Deniz Seki Olayı
Şarkıcı Deniz Seki’nin “uyuşturucu kullanma ve pazarlama” suçundan mahkum olmasına üzüldüm mü?..
Evet, üzüldüm... Ama bu noktaya nasıl geldiğini düşünmekten ve niçin geldiğini sorgulamaktan da kendimi alamadım...
Magazin programlarında ballandıra ballandıra anlatılıp ekranlarda sergilenen “Yıldızlar Dünyası”nda neler oluyor sahi?..
Biz onları hep gülerken, hep övülürken, hep büyütülürken görüyoruz...
Marka elbiseler giyiyor, lüks arabalara biniyor, lüks villalarda oturuyor, lüks “restaurant”larda (inşallah doğru yazmışımdır) yemek yiyor ve sürekli kahkahalar atarak çevrelerine neşe saçıyorlar...
Onlar bize böyle yansıtılıyor...
Ama madalyonun bir de “öteki yüzü” var...
Madalyonun “öteki yüzü”nde sergilenen felaketler var!
En başta alkol ve uyuşturucu bağımlılığı...
Depresyon, hatta akıl hastalığı...
Dizi oyuncusu Arda Kural’ın başına gelenleri biliyorsunuz: Şöhret ibresindeki dalgalanmalara bağlı olarak hayatında meydana gelen iniş-çıkışlar yüzünden, akıl hastanesinde bir süre tedavi görmek zorunda kaldı. Tedavi bitiminde “şov dünyası”ndan ayrılacağını, esnaflık yapacağını ve artık sıradan bir hayat yaşayacağını söylemesi ne kadar enteresan (“Sıradan hayat” yaşayanlar bunun kıymetini bilmiyor, ama “renkli” hayatın tahribatını yaşayanlar çok iyi biliyor).
Bir zamanlar Hürrem Sultan rolünü oynayan oyuncu Meryem Uzerli de “ruhsal sorunlar” sebebiyle diziyi bırakıp Almanya’ya kaçmıştı.
En beteri ise uyuşturucu!..
Topluma örnek gösterilen dizi oyuncularıyla farklı alanlarda şöhret olmuş sanatçıların uyuşturucu kullandıkları, (hatta sattıkları) gerekçesiyle bazen tek tek, bazen de grup halinde gözaltına alınmaları, bazen de kumar oynarken yakalanmaları, ekranlara getirilen hayatların gerçek olmadığının en büyük göstergesidir.
Kumar masasında, falcı-medyum tezgâhında, üfürükçü ağında yakalananlar da cabası işin...
Yani bazı gençlerimizin özendiği o dünya sandığımız gibi mutlu/huzurlu bir dünya değil. Mutlu ve huzurlu bir dünya olsaydı, o dünyanın önder isimleri (en başta da Tarkan) uyuşturucuda, kumarda (Serdar Ortaç), içkide (saymakla bitecek gibi değil) yapay mutluluklar aramazlardı.
Deniz Seki bu dünyanın bir parçası:
Bu dünyanın getirdikleri kadar götürdükleri de var...
Getirdiklerini yaşadı, şimdi götürdükleriyle yüzleşiyor!
Biz onu şarkı söylerken, dans ederken, aşk yaşarken, kahkaha atarken izlemeye alıştık: Meğer mutlu değilmiş... Olsaydı, uyuşturucudan medet ummazdı!
Demek ki yaşanan aşklar, mutluluk gösterileri, atılan kahkahalar sahte imiş!
Meğer bütün bunlar “gösteri” ve “gösteriş”ten ibaretmiş!
Görüyor musunuz, bize sadece parıltıları yansıtılan “Sanal Alem” hayatın gerçekleri karşısında nasıl tuz-buz oluyor?
Gerçek şu ki, bu âlemde içki ve uyuşturucu bağımlısı olmayan az...
Gerçek şu ki, ruhsal tedavi görmeyen “sanatçı” az...
Gerçek şu ki, o âlemin dışı bizi yakarken, içi içindekileri yakıyor.
Deniz Seki’ye tüm ötekilerle birlikte çok üzüldüm: Ne o bu hallere düşmeliydi, ne diğerleri...
Keşke sanatlarını icra etmekle yetinseler de “yapay mutluluk”larda huzur aramasaydılar...
Ne gençlerimize “kötü örnek” olsalar, ne de cezaevine girseler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.