Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yaşlılarla yaşamak zordur, ama güzeldir

Yaşlılarla yaşamak zordur, ama güzeldir

Dünkü yazımızda, “Yaşlılarla oturmanın faydaları”nı 13 madde halinde sıralamıştım...

Bugün de “Yaşlılarla oturmanın mahzurları”ndan söz edeceğim.

1. Yaşlılar, yaşlılığın ya da tecrübenin ya­hut farklı or­tam­lar­da, farklı za­man­lar­da yetişmenin so­nu­cu ol­a­rak faz­la müdahalecidirler. Za­man za­man da bunu abartırlar ve en sağlam si­nir­le­rin bile bozulmasına se­bep olur­lar...

2. İstedikleri olmadığında çabucak kızar, küser, gençlerin o ana ka­dar yaptıklarını bir ka­lem­de si­liv­e­rirl­er (ama gönüllerini almak o kadar zor değildir)...

3. Hiç bilmedikleri konularda bile bilir görünmek hoşlarına gider. Bu yüzden saçmalayabilirler. İncir çekirdeğini dahi doldurmayacak konuları abartıp kavga vesilesi yaparlar. Hâlâ işe yaradıklarını ispat etme çabasıyla genel olarak çok konuşurlar ve bil­sin­ler bilme­sin­ler her şeye karışırlar...

4. Ge­lin hanımı ken­dil­e­rine ben­zet­meye çalışırlar, ayrı ve farklı bir kim­liği, ayrı ve farklı bir kişiliği olduğunu an­la­mak iste­mez­ler, dikkate almazlar. “Ben söylerim sen yaparsın”havasındadırlar...

5. Oğullarını daima ken­di ek­sen­le­rinde görmek is­terl­er. Ge­line faz­la il­ti­fat et­me­sin­den hoşlanmazlar (Hat­ta bazı yörelerde ge­lin damadı, da­mat ge­li­ni is­miyle çağıramaz, konuşamaz bile). Sık sık nazlanırlar. Çocuk gibi sevilip okşanmak isterler...

6. Bazen aşırı baskıcıdırlar: Aile hayatının arzuladıkları is­tik­a­mette şekillenmesi için bin dereden su getirebilir, acımasızca eleştireb­i­lirl­er...

7. İleri yaşlarda her şeyden çok yakınır, bitmez tükenmez ağrı ve sızılarını uzun uzun anlatır, ba­zen de ge­lin­le­ri­ni her­kese çekiştirirler (özellikle kaynanalar bunu yapar)...

8. Yanlış da olsa bildiklerinden şaşmazlar. O kadar ki, yanlış olduğunu ispatlasanız dahi bir işe yaramaz. Za­man farkını, kuşak farkını algılamaya yanaşmazlar...

9. Çok faz­la ken­dil­e­rin­den bah­se­derl­er. Çok faz­la geçmişte yaşarlar. “Bi­zim zamanımızda” diye başladıkları her konuşma, geçmişin me­thiy­es­i­dir, kendi gelinliklerini, terbiyelerini, eski saygıyı anlata anlata bitiremezler...

10. Genç karı-kocanın bir­likte gez­meye git­mek is­te­mel­e­ri­ni bir şekilde en­gel­lem­eye kalkışırlar. Özellikle kay­nan­a­lar ille de peşlerine takılmak is­ter. İstediği olmazsa, günlerce so­mur­tab­i­lir, söylenebilirler...

11. Evin tek hâ­ki­mi gi­bi davranırlar. Yemeğe, temizliğe, kısacası her şeye ken­di­le­ri kar­ar ver­mek is­terl­er. Ge­li­ni karıştırmaya yanaşmazlar. Hükmetme ve em­ret­me sevdalısıdırlar. Bu da za­man za­man tahammül sınırlarını zor­lay­ab­i­lir, hat­ta kav­ga pat­la­tab­i­lir...

12. Kulakları ağır işiten yaşlılar tel­e­viz­yo­nun se­si­ni faz­la açarlar. Za­man za­man komşularla bu yüzden prob­lem çıkabilir...

13. Yaşlı in­san­lar meraklı olur. Bu­ yüzden çevrelerinde ol­up bit­en her şeyi bil­mek is­terl­er. Ama öğrenince ağızlarında pek bak­la ıslanmaz. Aile sırrını bile faş edeb­i­lirl­er. Bu­nu kötülük ol­sun diye değil, bir şeyler bil­dik­le­ri­ni, ya­ni hâ­lâ işe yaradıklarını ispatlama uğruna ya­par­lar. Ama ba­zen sabır taşı çatlar...  

Kısacası dostlarım, yaşlılarla birlikte yaşamak zordur, ama güzeldir. Her şeye rağmen yaşlılar tatlı ve ber­e­ket­li insanlardır...

Eskilerimiz yaşlıları “Evin bereketi” olarak görürlerdi...

Unutmayalım ki, on­lar­la ilgilendiğimiz ka­dar, yaşlılığımızda bi­zim­le il­gil­e­nil­e­cek­tir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi