Geçmişimizle yüzleşirken
Dünden kalan konuya kaldığımız yerden devam edelim. Evet, bir zulüm var. Sürgünler, katliamlar yaşandı, En büyük bedel ödeyenlerden biri de biziz. Türk’ü de, Kürd’ü de, Sünnisi de, Alevisi de, Müslümanı da, gayrimüslimi de eza ve cefa çekti bu işten. Hesap soracaksanız gidin önce CHP’den sorun. CHP Genel Merkezinin önünde çadır kurun.. Çünki İttihatçı geleneğin Cumhuriyet dönemindeki temsilcisi onlar. Bu işlerin sorumlusu İttihatçıların kurduğu bankanın mal varlığına siyasi varis olarak, İş Bankası’na devredenlerden sorun bu işin hesabını.
Birileri şecaat arz edeyim derken, sirkatin söylüyor sanki! Bu kirli oyunlar, Osmanlı’yı parçalamak ve İsrail’in kuruluşuna giden yolda, hem batının desteğini sağlamak hem de Hıristiyan dünyası ile Osmanlı ve bakiyesi arasına bir kan davası sokmak içindi. Birileri hâlâ o eski planların artistliğini yapıyor sanki..
Bakın Ermeni meselesi anlaşılmadan İsrail’in kuruluşunu anlamak kolay değil. Çanakkale savaşı anlaşılmadan da Ermeni meselesini anlayamayız.. Ama “Çanakkale geçilmez” diye bir efsane üretilerek gerçeklerin üstü örtülmeye çalışılıyor.. Anzak ayinleri ile iş başka yerlere çekiliyor..
Çanakkale geçilmezdi de İstanbul nasıl işgal edildi kardeşim! Niye Mondros mütarekesini imzaladınız ki! 3 yıl 2 ayda Etibank’ı bile tasfiye edemezken, koskoca bir imparatorluğu tasfiye ettiler, zafer diye kutlatıyorlar..
Çanakkale’de başlamadı savaş. İttihatçıların Rusya’ya saldırısı ile başladı. Cevap Çanakkale’den geldi. Ardından Filistin, Kars gitti. Neden bu cepheler konuşulmaz. Kazım Karabekir Doğudaydı, Mustafa Kemal ve Liman Von Sanders Filistin cephesinde.. Anadolu’nun işgali Filistin’den başladı. Hatay’dan girdiler, ilk kurşun Dörtyol’da sıkıldı, İzmir’de değil..
Anadolu’nun fethinden başlayarak bir efsane uydurdular gidiyor. Gerçekler çarpıtıldı, mefahir övgü ya da sövgü kitabına dönüştürüldü.. Efsaneye dönüştürüldü. Hz. Peygamber Medine’deki mezarından Çanakkale’ye savaşa getirildi ya hu!
Evet, bir teklifim var: Biz de bu tarihi gerçeklerin ortaya çıkması için Ekim-Kasım 2014 döneminde, 9 Ekim 1918’de Ahıska Hükümet-i Muvakkatasının kurulmasından başlayarak, diğer katılım tarihlerini de not ederek, İstanbul’da bir kongre düzenleyelim, daha sonra da bu illerimizde, yurdun diğer bölgelerinde sergiler, söyleşiler yapalım. Gerçek neyse o, biz gerçeğin, hakkın, hakikatin peşinde olalım. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa..
Konu ile ilgili tarihler şöyle. Bu illerdeki valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler de bu çalışmalara destek verebilirler.. Vakıf, dernek, sendika, oda, kim varsa bu işe destek verelim. Kendi tarihimiz, bu toprağın tarihi ile yüzleşelim. Amerikalılar, İsrailliler bize gelip, bize ders vermeye kalkmasınlar.. Aslında onların yüzlerinin bile olmaması gerekir bu konuyu konuşmak için bizimle. Ama birileri bizim bilgisizliğimizi istismar ediyor.. Hırsız bize sigorta poliçesi ya da güvenlik kiti satmaya kalkıyor sanki!
Bu konu ile ilgili özel tarihler şöyle:
9 Ekim 1918’de Ahıska Hükümet-i Muvakkatası kuruldu.
29 Ekim 1918 tarihinde Ahıska ve Ahılkelek çevresinde Ahıska Hükümet-i Muvakkatası (Ahıska Geçici Hükümeti kuruldu.
30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti ordusu birliklerinin Güney Kafkasya’dan çekilmesini öngörmüştür. Osmanlı Devleti bu hükme uyarak 4 Aralık 1918 tarihinde askerlerini 1877 yılından önceki Rusya sınırına aynı uzaklıktaki yere çekecektir. Fakat Kars’tan askerlerini 2 ay sonra çekme kararı almıştır. Bu kararın nedeni halkın bölgede bir hükümet kurmasına zaman vermektir. Çünkü askerlerin geri çekilmesi ile Elviye-i Selase denen Kars, Batum ve Ardahan, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti işgaline açık bir hale gelecektir
3 Kasım 1918 tarihinde Emir Bey Ekberzâde başkanlığında, merkezi Iğdır olmak üzere Araş Türk Hükümeti kuruldu.
5 Kasım 1918’de Kepenekçi Emin Ağa (Emin Ağa Borçalı) ve Piroğlu Fahreddin Bey başkanlıklarında merkezi Kars olmak üzere Kars İslâm Şûrası kurulmuştur.
15 Kasım’da Birinci Kars Kongresi düzenlendi ve sekiz kişilik Muvakkat Heyeti seçildi.
30 Kasım 1918’de İkinci Kars Kongresi (Kars İslâm Şûrası Büyük Kongresi) düzenlendi ve Millî Şûra Hükümeti kuruldu. Bu Şûradan sonra Aras ve Ahıska’daki hükümetlerini birer şubesi sayarak Millî Şûra Hükümetine katılmıştir. Kars’ta toplanan kongrede bu üç hükümet Kars Millî İslâm Şûrası Merkez-i Umumisi adı altında birleşmiştir. Başkanlığına Cihangirzade İbrahim Bey seçilmiştir. 60 yöresel temsilcinin katıldığı bu kongre ile Kars, Oltu, Kağızman, Iğdır, Sarıkamış, Ardahan ile Türklerin veya Müslümanların yaşadığı Ahılkelek, Ahıska ve Batum gibi şehirlerde yaşayan halk örgütlenmiştir.
17 -18 Ocak 1919 tarihlerinde Dr. Esat Oktay Bey başkanlığında Kars’ta toplanan kongereye, 131 temsilci katılmış ve kongrede Kars Millî İslâm Şûrası’nın adı Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkata-i Milliyesi (Güneybatı Kafkasya Milli Geçici Hükümeti) olarak değiştirilmiştir. Başkanlığına yine Cihangirzade İbrahim Bey seçilmiştir. Bu geçici hükümet, 18 maddeden oluşan anayasası, yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrağı kabul edip; 12 üyeli bir bakanlar kurulu ve halkın oyu ile seçilen 131 milletvekilli bir parlamento kurmuştur.
25 Mart 1919 tarihinde bu meclis Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi adını almıştır. Hükümet Kars’ın dışında Artvin, Ardahan, Batum, Gümrü, Sarıkamış, Nahcivan, Ordubad ve Iğdır’ı sınırları içinde saymıştır..
Evet, şimdiden çalışmaya başlayalım. Fotoğraf sergileri, konferanslar, Radyo-Tv programları, röportajlar, söyleşiler.. Tarihi övgü ya da sövgü kitabı olmaktan çıkartalım.. Tarih bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimidir.. Tarihten ders alalım. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.