Allahsız Müslümanlık
Bu haftaki eserimiz, Cuma günkü yazımda alıntı yaptığım rahmetli Ömer Lütfi Mete’nin “Allahsız Müslümanlık” adlı kitabı.
Eserin ismi ilk etapta insana nahoş gelse de hem içeriğine hem de biz Müslümanların haline bakınca, yazarın ne demek istediği pek ala anlaşılmakta.
Mesela ‘Allah’sız Müslümanlık’ ifadesi nasıl bir şeydir? Rahmetli Ömer Lüfti Mete şöyle izah ediyor:
-“Bir bakıma, ‘Allah ile sağlıklı bir iletişim ve beraberlik sağlamaya yetmeyen Müslümanlık’ deneylerinden oluşmuş yaşantıların denizi gibidir.”
Hatta ‘Allah’sız Müslümanlık’ ifadesinin ötesinde, neredeyse ‘Allah’a rağmen Müslümanlık’ da diyebileceğimiz İslâmi yaklaşımlar da görülmüştür.
Mesela namazlarda dilimiz Fatiha suresini okurken, kalbimiz dünyalık işlerle meşgul olur, bundan hiç gocunmayız fakat başkasının ibadetlerini bir fıkıhçı gibi eleştiririz.
………………
Meseleyi biraz günümüze getirelim. Sanki kitap bugünler için yazılmış gibi.
Birbirlerine bu kadar “zıt çatıcıların;” hangi amaç, gaye ve hedefler uğruna bir araya geldiklerini anlamak için kitabı yeniden okumaya başladım.
Kitaptan çatıcıları anlatan şu satırlara dikkat çekmek isterim.
-“Meşru demokratik hakların kullanılmasının önünde vehimlerle oluşturulan yapay barikatlar, bütün topluma zaman, imkân ve enerji kaybettirir.”
Yapay barikatçılara baktığımızda hangi birinin Türkiye’nin; “huzur, güven ve istikrarına” dair bir parmak oynattıkları vardır?
……………
Eserin yazıldığı seneler bugünkü çatıcıların açıktan veya gizliden desteklediği 28 Şubat dönemiydi ve o dönemin başta gelen sorunu, inancının gereği örtünenlerdi.
Ömer Lütfi Mete, “Allahsız Müslümanlığı” anlatırken şunları yazmış.
-“Söz gelimi inanç özgürlüğünün doğal bir yansıması olan başörtüsü kullanımı, sanki ülkenin özel bir kavga alanına daha ihtiyacı varmış gibi adeta zorla iç karartıcı bunalım kaynağı haline getirildi.”
O günleri hatırlayacak olursak, bu kargaşadan; hem laik çevreler hem de laik çevrelere “karşı gibi duran” ama esasında onlarla birlikte hareket eden çatıcıların bugün bir ve beraber oldukları görülmekte.
Türkiye’nin o yıllardaki büyük kayıplarını telafi etmeye çalışan iktidara düşman olanlara bakıldığında “çatı ortaklığı” çok manidar değil mi?
Demek ki, başörtüsü meselesinin bunalım kaynağı haline gelmesinde meğer bunlar yine ortaklarmış. İHL’lerin kapatılmasına sevindikleri gibi.
………………
Kitabı özetleyen şu cümleyi de dikkatlerinize sunmak isterim. Çatıcıların Müslüman kostümlü taraflarını anlatması bakımından oldukça ilginç bir tespit.
“Allah ile beraber yaşanmayan Müslümanlık, Allah’sız Müslümanlık kandırmacasıdır. Allah ile iletişim kurdurmayan, Allah için sevmeyi öğretmeyen bir Müslümanlık, insanı geliştiremez, insanı mutlu edemez.”
…………………
Sözü Mevlana Hz.leri ile bitirelim.
-“Söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini, kalbinle de söyle. Dikiş tutmuyorsa şayet, söylenmeyi bırak. Sus! Kalbinden geçmeyeni diline değdirme.”
Eser hakkında Profil Yayınları;
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.