Kur’an Çarpar da…
Yeni Şafak gazetesinden bir alıntı haber yayıldı kamuoyuna: “Cami bombalamak dahil bir çok kanlı eylemle darbeye zemin hazırlamak için Balyoz Darbe Planı'nı yapmak suçundan yargılanıp hüküm giyen, cezası yeni TCK'ya göre ağırlaştırılmış müebbet alan, eski TCK'ya göre cezası 20 yıla indirilen eski 1. Ordu Komutanı 28 Şubat BÇG'sinin Başkanı birisi, Balyoz'da tahliye olur olmaz, Kur'an-ı Kerim'e dil uzatmış.”
Biz de şaşırdık bu habere. Yeni “yeniden yargılanmak üzere” tahliye olmuş biri Allah’ına şükredecek yerde neden onun kelamına dil uzatıyordu acaba? Kitabına dil uzatmak, aynı zamanda Allah Teâlâ’nın kendisine dil uzatmak olduğunu bilmez mi acaba?
Bu çirkinliğin sebebi de oldukça ilginç. Çünkü İslam’a, Kur’an-ı Kerîm’e, ona teslim olan Müslümanlara kin ve nefretin, gayz ve düşmanlığın bu derece olduğunu bizim gibi insanlar, bu gibi beyanlar olmasa asla inanmazlar. Herkesi kendimiz gibi bilme saflığımız meşhurdur ya…
Sahi neymiş bu hakaretin sebebi biliyor musunuz?
Gazeteciler ona, “CHP - MHP'nin Çatı Aday'ı Ekmeleddin İhsanoğlu hakkındaki görüşünü sormuşlar. Cevaba bakınız: “'7. yüzyılda Arap toplumunu geliştirmek için yapılan yasaların bugün ebedi ve ezeli olarak kalmasına imkan var mı?” (http://yenisafak.com.tr/gundem-haber/cetin-dogandan-kurana-hakaret-24.06.2014-660982)
Önce “ne alaka?” diye şaşırıyor, sonra da alabildiğine haykırıyoruz: “Elbette vardır!”
Yerleri ve gökleri yaratan Allah Teâlâ’nın yarattığı insanlardan cahil olduğunu iddia etmek zır delilik değil midir? Kul, yaratıcısından iyi mi bilecektir?
İslam’ın yetersizliğini iddia eden cahiller acaba İslam’ı biliyorlar mı? Biliyorlarsa, nerden öğrenmişler? Hangi okulda, hangi üniversitede? Kimin kitaplarını okuyarak?
Kendi mübarek alimleri dururken kafirlerin kitabından dinlerini öğrenmek isteyenler sözde Müslümanlara yazıklar olsun!
Şimdi bu münasebetle din kardeşlerimi uyarmak için herkesin bilmesi ve dikkatle riayet etmesi gereken bazı bilgileri sunmak istiyorum. Hiç şüphesiz itikat, iman ve inanç deyince ilk akla gelen, Allah Teala’ya imandır. Gerek Allah Teala’yı, gerekse O’nun Kur’an ve mütevatir sünnette geçen isim, sıfat ve fiillerinden birini inkar eden, O’na eş ve ortak koşan, kız ve oğullar nisbet eden, dinden çıkarak mürted olur.
Gerek şaka, gerek ciddi Allah Teala’yı hafife almak, alay ve istihza etmek, dinini ve kanunlarını beğenmemek, “gökte otursun ve hayatımıza karışmasın” demek küfürdür, elbette insanı dinden çıkarır.
Bilindiği gibi Kur’an-ı Kerim Allah Teala’nın kelamıdır. Onun bir kısmını, hatta bir ayetini inkar, tamamını inkar gibidir ve insanı dinden çıkarır. Yine Kur’an-ı Kerimi beğenmemek, küçük görmek, “Arabın kitabı, orta çağın karanlığı, eskilerin masalı” diye onunla alay ve istihza etmek, karışık ve çelişkili bilgilerle dolu demek, i’cazında şüpheye düşmek, ona ilaveler yapmaya kalkışmak, helalini helal, haramını haram bilmemek, hükümlerine dil uzatmak, insanı dinden çıkarır.
Bir kimse Peygamber Efendimizin (sav) Allah Teala’dan haber verdiği ayetlerin bir kısmında yalançı olduğuna veya yanılıp yanlış haber verdiğine inansa, kafir olur. İçinden ona buğz etse, yine kafir olur, mürted sayılır.
Kim İslam dininin ilahi olmadığına, kanunlarının geçersiz olduğuna, insanlara hayır ve mutluluk getiremeyeceğine, ona uyanların geri kalacağına inanırsa, dinden çıkar. İslam kanunları ile alay eden, onları oyun ve eğlenceye, istihza ve hakarete alan, onlardan gıcık kapan, onlara inanıp amel ettiği için Müslümanlardan, onlara davet ettiği için alimlerden, onların yolunda savaştığı için mücahitlerden gıcık kapan, dinden çıkar, kafir bir mürted olur.
Eskiler din ve şeriat için “kılı-dan ince kılıçtan keskindir” derlerdi. Yani dikkat gerekir.
Bu gerekliliğe dikkat etmeyenler zaten ondan çoktan vazgeçmişlerdir de o sebepten ellerinden ayaklarından küfür dökülür. Ah ortam bir müsait olsa, bak nasıl açıktan inkar ile ortalığı küfür ile doldururlar.
Nerde yetişti bunlar?