Hayat Defteri
Okuma-yazma öğrendiğim günden beri notlar tutarım. Yaşadıklarım, düşündüklerim ve kimi arkadaşlarıma yazdırdığım “hatıra”larla dolu onlarca defterim var bugün…
Arada bir bunlardan birini açar, kimi hüzün, kimi keyifle okurum. Hasretle andığım zamanlarda, eski dostlar ve olaylar arasında dolaşırım…
Tekrar tekrar yaşamak istediğim anlar, hiç yaşamak istemediğim zamanlar…
Doğrular, yanlışlar, hatalar, sevaplar, pişmanlıklar, sevinçler, kederler, sevgiler, nefretler…
Her sayfada ben: Kocaman bir yaşanmışlık… Yeniden yaşanması mümkün olmayan günler…
Her satır buruk bir tat bırakır yüreğimde; her hatıra yaşadığım o dönemin izlerini taşır.
İşte bu yüzden ben bunlara “Hatıra Defteri” değil, “Hayat defteri” derim: Her biri, bir ömrün parçalarını saklar.
Tekmili birden “ben” olurum…
¥
Tavsiye ederim, sizin de her yıl için ayrı bir “Hayat Defteri”niz olsun. Gördüklerinizin, yaşadıklarınızın, düşündüklerinizin yanı sıra, yaptığınız hataları, yanlışları, bazı kırgınlıklarınızı, hüzünlerinizi, mutluluklarınızı ve bunlardan çıkardığınız dersleri, günü gününe “Hayat Defteri”nize yazın…
Böylece bir bakıma kendi “ruzname”nizi (günlüğünüzü) de oluşturmuş olursunuz…
Sonraki zamanlarda, “Hayat Defteri”nizi açıp okudukça, geçmişinizde “ders” ve “ibret” alınacak çok şey yaşadığınızı görecek ve çok yararlanacaksınız.
Olgunlaşma açısından bu son derece önemlidir.
Bazı notlarımı eski bir yazımda siz sevgili dostlarımla paylaştığımı hatırlıyorum. Bugün başka bazı notlarımı paylaşmak istiyorum…
¥
¥ Servet/şöhret sahibi insanların toprak üzerinde kapladığı yer, meçhul insanların kapladığı yer kadardır: O yere “mezar” diyorlar!..
¥ Tanınmış insanlar ölünce övgü yazıları yazılır, televizyon programları yapılır, törenler düzenlenir, gazetelere tam sayfa ölüm ilanları verilir: Ne var ki sual melekleri ne gazete okurlar, ne törene katılırlar, ne de televizyon izlerler…
¥ Öfke insanı bitirir, sabır ise diri tutar…
¥ İyi ve faydalı insanlar yüreklerde iz bırakırken, kötü insanlar sadece mezarlıkta “mezar taşı” olarak “iz” bırakırlar…
¥ İmanı olmayan insan, hayata korkuyla bakar…
¥ Kimse cenneti paylaşmak konusunda ihtilâfa düşüp kavgaya tutuşmaz; bir yerde kavga varsa, orada mutlaka dünya vardır!..
¥ Güçlü insan, yıkılmayan insan değil, yıkıldığı yerde kalkmayı bilen insandır…
¥ Asıl büyük düşmanlarımız cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet ve ittifak silâhıyla cihad edeceğiz (Bediüzzaman)…
¥ Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz…
¥ En yüksek kâr marjı insana yapılan yatırımdan sağlanır…
¥ Paylaşılmayan bilgi, saklı hazine gibidir: Kimseye hayrı dokunmaz!..
¥ Başkalarından enerji (güç-moral) alan insanın direnci, enerji aldığı kişinin direnci kadardır. Enerji aldığı kişi bitince, alan insan da biter. Hiçbir şart altında yıkılmamak istiyorsanız, muhtaç olduğunuz enerjiyi (morali) yüreğinizde üretmelisiniz. Yani, bir bakıma yüreğinizi jeneratöre dönüştürmelisiniz!..
¥ Bir birlerini seven insanların tartışması, sevmekten vazgeçtikleri, hiç tartışmayanların ise birbirlerini çok sevdikleri anlamına gelmez: İnsanlar tartışırken, hatta bağrışıp çağrışırken bile, birbirlerini sevmeyi başarabilirler…
¥ Herkesin bildiği, ötekilere aktarabildiği kadardır…
¥ Cahile söz anlatmak için harcadığınız zamanı, yeni şeyler öğrenmek için değerlendirebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.