Sizi bilmem de ikilinin birbirlerine oldukça yakıştığını düşünüyorum.

Bir elde tarihi altı ok, diğer elde Türk Milliyetçiliği.

Kol kola, elele, gönül gönüle…

1968 kuşağı olduğum için duygulanmadım diyemem. O günler CHP otağında beslenenler, okul kapılarında Türk milliyetçisi avına çıkmışlardı.

12 Eylül öncesi bir süre Ankara, bir süre de Altındağ savcısı sıfatı ile soruşturduğum yüzlerce cinayetin altında altı okla, Türk Milliyetçiliği yatıyordu.

O hengamede sağdan ve soldan beşbin genç heba edildi…

12 Eylül darbesi olunca da olaylardan Ülkücü camiayı sorumlu tutan Cunta cümlesini deliğe tıkadı. Ülkücüler hapishanelerde çok şey öğrendiler...

Bu gün de MHP ile CHP bir araya geldi.

Tabi eserin sahibi “isyan etmemek için kendimi zor tutuyorum” diyen Kılıçdaroğlu. Dün Mansur’u aday tezgahına getirerek harcadı, bugün de Ekmeleddin İhasanoğlu’nu bitirmeye çalışıyor.

İyi bir taktik değil mi?

Madem bu millet CHP adayını cumhurbaşkanı seçmez, o halde “içinde kaç kuruşum var” hesabı sür cepheye. Ortadoğu’da olanların bir benzeri, yesinler birbirlerini…

CHP deyip de geçmeyelim. Geçmişi malum, bu partinin halka karşı güttüğü tarihi siyasetin göbek adı Kemalizm. “Bükemediğin kolu öper” sonra da zirveye çıkınca asılırsın kemaneye.

Çarkıfelek, bir gün çarşafa rozet takarsın diğer gün çark edersin.

Dersimli Kemal’in kaybedeceği bir şey mi var?

CHP’nin huy değiştirdiğini gel de sakalıma anlat, cemaatçiler neyse de cemaate gönül verenler niye anlamıyor? Cemaatin yayın organlarını okumuyorlar mı?

Gidişatı göremiyorlar mi?..

Hizmet ehli(!) cemaate göre Başbakan ülkeyi hem içte hem de dışta perişan etti.

Avusturya’ya giderken ikaz edilmiş, Almanya’ya giderken ikaz edilmiş…

Edilir elbette, Almanya ile Avusturya yapılanmasında Müslüman halkın Başbakan’a karşı olan teveccühü tabi ki Türkiye düşmanlarını rahatsız ediyor.

Gazze deyince de Şimon Peres rahatsız olmuyor mu?

Muhterem, sen niye rahatsız oluyorsun?

Gel gelelim ki Papa cenaplarına hoşgörüyü hizmet sayan cemaat, Müslüman olan bir başbakana  neden ömür biçtiği bilinmez, anlaşılmaz…

Başbakan, şüphesiz ülkenin kalkınmasından sorumlu, ama Lice’de yol kesen teröristlerin sorumluluğunu da ona yüklerseniz, bu demektir ki sizde hiç insaf ve merhamet diye bir ölçü yok.

Sizin derdiniz piyasalar karışsın da ne olursa olsun!

İşte bu kafa, bu hırs AK Parti politikalarını benimsemiş olsa da akliselim vatandaşın oyunu götürüp AK Parti’ye vermesine neden oluyor. Dolayısıyla, bu anlayış var olduğu sürece sonuç aynı.

Şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu.

Öteden beri yakın takibimizde olan bu kişinin hafızalardaki izdüşümü oldukça olumlu.

Ancak, öyle bir kişinin yapıcı değil, yıkıcı projede yer alması tarihi bir hata.

Öylesi bir hata ki altına on tuğla koysanız bile günahı çıkmaz, lekeleri silinmez.

Karşı taraf, İslami kesimi hep bu tarafı ile vuruyor.

Ufak bir menfaat, veya bir çıkar.

Gidişat öyle değil mi?

Hani CHP’nin laiklik karşıtı olan partiler?

Büyük bir oy patlamasına mazhar olan(!) Bağımsız Türkiye Partisi’ni anladık.

Özellikle SP ile BBP’ye neler oluyor?

Onlar da istikrar deyince rahatsızlanıp CHP’nin kayığına mı bindiler?

Eskileri unuttular, makam mevki  derdine düştüler.

Yine de sabilerin, masumların, mazlumların adaleti üzerine bir düzen kurdu Rabbim.

Nasıl ki barajlar kurumadı, gezi karmaşası sonucu bozulan piyasalar yeniden eski haline döndü.

Şimdi de niyet halis ve de istikamet doğru olunca Allah(cc) yardım eder.

Tuzak kuranların tuzakları bozulur...