Sayın Ahmet Davutoğlu…. Çok zor bir dönem!..
Geçtiğimiz hafta, 2015 seçimlerine kadar; muhtemelen “Ocak-Şubat” aylarında sergilenecek “ekonomik kriz” oyununa ısrarla dikkat çekmiştik.
Bugünlerde bir yerlerde “ekonomik kriz” toplantıları yapılıyor.
Konunun AK Parti’deki “üç dönem” kısıtlamasıyla birebir ilgisi var; siyasi hayatları “bitme” noktasına gelecek olanlardan “bazıları” bugünlerde “ekonomideki sürdürülebilirlik” konusunda olumsuz laflar etmeye başladılar.
Bu tavra “paralel” olarak Warren Buffett, John C. Bogle, Larry Fink gibi “Yahudi Lobisi”nin en etkin isimlerinin patronajındaki Moody’s adlı Siyonist derecelendirme kuruluşundan “kriz” uyarısı kıvamında açıklama geldi!..
Kriz uyarısı ve “tehdit”:
“Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları (yani seçimi Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmış olması) Türkiye’nin temel ekonomik ve kurumsal kredi zorluklarını gidermeyecek!”
Mesaj o kadar açık ki…
Tercümesi;
“Recep Tayyip Erdoğan Siyonizm karşıtı tutumundan vazgeçmedikçe, ülkeyi yeniden faiz lobisinin sömürüsüne terk etmedikçe bizden O’na ve ülkesine rahat yok!..”
Moody’s adlı “Siyonist Örgüt”ün bu açıklaması yazılarımızın üzerine “cuk” diye otururken, dün de tabloyu tamamlayan bir haber çekti dikkatimizi…
Bir “Paralel” gazetesine konuşmuş CHP’nin ağır toplarından Gürsel Tekin…
Diyor ki;
“Enver Sedat’tan Saddam’a kadar hiçbiri kalmadı. Bir gere yarısı kırılır ve gider!. Bu uyarıyı aslında Cemil Çiçek de yaptı!.. Benzeri bir uyarı, 13 yıldır ekonominin başında olan Ali Babacan’dan geldi!.. Eğer bir devlet krizi olursa, devlet krizinin Türkiye’de yol açtığı bir‘ekonomik kriz’ felaket olur!”
•
Gürsel Tekin bir “plân”ı –temiz niyetlerle- deşifre ediyor aslında.
Muhtemelen Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığındaki hükümete çok ağır saldırılar olacak.
Bu saldırılar, “Paralel Siyonist Cephe”den gelecek.
Meclis içi muhalefet, 10’ncu seçimini de kaybetmemek yani “nakavt” olmamak için bu plâna “eklemlenecek”.
ABD’deki “sokağa çıkma yasağına” varan “polis şiddetine” sessiz kalan “Siyonist Gezi Medyası” ile “Siyonist Kredi Derecelendirme Kuruluşları” yatırımcıları ve üreticileri “korkutmayı” hedefleyen tezvirata ağırlık verecek.
AK Parti’den birilerinin “Ben bu konularda çok uyarıda bulunmuştum ama Erdoğan dinlemedi!” demesi sağlanacak!..
•
Az bir “zaman” sonra, Türkiye’nin yeni bir ekonomik krize yuvarlanmaktan kurtulabilmesi ya da girmiş olduğu ekonomik krizden çıkabilmesi için mutlaka bir “kurtarıcıya” ihtiyaç duyduğu yönündeki düşünceler gündemi işgal edecek.
Diyecekler ki;
“Gerginlikten yana olmayan bir isim.
Uluslararası finans merkezleriyle ilişkileri iyi, ekonomiyi bilen…
Fevkalade engin devlet tecrübesi olan…
Soğukkanlı, sakin…
Birleştirici bir isim…
Üstelik de muhafazakar!”
•
Bunlar, “Ekmeleddin İhsanoğlu modeli”ni “Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacakları ümidiyle” ortaya atmış olamazlar değil mi?..
Kazanamayacağı belliydi.
Aslında kazanabilmesi için bir şey de yapmadılar.
Ekmeleddin İhsanoğlu bir “model”di.
Farklı kesimlerin “hazmetme kapasitesini” arttıracak bir isim olarak, sisteme “hizmet” ettirildi.
•
Şimdiii…
Oyun ortada.
Memleketimizin siyasi hayatında masa başı hesapların tutmadığını gösteren nice siyasi gelişme var.
“Muhtar bile olamayacağına” hükmedilen Recep Tayyip Erdoğan’ın önce Başbakan ardından da Cumhurbaşkanı olması bu duruma bariz misaller.
Umuyorum ki, masa başı hesaplar bu kez de tutmayacak.
“Kâğıt üzerinde” bir yerlere yerleştirilen isimler, öyle umuyorum ki Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında milletimizi ve ülkemizi hedef alan bu tezgâhta rol almayacak.
Öyle ümit ediyorum!..