“Ekmek için Ekmelettin.”

Bulabildikleri slogana bak!!!

Ağlamak istiyorum!!!

•

Yüzde sıfır virgül sıfır sıfır 1’lik partinin başındaki Haydar Baş’ın “İş Aş Haydar Baş!” sloganından kötü tercüme.

Ekmek İçin Ekmelettin!

Yok;

Çekmek için Çekmelettin.

Sekmek için Sekmelettin!..

Git işine ya!..

Git, Sisi’ye danışman ol!..

Zırvalama kapısı değil bu memleket;

Ne olursan ol yine git!..

•

Ekmek İçin Ekmelettin!

İş aş Haydar Baş!

Yedi kere sekiz Devlet!

Dam Üstünde KK!..

•

Ekmel Bey’e acıdım.

Kendisine özel bir lezzet vermeye çalışıyorlar; biraz Süleyman Demirel, biraz Ahmet Necdet Sezer, biraz da “Kemal Derviş” sosu…

Servise hazır!..

•

Yazzzzıııık!..

CHP’liler “soru kabul etme yasağı” koymuş.

Geçen gün şöyle saçmalıyordu Ekmel Bey, “Cami avlusunda” sormaya yeltenen gazetecileri savmaya çalışırken:

“Camide, okulda, kışlada siyaset yapılmaz!..”

Ya Ekmel Bey, hiç mi düşünemezsiniz;

DİSK’i ziyaret ettiğinde de “Soru kabul etmem!” demiştiniz!..

Demiştiniz de, koyu ısrarımızla “delmiştik” yasağı, masağı!..

Cami’de siyaset yapılmaz, “Tamam!” diyelim…

Peki DİSK Cami mi?..

Yoksa Cemevi mi?..

DİSK’te de mi siyaset yapılmaz?..

Saçmalamayınız lütfen Ekmel Beeey!..

•

Ekmel Bey, gerçekten ne diyeceğini ne yapacağını, elini nereye saklayacağını bilemez durumda.

Memleketin konularına tamamen Fransız.

Bir de aman Allah’ım; Müslümanlar katledilirken, mazlum Filistin ile zalim İsrail arasında tarafsız!

“Böyle demeyecektin Ekmel Bey!”

“Haklısınız!..”

“Lafı biraz kıvırınız Ekmel Bey!..”

“Hakkı âliniz var! ‘Ben onu aslında Araplar arasında tarafsız kalalım anlamında demiştim.’ Bu nasıl!”

•

CHP’liler bir kuşatmış ki etrafını;

Hadi Hacı Bektaş’a, Hadi DİSK’e bağlı “GENEL İŞ”e.

“Dur ya, şu ‘dinci’ takımına da pas vermeniz lazım;

Hadi Eyüp Sultan’a!”

•

Tabloyu izah edeyim:

Bir gittim ki DİSK’e bağlı GENEL İş’e,  iki yüz, üç yüz kişilik bir topluluk, Ekmel Bey’e destek için getirilmiş…

Salona girince, birkaçı yanıma geldi, “Paşayı iyi çıldırttın ha!” filan dedi içlerinden biri.

“Senin laflarını sevmiyoz ama delikanlı adamsın, takdir ediyoz!..”

•

“Boşveeer” dedim.

Ekmel meselesine girdim;

“Hem DİSK’çi, hem de Ekmelci bu ikisi bir arada gider mi?..”

Dediler ki,

“Tayyip gitsin de!”

•

Ekmel Bey geldi.

DİSK başkanıymış; “Kani Beko” mu, Arçelik mi, Profilo mu bir zat konuştu önce, ardından Ekmel Bey, mikrofonun arıza yaptığı bölümlerde en öndekinin bile duyamadığı laflar etti.

Mikrofonun çalıştığı kısa fasılalarda “12 Eylül Darbe Anayasası”na milimi milimine sadakatten ayrılmayacağına dair “söz”ler vardı.

Filan.

Lafları bitti.

“Soru sordurmayacağız!” dediler.

Diyenin gözü bendeydi.

Ekmel Bey de bana bakıyordu.

Mahzun bakışlar arasında ayağa kalktım:

“Biraz evvel özgürlüklerden bahsettiniz” dedim:

“Bahsettiniz ama soru sorma özgürlüğümüzü elimizden alıyorsunuz. Kalktık buraya geldik, bir soru bile sormayacaksak niye geldik?.. Ajanstan alırdık metni, kullanacaksak kullanırdık! Yapmayın bunu bize…”

“Oruç vakti!..”

•

Ekmel Bey “Gürsel Tekin” yasağını orada çiğnemiş oldu, “Buyrun sorun o zaman!” diyerek.

İki adet sual tevcih ettim kendilerine.

Sual 1- Hayrünnisa Hanım’ın başörtülü ve eşinizin başörtüsüz olması dolayısı ile ‘Ekmelettin Bey Cumhurbaşkanı olursa, laiklik teminat altında olur’ yorumları öne çıktı. Başörtüsüz eşiniz laikliğin teminatı mı?..

Sual 2- Ekmel Bey; 2 Temmuz’da Sivas olaylarıyla ilgili tepkinizi dile getirdiniz. Ancak 5 Temmuz’da Başbağlar katliamıyla ilgili  tek kelime etmediniz. Niçin?..”

•

İkincisinden başladı.

“Haklısınız Başbağlar’ı unutmuşuz, kabahatimiz oldu!”

Birincisine cevap;

“Ninem de başörtülüydü. Bu mesele çözüldü. Karıştırmayalım!”

•

Ekmel Bey, şaşkındı.

Ekmel Bey, sınırlandırılmıştı.

 “Yanlış” yapma korkusuyla bildiğini söyleyemeyen çocuklar gibiydi.

•

“Ekmek için Ekmelettin!..”

“İş Aş Haydar Baş!..”

•

Sloganını sevdiğimin zihniyeti!..