Tüketici Yasası ile milli iradeye bankaların önünde düğme ilikleten Hükümet, Tarım Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle de milli iradeye GDO bulaştırıyor.
Milli iradeye, merhum Ecevit’li, 2000’li yıllarda, yolcu otobüsü de çarpmıştı.
Yazının başındaki soruya dönersek, cevabını yine O’nun kitabında buluyoruz: "Allah’ın size temiz ve helal olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’dan korkun helallerden kendinizi men etmeyin, yasaklarından da sakının!" (Maide 88)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.