Devletin bekası bunlara kaldıysa
Ergenekoncular eğer bizim gazeteye saldırmamış olsalardı, bunu bir zül sayar, muhabirlerimizden editörlerimize, matbaadaki işçilerimizden çaycımıza, abonelerimizden temsilcilerimize, yazarlarımızdan genel yayın yönetmenimize kadar herkesten şüphe ederdim.
Eğer devletin bekası, millet ve devletin bütünlüğü söz konusuysa, önce bizimkiler sahip çıkar. Devletin bütünlüğü, milletin bölünmezliği, bizim en büyük şiarımızdır ve yaşama sebebimizdir. Şehit kanlarıyla sulanmış ve muhafaza edilen başka bir Türkiye yok çünkü.
Hele hele Mustafa Karahasanoğlu gibi, Türkiye denilince, millet denilince, milletin inanç değerleri denilince, gözünü kırpmadan gece gündüz mesai harcayan ve bu uğurda, maddi ve manevi her şeyini feda etmeye hazır birini hedefe almaları, Ergenekoncuların zihniyetlerini anlama bakımından oldukça önemlidir.
Türkiye nüfusu kaçtır? Tahminlere göre 70 milyon deniliyor. 70 milyon insana, bir Mustafa Karahasanoğlu’nu soralım, bir de Ergenekoncuları. İçinde Türkiye’ye ve millete karşı; “kin, öfke, hırs, şiddet, kaos ve kargaşa” beslemeyen her ferdimiz, Ergenekonculara karşı Mustafa Karahasanoğlu’nun yanında yer alacaktır.
Mustafa Karahasanoğlu’nun karşısında yer alacakların tıynetleri ve zihniyetleri ortadadır. Milletin örf, adet, gelenek ve inanç değerlerine saldıran, bu değerleri yok etmek üzere her türlü terör örgütüyle ilişkiye giren, memleketin geleceğini karartan, milletin yükselişine düşman kesilenler, elbette Karahasanoğlu’na da düşman olacaklardır.
Bir devletin bekası, terör örgütleriyle devam etmez. O terör örgütleriyle mücadele ederek sürer. Bugün Ergenekon ve diğer terör örgütlerinin hedefe koydukları kişi ve kişiler veya kurum ve kuruluşlara bakıldığında görülmektedir ki, hedeftekilerin bütünü devletimizin ve halkımızın bekasını sahiplenenlerdir.
öyle uzaklara gitmeye gerek yok, 1900’lü yılların sonunda tamamen tükenişe geçen Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve yeni devletin kurulma zamanı olan 1920’lere kadar, bu millet çok büyük bedeller ödemiştir. İşte Mustafa Karahasanoğlu’nun taşıdığı ruh, bu bedel ödeyenlerin ruhudur.
Acaba Ergenekonculardan; Balkanlarda, çanakkale’de, İstiklal Savaşı’nda ülkesi ve milleti için şehit veya gazi olmuş kaç kişi vardır? Halen Güneydoğu’muzda PKK terörüne kurban giden şehitlerimizden kaç askerimiz bunların çocuğu, akrabası veya yakınıdır?
Mustafa Karahasanoğlu; ailesine, milletine, dini inanç ve değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan, dininin kendisine yüklediği misyon gereği; “Kur’an, bayrak, ezan, vatan” kutsalını sonuna kadar savunan ve seven biridir. Elbet Ergenekon ve onun izinden giden zihniyetler, böyle bir isimden rahatsız olacaklardır.
Ergenekoncuların içinde böylesine vatansever bir kişi var mıdır?
İşte hepsi de ortada. Şu ana kadar meydana çıkan isimlerin hangisinin milletimizle ve devletimizle uzaktan yakından bir ilgisi olduğunu bildik ve gördük? “Ranttan” ve “imtiyazdan” başka hangi kutsalları (!) adına mücadele etmişlerdir.
Bir daha soralım.
Bu ülkenin yurttaşı olmaktan ve bu topraklarda yaşamaktan nefret etmeyen bir tek ferdimizin, bunları desteklediğini bilen, gören var mıdır? Toplumun herhangi bir kesiminden bunlara sahip çıkan birilerini göstersinler de bilelim ve tanıyalım.
Haa, hiç mi yok? Elbet var.
Allah aşkına var olanlara bir bakar mıyız.
Hangisinde bu memleketin insanı olduğuna dair herhangi bir emare görebilirsiniz?
Hangisinde devlete ve millete karşı bir bağlılık söz konusudur?
Hangisi devletin ve milletin bölünmezliğine hizmet etmiş ve halkımızla barışıktır.
Mustafa Karahasanoğlu ve bu millet, iman sahibidir. ölümün nerede, ne zaman ve nasıl geleceğini ancak Allah’ın bildiğine ve O’nun takdir edeceğine inanır ve iman ederler. O yüzden de hiçbir tehdit; ne Karahasanoğlu’nu ne de milletimizi korkutmaz. Eğer millet korkacak olsaydı, içeriden ve dışarıdan kül edilmiş bir imparatorluğun üzerine yeni bir devlet kuramazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.