Bir Hakim’den Müthiş İfşaat!

Hakim anlatıyor:

-Ben yaşadıklarımı açıkça dile getireceğim.

Çok da korkmuyorum.

Ben “Cemaat Evleri”nde kaldım.

Üniversitedeyken kaldım.

Bize denildi ki, ‘Dini konuları bir kenara atacaksınız.’

Ben dedim ki, ‘Bunun fetvasını kimden aldınız?..’

Ben bunu dedim diye “Cemaat”ten atıldım. Ve bugün teşekkür ediyorum beni attıkları için.

Gidin bölge imamlarına da söyleyin!

Ben emeğimle kazandım.

“Cemaat”ten (kimi) kazananlar gibi ilk sınavda da kazanmadım.

Babam beşte sobamı yaktı, ben beş buçukta kalktım, sınavıma hazırlandım.

Hayatım hep zordu, birinde annem felç geçirdi sınavı kaybettim.

Birinde ağır grip geçirdim sınavı kaybettim.

Birinde yolda sıkıntılar geçirdim kıvılcımla kaybettim.

Sonra kazandım.

Kazandım ve mülakata girdim.

Soruları çok iyi cevapladım.

Dedi ki mülakatı yapan, “Siz kanun musunuz?”

Ben, “Estağfurullah, ne demek bu, elimden geldiğince çalıştım ve kazandım.” dedim.

“Çok emek verdim, çok sıkıntılar çektim” dedim.

Neyse, o sınavı kaybettim.

Sonradan öğrendim ki, “Cemaat” kaynakları benim Alevi olduğumu söylemişler!..

Ki benim ilçemi herkes bilir.

Ben Alevi değilim. Olsam ne çıkar da, Alevi değilim.

Öğrendim ki, “Alevi” diye not gitmiş.

“Alevi, kazanmasın!.”

Ben O “Cemaat”ten savcıyı aradım, dedim ki, “Canımı sıkmayın, giderim şikâyet ederim. Ben emek verdim, bu konuma gelecem!’ dedim.

Baktım bunlardan biri devreye girdi, “Ya biz seni çok seviyoruz.” falan filan.

Akademi sürecinde bana dediler ki, “Sen MİT olmuşsun!”

“Ya ne zaman MİT olmuşum!” diyorum.

Arkadaşlar beni görünce kaçıyor “MİT’im” diye!

Yaşadıklarımı düşünün ya!

Ondan sonra, bana geldiler.

Dediler ki, “Sen ‘Cemaat’ yapılanmasını birilerine konuşursan sen bittin!”

Biz de zarar görürüz ama sen daha çok bitersin!

‘Cemaat’ten arkadaşları aradım, “Ya Cemaat’in düsturunda var mı böyle bir şey?” dedim.

Dediler ki “Ya sen boşver, şahıslara takılma filan.”

Sonrasında dört ayrı soruşturma, abuk sabuk nedenlerle.

Görseniz, katip ifadeleri karıştırmış, biz düzeltmişiz.

Ben bir Adli Tıp’a göndertemedim ya dosyayı.

Ben neden “Cemaat”teki arkadaşlara düşman oldum, düşman da demek istemiyorum da kin birikti içimde tabii. Karı kocanın ifadesi karışmış. Olamaz mı, zabıt kâtibi karıştırmış. Sonra düzeltmişiz de durumu.

Ben Ankara’da kaç yere gittim; “Benim mağduriyetim önemli değil ama bu ülke için risk.” dedim.

(Bazı) “Cemaat”çiler adaletli mi?

Parçalanmış cesedi, parçalanmış cesedi kendi elemanlarını kurtarmak için kayıp şahıs olarak gösterecek kadar adaletliler!

Kayıp dosyaları, kendi elemanları döneminde tam gösterip sonraki dönemdeki elemanlara soruşturma açtıracak kadar adaletliler.

Bir sürü örnek verebilirim.

“Cemaat”çilerden bir örnek vereyim; rüşvetin üstünü kapattıklarını gördüm, benim kâtibin ifade tutanağını karıştırmasından dolayı beni sahtecilikle suçladıklarını gördüm.

Maalesef “Cemaat”, size destek veren bir kişiyi kaybettiniz.

Şu atamalarla ilgili olarak…

“Cemaat”çi olduğunu bildiğim (kişi) hakkında şikâyet dilekçelerinin gittiğini ve onların kaybolduğunu biliyorum!

Ben mağdur oldum.

Kimseden bir şey istemem.

Abdestimizden şüphemiz yok çok şükür.

Yargıyı yine birilerinin ellerine teslim etmeyin.

Her düşünceden insan olsun.

Siz her düşünceden insanı koyduğunuzda, kontrol kendiliğinden gelecektir.

Ben kaybettiğim mülakattan sonra, mecbur kaldım çalışmak için İstanbul’a gitmeye.

Bir kişinin vebali çok kişi yakar.

Ben para bulamadığım için çizme alacak, kışın en kalın poşet satan dükkândan alışveriş yapar, poşeti ayağıma geçirirdim.