Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Akçakale Süleyman Şah Konaklama Tesisleri

Akçakale Süleyman Şah Konaklama Tesisleri

Hamdolsun, İslam mayalı insan merkezli bir medeniyetin kurucusu Osmanlı itikadının takipçisi bir iktidara sahibiz.

Bu medeniyetin önemli köşe taşlarından birisi, Urfa’nın Akçakale ilçesinde bulunan “Ensar Muhacir” kucaklaşmasının iki buçuk yıldır sürdüğü, Akçakale Süleyman Şah Konaklama Tesisleri.

Evet, bu tesislerde 30 bini aşkın Suriyeli muhacir yaşamakta. Hem de yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında.

Tek eksikleri ve istekleri, Zalim Esed’in zulmünden, kendilerinin ve tüm Suriyelilerin kurtularak “Yeni Suriye’nin” kurulması.

Ramazan ayının son günlerinde, “bin yetimin iftarına” katılmak üzere Urfa’ya gittiğimde, dostlar Süleyman Şah Konaklama Tesisleri’ne götürmüşlerdi.

Yolda giderken iç acıtıcı ve can yakıcı manzaralarla karşılaşacağımı zannederek; “Mübarek Ramazan gününde gitmeseydim mi acaba” diye iç konuşmalarımla yola çıktım.

Güzergâh boyunca yol arkadaşlarım çeşitli bilgiler verdiler ama hiç birisini tam anlayacak durumda değildim. Bir de yapı olarak dramlara fazla dayanamam zaten.

Anlatılanları, sıcağı ve orucu unutmuştum. Çünkü yaklaşık 50 km’lik yolun sağı ve solu göz alabildiğine ekili araziydi ve tarlaların içerisinde Fırat’ın suları gezinip duruyordu.

Bu manzarayı görüp de devletinin büyüklüğüne hükümetinin güçlülüğüne laf edebilecek çevrelerin, insanlıktan nasibi olmayan varlıklar olduğunu söyledim.

Bırakın Harran’ı, Suruç’a kadar her taraf sulu tarıma dâhil olmuştu. Hayalinin dahi kurulmasının mümkün olmayacağı bir iş gerçekleşmiş ve Mezopotamya suya kavuşmuştu.

Suyu getirenden Allah razı olsun, haliyle bu suyun buralara kadar gelmesi, ancak güçlü bir hükümetle olurdu. Ve olmuştu.

Urfa’ya gitmişken Harran ilçesinde bulunan Harrani Hz.lerine uğramadan olmazdı. Harrani Hz.lerinin tasarrufunun devam ettiğine inanılır. Ben de inananlardanım.

Dostlar; “Harran’a Akçakale dönüşünde uğrayalım. Dönüşte daha sevinçli ziyaret edersiniz” dediler. Haklı çıktılar ve Harrani Hz.lerine daha huzurlu döndüm.

Akçakale Süleyman Şah Konaklama Tesisleri’ne vardığımızda bizi 30 bin muhacirin yaşadığı tesislerin müdürü Hüseyin Ortaç karşıladı.

Mütevazı bir yetkili olduğu her halinden belliydi. Çalışma arkadaşları ise Ensar felsefesi içerisinde “birlik ruhunun” temsilcileriydi.

İdare merkezlerinin olduğu çadırlara gidip soluklanırken, tesisler hakkında ön bilgi verdiler ve biraz sonra gezebileceğimizi söylediler.

Her söyleneni heyecanla kapıyor ve not almaya çalışıyordum. Yönetim ve yapılan icraatlar inanılır gibi değildi. Ama biraz sonra göreceğim için inanıyordum.

Tesislerin müdürünün ve arkadaşlarının, bu kadar candan oluşlarını görünce, kendilerini Türkçe bilen Suriyeliler zannettiğimi içimde saklı tutmuştum.

Galiba anlaşılmış olacak ki, Tesis müdürü Hüseyin Ortaç’ın aynı zamanda Akçakale müftüsü olduğunu söylediler.

Eh. Devlet dediğin böyle olmalıydı. Muhacirlerin yönetimi elbet; “dinden, dilden, diyanetten,  insandan ve halden anlayan” birine teslim edilmeliydi ve öyle olmuştu.

Devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi